Kıyamet

103 16 4
                                    

Dünya, çok güzel ve zarifdi.Eskilerin anlattığına göre güneş doğarken ve batarken göz kırparmış dünyaya.
O kadar güzelmiş ki tüm canlılar her güneşe aşmış.Birde ay var tabiki,beyaz parlak ışığı ile aydınlatırmış karanlığı.
Dünya rengarenkmiş.O kadar alımlı ve narinmiş ki , tüm evren kıskanırmış bu cenneti.Ama bizleri değil yanlış anlamayın sadece muazzam olan dünyayı.

Şimdilerde nasıl mı?

Durun en iyisi,

Ben size en başından anlatayım.

------------------------------------------------------------------

Dünya yıl 2108;

İnsanlar yine vâr olduğundan bu yana gücün ve paranın peşinde kin ve nefret hât safhada .Büyük ülkeler herzaman ki gibi bir güç savaşı içinde.Bunun nedeni toprak ve yeraltı kaynakları.Acliktan ölen insanlar kimsenin umrunda değil.Küçük felaketler sürekli yaşanıyor.Depremler tusunamiler doğa olayları sürekli olarak bizi uyarıyordu.Ama bunu insanoğlu bir türlü kavrayamadı.

Bukez uyarı doğadan değil galaksiden gelmişti.Gercek yıkım benim der gibi aniden ortaya çıkmıştı.Uzay devriminde çok gelismiş olsada.Bu yıkıma karşı durmak oldukça zor.Nasa'nın açıklamasına göre dünyaya hızla yaklaşan bu gök taşı oldukça büyüktü.

Dünya'ya ulaşmasına 6 yıl 3 ay 21 gün kaldığını söylüyorlardı.İnsanoğlu çaresizlik içinde ne yapacaklarını düşünüyorlardı.Dünya birlik olmuştu,tek birşey için hayatta kalmak ve yaşamak içindi.Ne kadar komik değilmi?Birbirini öldürmek isteyen insanlar şimdi bu yıkıma tek vücut olmuşlar.

Tüm büyük ülkeler gök taşını durdurmak yada rotasından saptırmak için planlar,teoriler hazırlamışlar.

Ama herkes gerçeğin farkinda bu çok küçük bir olasılık.Her canlı yaşama arzusu ve inançla doludur.Aslinda gerçek güç budur.Peki ne yapacaklardı.Gök taşı hızla yaklaşmakta önünde insanoğlunun duramayacağı aşikârdı.Durmaksızın konuşuyor düşünüyor ve projeler hazırlıyorlardı.

Çarpmaya son 3 yıl kala insanlar onu durduramayacaklarını kabulendi.

Artık Nükleer bombalar hatta mega tonluk patlamara karşı dev yer altı tesisleri inşa ediyordı.Peki buraya kimler alınacak tabiki parası olan ön plandaydı.Bunun yanı sıra;
Hayvan türleri bitki türleri binlerce şeyden örnekler alındı.Akliniza gelebilecek herşeyden içeride mevcut yapay güneş bile vardı.Buna Nuh projesi diyorlardı.Her ülke kendine sığınaklar inşa etmeye başlamıştı.Ama bilim insanları böyle bir çarpışmada hiç bir şey ayakta kalamaz diyorlardı.Yinede denemeye değerdi.
Tüm kıtalarda toplamda 82 adet olan bu tesislerde 7 milyon insan hayatta kalacaktı.
Peki geriye kalanlar?
Bu sorunun cevabı büyük bir sessizlikti.

Tüm ibadet alanları dolup taşıyordu.Herkesin tek bir duası vardı.Hayatta kabilmek.Belki bu bizim kiyametimizdir,kimbilir?

Dünya kaos içindeydi çarpmaya son 1 yıl 7 ay 14 gün kalmıştı .Tüm hazırlıklar tamamdı .Tüm dünya ülkeleri bütün nükleer başlıklı silahlarını ona doğru çevirdi.İste bu son can havli denilen şeydi.Silahlar ateşlendi çarpmaya 7 ay kala bu nükleer silahlar metaoru a ulaşacaktı.Ama sonuç beklendiği gibi olmadı.

Gök taşında en ufak bir değişiklik gerçekleşmedi hala gazlar püsküre püsküre
Dünyaya hızla yaklaşıyordu.Dunyadan gizlenen bir plan daha vardı.Bir Yıldız gemisi inşa edilmişti tüm dünyadan örnekler onada yüklenmişti.Bu duyulduğunda herkes ona binmek için ilerliyordu ama bunun imkanı yoktu.İnsan bencil olduğundan bunu hazmedemedi.Hangi ülke yada kimler tarafından yapıldı bu saldırı bilinmiyordu.Gemi kalktıktan 3 dakika sonra bir füze ile vurularak düşürüldü.Bu çok kötü olmuştu.Belkide gidecekleri bir gezegende insanoğlu yaşamına devam edebilecekti.Bu olaylar gerçekleştiği sırada Ölüm yıldızı diyorlardı ona artık.Bize dünyamıza,evimize yaklaşmaya devam ediyordu.Ve o gün geldi çattı.

Son günü anlatmak çok zordu.Buna yürek dayanmıyordu.Birbirine sarılan insanlar.El ele tutuşmuş küçük kardeşler.Gözlerinden yağmur gibi akan yaşlar, yürek yakıyordu.Anneler,babalar oğullar eşler,sevgililer arkadaşlar kısacası tüm dünya kucakladı birbirini.Büyük bir gürültü ile Atmosfere giren gök taşı susturdu tüm insanlığı,minik parmakların göz yaşını silip olanı biteni izlemesi insanı büyük bir boşluğa itiyordu.Gök taşı yer kabuğu ile temas edince kapandı tüm gözler.Açamadı gözünü hiç kimse, sessizliğe büründü insanlık.Tek bir ses vardı yeryüzünde oda yıkımın sesi.Tam 3 günde karanlığa boğuldu dünya tamamen sessizleşti yeryüzü.Atmosferi kalın bir duman bulutu kapladı ne güneş nede ay vardı artık.

Bu 82 yeraltı şehirlerinden sadece 26 sı ayakta kalabildi.Geriye kalanlar depremler ve yeryüzünün değişimi sonucu yok oldu.Bu 26 devasa şehirler 250 300 yıl arası ayakta kalacak bir potansiyelde inşa edilmişti.Aradan aylar yıllar geçtikce.Bu şehirlerde zamana yenik düşüyordu.Sadece 9 şehir tam anlamıyla işlevseldi. Yeryüzüde şekillenmeye başladı çok farklıydı artık. Dünya Beş kıtaya ayrılmıştı.

Karanliğın içinde Paramparça olmuş bir dünya.Ama bu son değil,
Eski dünyanın bitişi, yeni evrimin başlangıcıydı.
------------------------------------------------------------------
✓İlk kitabım bu umarım beğenirsiniz.

Her insan bir diğerine ışık tutabilir.Bu sayede ilerlemek kolaylaşır.
En karanlık yerde bile yanan küçük bir ışık olmanız dileğimle.

Umut ışığınız hiç sönmesin.

Yorumlarınız benim için çok önemli lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin.

KARANLIĞIN İÇİNDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin