Sakın Ölme

24 2 0
                                    

  Güneş kızla yavaş yavaş ilerlerken.Kızgın ve üzgündü onun yanında kalmak istiyordu.Son birkez daha geriye dönüp baktığında emir ile göz göze geldiler.Emir gözlerini yumdu kısa bir süre sonra açıp gülümsedi beni merak etme der gibi!Eliyle işaret etti;;
-şehre doğru yanlış tarafa bakıyorsun yine güneş.

Güneş bu cümle ile tüm güzelliği bozan Emir'e kızarak.Sert bir tavırla şehre yöneldi.

-Kendini beğenmiş ukala!
Bende ne diye geriye dönüyorsam aptal güneş,diye kendine söyleme söylene ilerledi.

Herkes gözden kaybolunca emir yanındaki kalanlara birer birer görevler verdi.

-Anlaşıldı mı?

Herkez bir ağızdan
-Anlaşıldı komutanım!

Biraz etrafına bakındıktan sonra yanına bir kişi alarak biraz etrafta nelerin olduğunu görmek için mağaranın girişinden ayrıldı.Gördüğü bu atmosfer göz alıcıydı.
Rangarenk çiçekler,koyu yeşil çimenler,harika biçimde büyümüş göğe doğru uzanan ağaçlar aralıklarla örtüşen kuşlar muazzamdı.Biraz daha  ilerledikçe içini dolduran huzurla gülümsedi. Durdu gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.Ne kadar uzun süre öyle kaldığının farkında değildi, yanında gelen askerin sesiyle irkildi.Sesin geldiği tarafa çevirdi.Bir anda taşın arkasında eğilmiş saldırı pozisyonunda duran askeri gördü.Asker eliyle egilmesini işaret ettiği an hemen bunu yerine getirdi.Askere kaslarını çatarak kafasını ne oldu der gibi salladı.Asker mızrağıyla küçük bir tepeyi işaret etti.O yöne doğru baktığında şaşkınlıktan donup kaldı.Gözlerine inanamıyordu.

-Bu da ne böyle!

  Güneş ışığınin ufuk çizgisinden kaybolmaya başladığı sırada  o turuncu ve hafif kırmızımsı ışıkla aydınlattığı tepede normalden büyük ve farklı görünen kurt'u gördü.
Kurt şehirdeki bulunan hayvanlar bölümdeki kurtlardan daha büyük ve daha korkutucu bir görüntüsü vardı.Sanki bir kavgadan çıkmış gibi kanlar damlıyordu vücudundan.İkide bir hirliyor ve dış gösteriyordu tepenin diğer tarafında her ne varsa onunla ilgisi vardı bu kanın bu kesindi.Normal bir kurt'un 3,4 katı büyüklüğündeki bu kurt'u bu hale getirebilen şey nasıldır kimbilir.

Emir heycanlandı merak içinde olup biteni izliyordu.Askere diğer taraftan kurdun etrafına dolaşmasını işaret etti.

  -Asker Taşın arkasına geç!

Diye bağirmasiyla kurt onlara doğru çoktan dönmüş hızla koşuyordu.Emir kurdu çok iyi izliyordu aniden birşey fark etti.

Bu kurt onlara saldırmak için koşmuyordu.O birseyden onu bu kadar çok korkutan şeyden kaçıyordu.Hemen küçük bir kayanın arkasına atladı ve iyice yere eğildi.Kurt daha da yaklaşınca, her sıçrayışında topraktan çıkan ses kulaklarında yankılanıyordu.Askere sakın ordan çıkma,diye seslendi.
Kurt hızla yanından geçerken kafasını Emire doğru çevirip baktı.Göz göze geldiler o anda zaman durmuş gibiydi.Kurt aniden durdu çünkü gidecek başka bir yer kalmadı önünde koca bir ucurum vardı artık.İnlemeye başladı napacağini bilmez gibi bir hali vardı.Tam bu sırada tepeden çıkan hayvan emiri şok etti.Ne yaptığını bilmeden ayağa kalkmış tepeye doğru ağzı açık bakıyordu.

Tepede devasa kurt benzeri bir yaratık vardı ama çok daha büyük ve kürk u yok sırf deri ile kaplı kaslı bir yapısı vardı.Disleri ağzından fırlamış,kuyruğu  bir iğne gibi sivri ve uzundu.Artık bu yaratık kurt'a doğru değil de emir'e doğru bakıyordu.Donup kalan emir kurt'a uygulayacağı bu planı yaratığa uygulaması gerektiğini anladiği anda yaratığın hızla  kendine doğru koştuğunu gördü.İrkildi emirde yaratığa doğru koşmaya başladı bunu gören asker şoktan emirin sesiyle çıktı.
-
Üstüme atladığı anda saldır!

Emir sıçradığı anda sanki uçar gibi hissetti kendini.Ki uçuyor gibiydi öylesine yükselmiştiki yaratığı kılıcı salladiğı anda ondan daha yüksek te olduğunu fark etti ve arkasına düştü.Yaratiğa saldırmadan önce  kendi ayaklarına bakıyordu.Bunu nasıl yaptığını anlayamadı.Yaratik tekrar ona yönelip koştuğu anda kurt arkadan bir hamle yaparak boynundan yakaladı.Emir ve asker birbirine bakıp bu fırsatı kaçırmak istemediler.İkisi birden yaratığa doğru atıldı.Yaratik biraz kurtla cebelleştikten sonra onu bir kenara savurdu.Tam bu sırada emir zıplayarak var gücü ile kılıcını başına doğru savurdu.Kılıcın sesi dağda sanki bir rüzgar gibi esiyordu.Emir yere düştüğünde arkasina döndü ve yaratığın basının yerde olduğunu gördü.Asker hayretle bir Emire birde yaratığa bakıyordu.Kurt ise ayağa kalkmış zar zor durarak emiri izliyordu.Geldigi yöne doğru yönelerek yavaş yavaş topallayarak yürümeye başladı.

Kurt tepeye ulaştığında emir ve asker hala aynı şekilde yaratığa bakıyordu.Emir irkildi ve askere;
- yaratigin başını yanımıza alalım.Hemen mağaranın oraya gitmemiz gerekiyor.Sana diyorum hey kendine gel!

Asker hiç bir şey söylemeden mızrağı yaratığa sapladı başın diğer tarafından çıkan mızrağın ucuna bir halat yardımı ile doladi ve yerde sürükleyerek çekmeye başladı.

------------------------------------------------------------------✓Umarım okurken keyif almışsınızdır.

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen.Zamanınızı ayırıp kitabımı okuduğunuz ayrıca teşekkür ederim.

KARANLIĞIN İÇİNDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin