Bu sefer söyleyecek çok bir şeyim yok :D O yüzden karnelerinizi sorup gidiyorum :D
Seviliyorsunuz ♡ xx
Provalara başlamamızın üzerinden günler geçti. Artık onları takvimde bile işaretlemekten sıkıldım çünkü zaman zaten akıp gidiyor ve benim tek yapabildiğim, aynı zamanda yapmam gereken, ona ayak uydurmak. Günleri kovalıyoruz resmen, turneye daha çok yaklaşıyor olmak beni geriyor. Aslında bunu problem haline getirmesi gerekenler onlar ama yine de bu içime oturuyor çünkü ilk işim olacak ve babamın üzerimdeki görüşleri buna göre şekillenecek. Sasha Amerika'ya gittiğinden beri evde benim üzerime düşülüyor, beklentiler yükseliyor ve onları karşılayamamaktan korkuyorum. Babamı ve şirketi yüzüstü bırakmaktan deli gibi korkuyorum.
"Teşekkür ederim, Harry." Beni eve bıraktığı için son bir kez teşekkür ettim ve normalde çok sevdiğim ama bugün umrumda olmayan Justin Timberlake'in sesini geride bırakarak arabadan indim. Yanağını mı öpseydim acaba?
Çantamın klasik cebinden anahtarımı çıkarırken onu gelişgüzel bir yere fırlatıp sonradan 'nereye gitti lanet olası anahtar' triplerine girmediğim için kendimle gurur duyuyordum.
"Geldi sonunda!" Salon ışığının açık olduğunu yeni fark ederken içeri girdim ve duyduğum ses yerimden sıçramama neden oldu.
"Ödümü kopardınız." Ayağımın dibinde olan yastığı alıp onlara attım. Kesin benden önce bir şeyler yapılmış. Mutfağında boşaltılmış olduğuna da eminim.
"Seni almaya geldik pren-" Bu kelimeyi çokta sevmiyorum. Başkası söylese kendimi tutarım, pek sıkıntı olmaz ama onlar benim öyle olmadığımı bile bile demesinler. Zaten genelde bu bakışları atınca susuyorlar.
"Hazırlanmak için on beş dakikan var." Lucas göz kırpınca ona sırıttım ve odama koştum. Hızlıca üzerimdeki terli kıyafetlerden kurtuldum ve banyoya girdim. Kurumayacağını bile bile saçlarımı yıkadım ve çıkabildiğim kadar hızlı çıkarak kıyafetlerimi aklımdan seçmeye başladım.
Banyodan çıktığımda saçlarıma havluyu sardım ve dolabımın önüne geçerek az önce aklımdan seçtiğim kıyafetleri çıkardım. Son bir göz atıp emin olduktan sonra giyindim ve kapım çalındı. Ah, yine çok dakiğim.
Çalış tarzından Lucas olduğunu anladım. Onu artık tanıyorum, tüm grupta herkesle iyiyim ama o ve Stanley farklı. Kızlardan da Madison ve Mia. Neden bilmiyorum ama onlarla daha farklı bir yaklaşımız var. Tabii bu diğerlerini sevmediğim veya iyi anlaşmadığım anlamına gelmiyor. Hepsi hayatımdaki en değerli insanlar.
"Geliyorum ama birkaç dakika lazım." Hızlıca saçımı taradım ve kurutma makinesini fişe taktım. Biraz kuruttum ama uçları ıslak kaldı. Bunu önemsemeden -zaten ne zaman umrumda oldu ki?- banyodan çıktım ve odamın kapısını işimin bittiği belli olsun diye açtıktan sonra çantaları değiştirdim ve salona geçtim.
"Hazırım."
"Ama önce," Lafa giren Nora durdu ve sırıtmaya başladı. Ona bunu bulaştırdım, gıcık sırıtma. "Harry'i ara ve ona bizimle gelmesini teklif et." Ben saçma sapan bir ifadeyle yüzüne bakarken Andrew telefonu elime tutuşturdu.
"Saçamlıyorsunuz." dedim ciddiyetle. Bunu yapmayacağım, yapamam. "Hayır, olmaz. Gerçekten, ne diyeceğim arayıp?" Nora sinsi bakışlarla ayağa kalktı ve uzun saçlarını -beline geliyor resmen- omzununa alarak dibimde durdu. Ben sonraki hamlesini beklerken canım arkadaşım telefonu elimden aldı ve rehbere girdi. "Nora, hayır." Telefonu bana vermemek için salonda koşmaya başladı, bende peşinden gittim. Lucas ve Caitlin önümü kesene kadar.
![](https://img.wattpad.com/cover/17136103-288-k514412.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Darling
Fanfiction'Hayır, bu aldanmak değil. Bu tüm kalbini ona vermek, ona aşık olmak.' 'Dear' serisinin Dear Daddy kitabının ilk kitap niteliğindeki devam kitabı.