1 Sene Sonra
"Yaa!" diye bağırdım.
"Yeter artık!" diye bağırdı Lou. "İkinizin aynı olmasından nefret ediyorum." Ardından kızına döndü. "Lux o boyaları da kırarsan sana yenisini almayacağım bebeğim."
"Ama bize işkence ediyorsun!"
"Harry eğer tek kelime daha edersen saçlarını sıfıra vuracağım." Lou ikimizin saçına da şekil veriyor anlayacağınız ve güzel, biraz sakinleşti. "O katıldığınız daveti yapana söyleyin, bana uğrasın." Tek kaşımı kaldırıp sandalyede dönerek Lou'ya baktım.
"Bakma öyle, içimde kaldı." Kıkırdadım ve önüme döndüm. Ben telefonuma uzanırken Harry, Lou'ya bir şeyler fısıldadı ve Lou'nun yüzü aydınlandı. Onları önemsemeden telefonumu açtım ve Numberama oynamaya başladım. Hayır, Lou ve sevgilimi birbirlerinden kıskanmıyorum, onları kıskanmak zaten yapılacak en aptalca şey olur. Lou, Harry için Gemma gibi çünkü.
"Harry, dışarı."
"Ama-" İşte şimdi Harry, Lou'ya ne dedi merak ettim ve onlara değişik bir bakış attım. Karşılığında ise Harry'den aldığım bir öpücük oldu. Bir şeyler karıştırıyor.
Lou yanıma gelip bir şeyler yapmaya başladığında ona uyarak kafamı geriye verdim.
"Sen hala burada mısın?" Harry çatık kaşlarıyla ayağa kalktı ve Lou'ya sinirli sinirli bakarken tam karşımda durdu. Ben gözlerimi açarken yüzlerimizi yakınlaştırıp dudaklarıma minik bir öpücük kondurduktan sonra gülümsedi ve başını kaldırdığında Lou'ya sinirli bir bakış attı. Başka bir şey söylemeden ortadan kaybolduğunda neler döndüğünü merak etmiştim.
"Neler oluyor?" dedim sakin bir sesle, Harry odadan çıktıktan sonra.
"Sadece şu kadar söyleyeyim, bu gecenin senin için özel olmasını istiyor." Kaşlarım hafifçe çatıldı. O neler karıştırıyor.
"Bu ne demek Lou?"
"Arkadaşının babasını tebriğe gideceksiniz ya, Harry o salondaki en uyumlu çift olmanızı istiyor." Bir tanem benim. Hayatımın neşesi. Gözlerine öldüğüm. Sevgilim benim ya! "Şimdi şu sırıtışını yok edersen eğer ruj süreceğim." Dediğini yapmaya çalıştım ama ne kadar becerdim bilmiyorum. "Tanrım, ikiniz de birbirinizin muhabbeti geçtiğinde kendinizi toparlayamıyorsunuz!" Homurdanması gülmemeyi beceremediğimin kanıdı.
Kapı çalınca Lou saçımda dolandırdığı tarağı çekti ve bende gözlerimi açtım.
"Harry eğer sensen ilk bulduğum spreyi başından aşağı boşaltacağım."
"Ben geldim." Kapı açılınca Zayn başını uzattı.
"Tanrım, hoşgeldin hayatımdaki tek normal insan!" Zayn ve ben, Lou'nun dediğine kıkırdarken gözüm Zayn'in ekinde tuttuğu kılıfa kaydı ama Lou benden önce davranıp sordu.
"Elindeki ne?"
"Prensesimin hediyesi." Jenna doğmuş olabilir ama bana hala prensesim diyor. Annesine başımın tacı, Perrie'ye kraliçem, Jenna'ya -Zayn'in dünyalar tatlısı kızı- tavşanım ve bana prensesim. Evet, onum dünyadaki herkese yetecek kadar lakabı var. Kardeşlerine verdiği isimlere girmiyorum bile.
"Ne hediyesi?"
"Fazla sıcak tutma kafasına." diye fisıldadı Zayn, Lou'ya doğru. "Sonra başına vuruyor. Bunun içinde ne olmasını bekliyorsun Darcy?" Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Nerede senin insanın içini bunaltan İngiliz Beyefendisi tavrın?" Hemen duruşunu dikleştirdi ve elini askı gibi uzattı.
"Özür dilerim leydim, eğer arzu ederseniz size hediyemi takdim etmek istiyorum." Önümde eğilir gibi yaptığında güldüm ve sonra kendini toparlamasını, kılıfın fermuarını açmasını izledim. İçinden de- Aman tanrım buna elbise demek hakaret olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Darling
Fanfiction'Hayır, bu aldanmak değil. Bu tüm kalbini ona vermek, ona aşık olmak.' 'Dear' serisinin Dear Daddy kitabının ilk kitap niteliğindeki devam kitabı.