ÖLDÜM DER DURUR YİNE DE YAŞARSIN.

389 28 18
                                    

Kapı da onu bekleyenlere baktı. Sonra yere çöktü. Hafız ve Yavuz da destek olmak istercesine yanına çöktüler. Sonra gözleri yaşlı adam konuşmaya başladı.

-Abi nefesimi söküyorlar benim dayanamıyorum içimi söküyorlar canımdan can aldılar.

Şiddetlendi ağlaması.

-Abi korkar onlar. Nazlı hiç sevmez karanlıkta yalnız kalmayı. Hele oğlum o daha küçücük el kadar o napar orda.

Hıçkırıkları herkesin yüreğini burkuyordu adamın. Genç kızın babası bir yandan karşısındaki çaresiz adamı nasıl teselli etmeli onu düşünüyordu. Bir yandan da ciğeri yanıyordu. Evlat acısı kolay değildi. Ama bugüne kadar kaç tane elinde büyüttüğü evladı şehit olmuştu. Ama Ateş kendi eliyle bir yuva kurmuştu. Ailem dediği kadını ve bebeğini kaybetmişti. Biraz sonra haberi almış halde Bahardan destek alarak yürüyen Güler geldi. Ateşi de banka oturtmuşlardı. Güler yüklendi Ateş'e zaten ayakta duramıyordu Ateş yakalarına yapıştı. " Senin yüzünden hepsi. Kızım senin yüzünden öldü. Hayatını mahvettin onun." Bu gibi sözleri peşi peşine sıraladı Ateş'e. Hiçbir şey yapmadı sadece öyle durdu Ateş. Güler göğsüne yumruklarını peşi ardı kesilmeden sıraladı. Erdem Güler'i zaptetmeye çalışıyordu. En son bir tokat attı Güler Ateş'e. Sonra da zaten Yavuz Ateş'i zar zor ordan çıkardı. Herkesin canı yanıyordu. Ama Ateş'in canından can kopuyordu.

Ertesi gün mezarlık

Genç adam karısını ve oğlunu kendi elleriyle toprağa verdi. Dindiremedi göz yaşlarını. Genç kadının ve evladının cenaze namazı kılındı. Duası yapıldı. Cenaze boyunca zar zor ayakta durdu Ateş. Kan oturmuş gözleri morarmış dudakları ve her adım atışında sendeleyen düşecek gibi bir Ateş vardı herkesin karşısında. Erdem kendine bir borç bildi Ateş'e toparlanması gerektiğini söylemeyi.
-Ateş oğlum kendine gel hadi. Biliyorum çok zor ama lütfen. Bak ben de evladımı kokusunu burnuma çekmediğim torunumu yitirdim. Dirayetli ol. Dayan.
-Özür dilerim. Çok özür dilerim. Koruyamadım ben. Ne Nazlı'yı ne de oğlumu koruyamadım. Benim yüzümden...

Genç adamın feryadı dinmedi. Ayakta durmaya bile gücü yoktu. Herkes birer birer gitti. Yavuz kaldı sadece yanında adamın. Ağlıyordu. Iki mezarın yanına geçmiş sürekli özür diliyordu.
Sonra karısının Nazlısının mezarının yanına çöktü Ateş
-Ben seni bırakıp nasıl gideyim şimdi Nazlı? Benim senden başka gidecek kimsem yok ki! Evimize nasıl gideyim? Benim senden başka evim yok ki! O kapıyı nasıl açayım? İçerde senin olmadığını bile bile! Ben napayım şimdi Nazlı? Allah'ım sem bana sabır ver. Ben dayanamıyorum.

Yakasindaki resmi çıkardı Ateş önce dikkatle. Sonra öptü.
Sonra hafifçe doğruldu. Gözyaşlarını sildi.
"Ne kadar da mutluyduk oysaki neden Nazlı'm neden bıraktın beni?"
Yavuz Ateş'i mezarın başından kaldırdı ve beraber ağlamaya başladılar.
Ateş
"Komutanım bu acı nasıl geçer? Nolur bana yol gösterin. Yalvarırım size. Nefes alamıyorum ben onsuz."
Yavuzun tek yapabildiği sıkıntıyla nefes vermek oldu. Sarıldılar uzun uzun. Genç adam belki de hayatına nokta koymuştu. "Zamanın dışında boşluğun içindeydi." Ateş.

Hani hep filmelerin sonunda "Adam GİTTİ kadın BİTTİ " derlerdi ya bu sefer öyle olmadı. KADIN GİTTİ ADAM BİTTİ.

1 Hafta sonra
Biterdi bazı hikayeler kanata kanata ama bu hikaye sadece kanayan bir yara açmadı Ateş'in kalbinde. Nazlının gelişiyle iyileşen tüm yaraları yeniden kanamaya başladı adamın. Yeni yeni kendine geliyordu. Tek başına kalmasın acısı taze diye eve göndermemişlerdi. Zaten gidecek takati de yoktu. Evin her yeri Nazlı kokuyor her yerde Nazlının izi bulunuyordu. Küçük küçük hazırlıklar yapılmıştı. Oğulları olacağı haberinin üzerine. Ama adını bile koyamamıştı. Ağır geliyordu bu kadarı ağır. Banka kafasını koydu. Yorgun bedeni ağlamaktan şişmiş gözleri ile uykuya teslim etti kendini. Sabah 6 sularında tüm tim sabah sporu için bahçeye çıktı. Hemen kapının ilerisindeki bankalardaki Ateş dikkatini çekmişti Hafız'ın. Yanına gittiler.

Ateşten
Ateş rüyasında da uyuyordu. Ama kafasında bazı sesler vardı. Birileri konuşuyordu tam anlamasa da.
-Oo abi bu burda uyuya kalmış
-Şu ceketi ver de üzerine örteyim
Biri Ateş'in üzerini örttü. Hissediyordu.
-Nazlı yengenin ölümünden sonra toparlayamadı ki kendini
-Nazlı onun her şeyiydi.
-Zor ama takdiri ilahi. Dayanması gerek. Yaşamaya devam etmeli. Bu onun imtihanı
-Abi iyi diyorsun güzel diyorsun da kolay mı karısını daha kokusunu koklamadığı adını koyamadığı evladını toprağa verdi.
-Neyse çok konuştunuz uyandıralım hadi

Bu sırada gerçekten Ateş'i uyandırmak için uğraşıyorlardı.
-Ateş
-Ateş
-Ateş hadi kalk Yavuz komutan birazdan gelir.
-Ateşşşş

Ateş nefes nefese uyandı
-Nazlı
-Sakin ol
-Abi Nazlı
-Oğlum hadi bir elini yüzünü yıka kendine gel. Üstünü değiş.

Ayağa kalkacak dermanı yoktu aslında. Ama yine de ayağa kalkmayı denedi. Gözyaşlarını dindiremedi. Nefesi kesildi. Sonra içeri girdi üniformasını giydi. Yaşaması için son sebebi bu üniformaydı. Hayatını ona bahşeden de bu üniformaydı hayatını ondan alan da. Enin de sonunda elindeki tek varlığıydı. Elini yüzünü yıkadı. Sert bir kahve yaptı. Kendine geldi. Iştima alanındaki yerini aldı. 50 şınav 50 mekik düz koşu engelli koşu silahlı koşu atış alıştırmaları yaptılar. Herkesin perti çıkmıştı Ateş hariç. Dağıldılar. Bir kahve daha içti. Sonra duş aldı üzerini giyindi. Ve yola koyuldu. Çiçekçiye gitti Nazlısı için en sevdiği çiçek demetini yaptırdı. Çiçekçi tanıyordu Ateş'i. Önceki zamanlarda eve giderken burdaki 50 55 yaşlarındaki kadınla sohbet eder Nazlı'ya hep burdan çiçek alırdı. Kadın Nazlının ve oğlunun vefatını duymuştu. Ama Ateş'e başın sağolsun diyemedi. Yine biraz sohbet ettiler ama bu sefer ki sohbet farklıydı. Nazlının şikayetleri yada aşermesi değildi konu. Havadan sudandı. Kadın bir yandan da Ateş'i inceliyordu. Boynundaki damarlar belirgin hale gelmişti iyice. Göz altları torbalanmış ve morarmıştı. Biraz sonra vedalaştılar ve tekrar mezarlığa doğru yol aldı Ateş. Mezarlığa geldiğinde birinin üzerinde Nazlı Acar diğerinde ise Ateş oğlu Erdem Demir Acar yazıyordu. Nazlı ile en büyük hayalleriydi oğullarına bu ismi koymak. Erdem'e sürpriz yapacaklardı ama her şey o kadar yarım kalmıştı ki. Hiçbir şey istedikleri gibi olmadı hayallerinde kaldı. Sonra usulca yere çöktü Ateş. Çiçekleri tek tek bıraktı Nazlı'nın toprağının üzerine. Ağladı usul usul.
-Nazlım ben geldim güzel gözlüm. Seni kokunu bana kızmanı tartışmalarımızı elini tutmayı o eteğin yarısı nerde diye senle uğraşmayı bizim evimizde senin kokunla uyanmayı gece Ateş canım bunu çekti diye beni uyandırmanı kısaca seni ve senle dolu hayatımı o kadar özledim ki. Gitmesen olmazdı dimi. Bırakmasan beni bir başıma. Biliyor musun evimize gidemedim ben. Her yer sen kokuyor Nazlı. Her yerde senin izin var. Her yerde oğlumuz için yaptığımız ufak tefek hazırlıklar var. O ev bizim benim değil ki. Kıyafetlerimi bile almaya gidemedim Feyzullah'ı gönderdim. Sen şimdi görüyorsan beni bu halin ne diye kızıyorsundur kızma anca bu kadar ayakta kalabiliyorum yokluğunda. Uykuyu sevmeyen ben uykunun müptelası oldum sırf rüyalarımda yanımdasın diye. Bazen o kadar güzel geliyorsun ki rüyama gerçek zannediyorum sonra rüya seni kaybettiğim yerde bitiyor. Ben kendimi bir karanlıkta boşlukta hissediyorum Nazlı. Ama şunu bil bu kalp bu bedende attığı sürece senden başka kimse olmayacak. Seni çok seviyorum.

Toprağı biraz daha okşadı. Mezarların başında çakılı tahtaları öptü ve oradan ayrıldı. Bir kaç gün önce mutluluktan bulutlar üstünde yaşayan adam öyle bir çakılmıştı ki kafa üstü öyle bir allak bullak olmuştu ki anlatılmazdı. Karargaha geldiğinde kitabını aldı dinlenme odasındaki koltuklardan birine oturdu ve şu sözleri yüksek sesle okumaya başladı.

Allah der ki: "Kimi benden çok Seversen, onu senden alırım." ve ekler:
 
"Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım."
 
 ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur...
 
Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya...
 
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur... 
 
Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.
 
En garibi de budur ya... Öldüm der durur, yine de yaşarsın...
 
Mevlana




Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz. Biliyorum merak ediyorsunuz Nazlısız NazAt kitabı nasıl yazacaksın diyorsunuz burdan toplu cevap vereyim bu sürecin nasıl ilerleyeceğini hep birlikte görücez. Vote vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. Desteğiniz benim için yazmam konusundaki teşviğim. Hepinize keyifli günler.🌹

Söz Versem *NazAt*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin