Uyandı

872 56 4
                                    

Hızla arkasını döndü Nazlı. Ateş ona gitme mi demişti. Ama şu an gözleri kapalıydı. Ateş tekrar "Gitme" dedi gözlerini açmaya çalışıyordu.
"Hemen geliyorum Ateş doktoru çağıracağım."
Ateş fazlasıyla yorgundu. İtiraz etmedi ve tekrar uyudu biraz.  Doktor geldi. Ateşi muayene etti. Solunumu hala sıkıntılı dedi. Anlaşılan zehirim içindeki virüs solunuma etki ediyormuş direk. Sonra hemşireye Nazlı'nın anlamadığı şeylerden bahsetti. Ama bi önemi yoktu da zaten. Ateş o uyanmıştı. Ama şimdi tekrar uyuyordu. Time uyandı diye haber vermeliydi. Babasını aradı. Açan olmadı. Yavuz abi diye düşündü. Yavuz da açmadı. En son deliye döndü aramadığı bir tek Fethi kalmıştı. Fethi telefonu açtı. Ve güzel haber üzerine adeta uçarak hastaneye ulaştı. Doktorlar kontrollerini yapmış durumunun iyi olduğu haberini vermişlerdi. Fethi pencereden Ateş'e baktı.
"Ah be kardeşim. Neden ha neden? Şu gözlerinin altına bir bak. Ne yapayım ben seni." Offff Fethi derin bir nefes aldı ve aynı hızda verdi.
Sonra bana döndü
"Mutlu musun Nazlı anladık sen de yapmak zorundaydın ama Ateş'i bu hale getirmek ne demek. Adama ayrılalım sevmiyorum dedin yaktın yıktın zaten. Bir haftadır bebek gibi zorla yemek yediriyorum. Oda değiştirdim onun yanında olmak için geceleri ağlıyor rüyasında. Bazen Nazlı diye uyanıyor. Oturup beraber ağlıyoruz. İnan anne babasına bu kadar üzülmüyor bu çocuk. Ama sayende geldiği hale bak. Onun gözünün önünde başkasını öpmek ne demek? Doğru söyle bu çocuğu bitirmek için mi sevdirdin kendini?"

"Fethi! Tamam haklısın ama ben ister miydim böyle olmasını? Ben ister miydim ha? Bilmiyor musun hepsi babam yüzünden? Benim canım yanmıyor mu sanıyorsun?"

"Istesen de istemesen de oldu. Ateş bu durumda. Neyse eğer üzmeyeceksen tekrar bu hale getirmeyeceksen kazan kardeşimin kalbini ama onu üzeceksen üzmeden bırak. Emin ol ikincisini kalbi kaldırmaz."

Biz bunları tartışırken Ateş sıçrayarak yarı ağlayarak uyandı. Fethi hemen odaya daldı. Onu sakinleştirdi. Sarıldı. Sonra ben girdim odaya. Ateş önce gözlerini büyüttü. Sonra kafasını diğer tarafa çevirdi ve
"Ne oldu Nazlı hanım? Bana ne yaptığınızı görüp eserinizle iftihar etmeye mi geldiniz? Sayenizde timden 1 ay uzaklaştırıldım. Hem sevgiliniz nerde sizin onun yanına gidin merak etmesin. Belki kokunuzu özlemiştir. Öpmek ister sizi yine." Bunları söylerken sesindeki yorgunluk bıkkınlık o kadar ortadaydı ki. Anlatamam.
"Ateş dinle beni ne olursun. Sadece 5 dakika. Sonra git dersen gidicem. Söz. "
"Nazlı sadece 5 dakika. Ama biliyorum böyle bir kalp kırıklığının açıklaması olamaz."

"Ateş babam beni tehdit etti. Seni göndermekle. O yüzden ayrıldım senden. Nasıl yaptım bilmiyorum ama ayrıldım. Hep beni suçluyorsun ama bilmiyorsun. Ben de bittim ben de öldüm."

Ateş zar zor bir nefes çekti ciğerlerine.

"Nazlı tamam anladık baban yüzünden ayrıldın peki o adamı babanın zoruyla mı öptün? Baban mı git Ateş'in önünde onu öp dedi? Nazlı ben zaten sen o çocuğu öpene kadar umut ettim. Öptüğüm an ne hissettim biliyor musun? Bilmezsin. Geçmişim geldi aklıma. Yetimhanedeki müdürün odasına girip anne babamı sorduğumda senin annen baban yok demişlerdi o gün çok canım yanmıştı bir daha da o kadar yanmamıştı canım . Ama senin o günden daha fazla canımı yaktığını hissettim Nazlı!.. Ben ne yaptım sana? Seven insan vazgeçer mi? Seven sevdiğine bunu yapar mı?"

Nazlı
Ateş haklı olarak çok ağır konuşmuştu. Diyecek söz bulamadım hışımla çıktım odadan. Düşündüm haklıydı. Ben onun canını anne babasının gidişinden daha fazla yakmıştım. Ben ona ne yapmıştım? O bana koskoca bir yürek vermişti. Kalbini bana açmıştı. Bense ona sadece ağır bir yük ve acı vermiştim. Affettirecektim kendimi başka yolu yoktu. Onsuz yaşayamazdım.

Veeeee 530 kelime...
Vote vermeyi unutmayın🌹💞
Ve arkadaşlar bölümleri yorumlarsanız memnun kalırım...

Söz Versem *NazAt*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin