ÖMÜRLÜK BİR DOSTLUĞUN HABERCİSİ

370 35 6
                                    

Odanın önüne geldiklerinde doktor içerden yeni çıkıyordu. Nefes Hanım biraz konuşsak iyi olur.
-Peki konuşalım arkadaş yabancı değil o da dinleyebilir.
-Nasıl izterseniz. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi bu en büyüğüydü krizlerin. Bu kriz yanında kekemelik okuma ya da konuşma bozukluğu getirebilir. Tabi bu olmayadabilir. Ama dikkatli olun. Yani mesleğine zarar verebilir ileriki günlerde böyle ağır krizler devam ederse. Rahat olacağı ortamlar sağlayın. Biliyorum yaşadıkları kolay değil. Anlatmıştınız. Ama bu krizler de normal değil. Birazdan uyanır yanında olun. Ve mümkünse onu bu hale getiren olayı ya çözün ya da uzak tutun.
-Teşekkürler doktor bey. Ben şimdi yanına gideyim. Detaylıca konuşuruz.

Doktor gülümsedi ve gitti. Nazlı ne hissedeceğini bilemiyordu. Ne yapmıştı kocam dediği adama? Sonra karşısında duran öfkesinde haklı olan kıza baktı.

-Ben onu görebilir miyim?

-Ben bir bakayım. Kendine gelsin. Burda olduğunu söylerim. Umarım seni görmek ister.
-Umarım.

Nefes sessizce odaya girdi. Kolunda serum vardı yine adamın. Zayıflamış vücudu. Üzeri açıktı. Üzerini örttü. Bu kısa zamanda Ateş onun en yakın arkadaşı olup çıkmıştı. Her şeylerini bilir hale gelmişlerdi. Bir kere bile yan gözle bakmamışlardı birbirlerine. Nazlı Nefesin hareketlerini izliyordu camın arkasından. Nefes Ateş'in sakallarına dokundu sakince. Sonra bileğindeki hassas noktayı ovuşturdu. Biraz sonra Ateş kendine gelmeye başlamıştı. Uyandığında her zamanki gibi Nefes oturuyordu yanında. Ve bileğiyle oynuyordu. Biraz kendine gelince
-Su
Dedi Ateş. Nefes tereddütsüz elindeki bardağı uzattı Ateş'e. Biraz daha ayıldı Ateş. Sonra bir cesaret soruverdi.
-Gerçek miydi?
Nefes sıkıntı içinde dudağını ısırdı.
-Gerçekti.
Dedi usulca. Ateş'i yatıştırmaya çalışırcasına.
-Nerde şimdi?
-Dışarıda. Çağırmamı ister misin?
Usulca kafasını salladı Ateş. Küçük bir çocuk misali. Nefes Nazlı'yı çağırdı. İçeri geçtiler birlikte.
-Ben çıkayım rahat rahat konuşun.
-Hayır Nefes. Burda kal. Benim senden gizlim saklım yok. Hem 7 aydır yanımdasın. Olanları öğrenmeye seninde hakkın var.
-Ateş!
-Lütfen.
Nefes odanın diğer köşesindeki koltuğa oturdu. Nazlı Ateş'in elini tutmaya yetendi. Ateş ise elini hemen geri çekiverdi. Kızgındı. Kırgındı. Derin yaraları vardı adamın...
-Ateş ben özür dilerim. Çok özür dilerim.
-Neden yaptın demeyeceğim sana. Çünkü bu durumun geçerli bir bahanesi olamaz. Ben öldüm Nazlı. Gecelerce öldüm. Ne zaman başıma bir şey gelse ölmek için dua ettim. Ne zaman bir çocuk görsem içim acıdı. Kalbime ucu ısıtılmış demir soksalar canım bu kadar acımazdı...
Arkanda gördüğün kadın var ya. Nefes. Yaşadıklarımın çoğunda yanımdaydı. İnanmıyorsan ona sor. Ha daha da inanmadın Nefes'in babasına sor. O bile gördü halimi. O bile acıdı bana. Ha aklında bulunsun inanmayıp soracak olursan Ateş Acar deme. Tanımazlar. Ben o gün sizi o mezarlara koyduğumu zannederken kendi ruhumu da gömdüm....
...
-Ateş saçmalama. Ben ne zaman inanmadım sana. Hem bilmiyorsun oğlumuzla tehdit ettiler beni.

-O o hayatta mı?
-Evet hayatta...
- Sana tek bir şans vericem Nazlı. Konuşman için anlatman için tek bir şans. Bana her şeyi baştan anlat.

Sesi acizce çıkmıştı genç adamın.
-Peki. Ama sen iyi misin? Hazır mısın buna?
-Başla.
-Ateş bak benim vurulduğum gün o ameliyathaneden beni istihbarat çıkarmış. Tehlikede olduğumuz haberi gitmiş kulaklarına senden ve babamdan ötürü. Biliyorsun takmıştı sana kafayı Çolak denen adam. Galiba oğlu öldürülmüş adamın ve bundan seni sorumlu tutuyormuş. Bizi alıp burda bir güvenli eve yerleştirdiler. Sonra yeni bir geçici kimlik verdiler bana. Ve bir süre yazılım ve müzik eğitimi aldım. Bir eve müzik eğitmeni olarak sızdım ve bilişime birkaç bilgi taşıdım. Ve sonunda tamamen emniyette olduğuma, olduğumuza inandıklarında bizi sana getirecekti babam. Ama hayat önce davrandı ve bizi karşı karşıya getirdi. Ama hala istihbaratın güvencesi altındayımve onlara çalışıyorum yazılım konusunda. Bu arada ben Rüya Soykıran. Sen de Ateş Demir Poyrazoğlu olmalısın. Şu ünlü iş adamının sevgisiz ve acımasızca büyütülmüş oğlu. Şu yurtdışındaki. Sende onun eşisin değil mi?

-Demek Erdem yarbayım da biliyordu. Tim de biliyor muydu bari? Bir benim haberim yok anlaşılan. Hakkımda biliyorsun bir şeyler. Demek ki araştırmış yardım almışsın. Sağlık raporlarımı da serdiler mi önüne. Ya da kalbimdeki mezarlığı söylediler mi sana? Eminim şimdi diyeceksin ben hiç acı çekmedim mi? Sen kimsen yokken bir aile kurdun mu Nazlı Korkmaz!!! Sen kendi elinle kurduğun aileni kendi elinle gömdün mü? Bak eminim senin için de kolay olmadı ama bunlar bir telefon etmene engel miydi? Bir kere iyiyim deseydin cümle alem benimdi. Hayattan başka ne isterdim ki. Boş iki mezara gidip aylarca ağlamaktan iyiydi. Görmezdim en fazla. Ayrılsak buluşmak kolaydı. Ama birini yitirdiğin zaman tekrar kazanmak gibi bir umudun olmuyor. Seni tutunmak zorunda bırakıyorlar. Ben tutunamadım. Ben tutunmak için sizin ellerinizi bırakamadım. Ama görüyorum ki senin için benim ellerimi bırakmak çok kolaymış. (Ağlıyordu.) Neyse oğlumu ne zaman görebilirim?( Güçlü durmaya çalışıyordu Biçare sesiyle)

-Kalbindeki özlemi biliyorum çünkü ben de yaşadım aynısını. Ben senin ellerini yeniden tutmak için bıraktım. Ve yeniden tutmak için burdayım. (Ağlamaya başlar) Ben seni çok özledim Ateş Açar. Mavi gözlerini çok özledim. Nolur bırakma beni. Ayarlarım hemen bir şeyler. Hastaneden çıkınca gösteririm oğlunu sana. En olmadı buraya getirirler. Ben özür dilerim Ateş Açar. Ve Tim de hiçbir şey bilmiyor.

Ateş'in inadı daha fazla dayanamadı. Sarıldı Nazlısına kocaman. Kokusunu derin derin içine çekti. Ne büyük özlemdi ne büyük. İçinde baharda canlanan çiçekler gibi canlandı sanki ruhu. Ağlıyordu bir andan. Acı zehir uzaklaşıyordu bedeninden. Kadın içinde pek farklı değildi durum. Belki de bu halde kaldılar bir 20 25 dakika. Doktorun gelişiyle bölündü sarılmaları. Gelen genel cerrahi uzmanıydı. Ateşi muayene etti. Tam tshirtünü sıyırmıştı Ateş yukarı doğru. Nazlı gördü yaraların bıraktığı izleri. Hıçkırıklarını tutmak istercesine bastırdı dudaklarını birbirine. Farketti bu durumu Nefes. Sarıldı yanında duran kendisi gibi genç kadına. Belki de bu sarılma ömürlük bir dostluğun habercisiydi.

Evet arkadaşlar gece gece duramadım size ellerimle bölüm yazdım. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Ve bana fikirlerinizi yazın. Yazın ki gelistirebileyim bir şeyleri. Hepinizi çok seviyorum. Öpüldünüz....

Söz Versem *NazAt*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin