İSTANBUL, MAYIS, KAZA...

360 37 4
                                    

4 SAAT SONRA
-Doktor Bey anlamıyorsunuz benim yarın Karabayıra uçağım var ve siz ne yaparsanız yapın gideceğim.
-Ateş bey işiniz acil olabilir ama bu durumdayken ayakta bile durmanız yanlış.
-Bakın Doktor Bey ben yarın gidiyorum. Siz Mayıs ile ilgileniyorsunuz. Bitti.
-Ateş yeter da bu ne inat. Ölüyordunuz be adam. Ömrümden ömür gitti.
-Sen karışma Nazlı. Ben de zaten ömrümden giden 1 senenin hesabını sormaya gidiyorum Karabayıra.
-Ateş babamın ne suçu var?
-Beni gecelerce baban teselli etti. Mahvoluşumu yanışımı gördü. Gıkı çıkmadı.
-Napsaydı? Kızıyla torununun canını hiçe mi saysaydı?
-Nazlı konu kapandı. Mayıs'ın durumu pek iyi değil siz üçünüz burada kalıyorsunuz. Sen Nefes'e sahip çıkıyorsun. Ben de gidip döneceğim.
Doktor Bey merak etmeyin bir aksilik çıkmazsa yarın gece burdayım çıkarsa da haber ederim zaten.
-Siz nasıl isterseniz Ateş Bey.
-Sen ne hakla bana emir veriyorsun?
-Kocan olma hakkıyla.
-Ateş Bey benim kocam Ateş Acar. Siz değilsiniz. Sizin eşiniz NEFES POYRAZOĞLU.

Ateş tartışma sırasında doğrulmuştu.

-Benim her şeyim sendin Nazlı...
Ahh
Acıyla kıvranmaya başladı Ateş. Nefes hızla doktoru çağırdı. Dikişlerini patlatmayı başarmıştı Ateş. Ama dikişlerinden daha fazla acı veren bir şey vardı. Nazlının sözleri. Hışımla veriyordu aldığı tüm solukları.

Ertesi gün Karabayır
-Hoşgeldin aslanım. Hayırdır bir şey mi oldu? Hem yine bu halin ne senin?
-Halimin bir önemi yok komutanım içim yanıyor sadece. Yüreğimde bir yangın var alev alev yanıyor.
Yan taraftaki banka bıraktı kendini Yavuz anlamaz gözlerle Ateş'e bakıyordu. Ateş konuşmaya devam etti.
-Biliyormuş komutanım Erdem Yarbayım biliyormuş. Günlerce omzunda çaresiz ağladığım adam biliyormuş. Nazlının yaşadığını biliyormuş.
Hıçkırıkları arttı.
-Komutanım siz şahitsiniz. Ciğerim söküldü benim. Oğlum yaşıyormuş.
-Ateş tamam oğlum sakin ol. Bir sakinleş. Hadi yine kötü olacaksın hadi oğlum.

Hışımla ayağa kalktı Ateş.

-Olamam komutanım.

Yavuz durdurma isteğine rağmen Erdem'in kapısında belirdi Ateş ve kapıyı tıklatıp gir emrini beklemeden içeri daldı Ateş. Erdem de anlamıştı Ateş'in geldiğini.

-Nasıl yaptınız ya? Nasıl ayırdınız beni sevdiğim kadından? Oğlumun kokusundan her şeyinden nasıl mahrum ettiniz? Ben size baba dedim. Ben günlerce size sarılıp ağladım. Nasıl göz göregöre bu duruma izin verdiniz?

Ateş'in göğsündeki yara zorlamaya dayanamamış kanamaya başlamıştı.
Farketti ama umursamadı.

-Ateş izin ver konuşayım. Anlatayım. Benim kötü bir niyetim yoktu.

-Yok efendim yok. Dinlemeye falan gerek yok. Ne olacak siz anlatınca ben oğlumun ilk ağlamasına ilk tosulamasına geri mi kavuşacağım. Ilk banyosunu yaparken yanında mı olacağım?

Sinirine hakim olamadı. Ve duvara bir yumruk attı Ateş. Vücudu kanamanın peşinden bunu kaldıramadı ve yere yığıldı.

Yere yığılan güçsüz beden kaldıramamıştı. Nazlının söyledikleri hala beyninde uğulduyordu. 1 yıldır yaşadıkları kalbine birer hançer misali saplanıyordu. Ağlayamadığı geldi aklına. Sigarasının dumanına sığındığı zamanlar. Kimseye belli etmeden sabaha kadar oturduğu zamanlar. Kalbinden Nazlı'yı değil kendi benliğini söktüğü zamanlar.

Yavaş yavaş aralanıyordu şimdi göz kapakları. Solunum cihazıyla verilen garip havayı içine çekiyordu. Etrafındaki tüm sesler uğultudan ibaretti sanki. Korkuyordu bir yandan da aslında. Uyandığında tüm yaşananların rüya Demir ve Nazlının hayal olmasından. Açmak istemedi gözlerini. Sonra bedeni yine itaat etmemişti düşüncelerine. Hafifçe araladı gözlerini. Yorgundu. Hem de çok yorgun. Gözlerinden usul usul süzülmeye başladı yaşlar. Fethi yanındaydı. Ve Yavuz. Anlamadılar. Ateş'in istemsiz akan göz yaşlarını.
Ateş bile anlamamıştı. Sonra çokta açık kalmadı göz kapakları. Ne olduğunu anlamadan kimse. Rüyasında hala ağlıyordu. Sanki sonsuz bir ızdırap içindeydi bedeni. Sonra tekrar uyandı. Bu sefer biraz öncenin aksine sakindi. Gözleriyle iyiyim dercesine işaret yaptı. Saatine baktı. Tam Fethi söze girecekken erken davrandı.
-Komutanım saat 23'te uçağım var. İzninizle İstanbul'a geri dönmem gerek. Çok az bir işimiz kaldı. Bu saldırı da işimizi baya kolaylaştırdı.
-Keşke izin vermeseydim
dedi Yavuz. Hafif mırıldanır gibi.
-Efendim komutanım
-Keşke bu göreve hiç başlamasaydın.
-Nazlı'dan bir haber yaşardım komutanım. Ben halimden memnunum siz endişe etmeyin.
-Elini çabuk tut seni tekrar timimde görmek istiyorum Ateş Acar olarak.
Erdem Yarbayıma da kızma. O ne yaptıysa sizin için yaptı.
-Benim için değil komutanım biziim için hiç değil komutanım. Sadece Erdem Demir ve Nazlı için.
-Adı Erdem Demir mi?
-Evet komutanım Nazlı ile hayalimizdi. Yani berbaer düşünmüştük.

-Anladım Aslanım. Dikkatli ol. Ve sen yine de Erdem yarbayıma kızma.
-Denerim Komutanım
-Emredersiniz Komutanım diyecektin herhalde
-Emredersiniz Komutanım

Ateş yavaşça yerinden doğruldu. Üzerini değiştirdi Fethinin yardımıyla. Hava limanına gittiler birlikte. Ateş uçakla İstanbul'a döndü. İçi bir huzursuzdu yine. Önce  şirkete  uğradı. Masasındaki dosyaları kontrol etti sabahın ilk ışıklarında.

Sonra yola koyuldu hastaneye doğru.
Telefonunun çaldığını farketti sonra. Arayan Nefes idi.
-Ateş nerdesin ya domtora söz verdin.
-Geliyorum yoldayım.
-Aklım çıktı aramadın bile. Merak ettim merak ettik.
-Tamamm geliyorum. Gelince konuşuruz.
-Tamamm.
-Nefess
-Efendim Ateş
-Şey Nazlı orda mı?
-Burda yani kantinde oturuyor.
-Tamam 10 dakikaya ordayım.

Ateş hastaneye geldi doktorla konuştu. Mayıs ile uğraştı uzun bir süre. Sürekli takılıyordu. Sonra başının ağrıdığını hissetti. Eve gitti. Demir'in yanına uzandı kokusunu son kez çekiyordu sanki ciğerlerine. Öyle sarıldı kokladı oğlunu. Sonrauykuya bıraktı bedenini. Demir'in ağlamasıyla uyandı birkaç kez. Uyuttu oğlunu özenle. Sabah uyandığında hemen hastaneye doğru yola koyulmuştu ki  telefonu çaldı. Nefes arıyordu.

-Efendim Nefes
-Ateş çok kötü Ateş
Ağlıyordu genç kadın bir yandan.
-Ateş Mayıs ameliyatta belli değil durumu ağır. Sen nerdesin?
-Tamam bi bi dur geliyorum hemen. Hemen geliyorum.

Arabaya koştu hızla genç adam. Hiçbir şey önemli değildi. Ne olmuştu Mayıs'a? Daha sabah birlikte şakalaşmışlardı. Ne olmuştu aniden?
Ateş toparlayamadığı kafasıyla arabanın kontrolünü kaybetti. En son gördüğü manzara bir duvara vurmak üzere olduğuydu.

Evet arkadaşlar kusura bakmayın biraz gecikmeli olarak yeni bölüm geldi. Hepinize keyifli okumalar. Neler görmek istediğinizi belirtirseniz çok mutlu olacağım. Ve vote vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. Hepinize kucak dolusu sevgiler. 🌹🌹🌹

Söz Versem *NazAt*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin