YARATIK

360 20 75
                                    

  Bu gün tatilin son günü olduğundan biraz heyecanlıydım. Aslında heyecanlanıcak bir şey yoktu okulda 2. senem ama yinede heyecanlıyım. Yarın okullar açılacağından dolayı biraz kafa dağıtmak amacıyla ormanda yürümeye çıkmak için beyaz T-shirt üstüme geçirdim ve siyah spor ayakkabılarımı giydim. Genelde ormanın hafif rüzgarı beni rahatlatıyordu nedense. Hava hafif yağmurluydu bu yüzden toprağın kokusunu daha net alacaktım. Evden çıktığımda ormanlık alana doğru tempolu koşmaya başladım. Biraz koşmak istiyordum. Sağdaki eve baktığımda Alex'de benim gibi dışarı çıkmış yeleğinin fermuarını kapatıyordu. Alex benim en yakın arkadaşımdı. O yüzden onunla evlerimiz yan yanaydı. Beni görmemesi için evin arkasından dolaştım. Onu korkutmak eğlenceli olabilirdi. Tam arkasında durdum ve boş anını kolladım.

- Böö.

- Ah. Mehaba Jack. Nasılsın? Bende tam sana soracaktım ormanda gezelim mi diye.

- Bende onun için çıktım dışarıya. Gel biraz koşalım. Ben streslendiğim zaman genelde ormanda koşarım.

- İyi olabilir aslında.

Alex'le beraber ormanın derinliklerine kadar koştuk. Yorulduğumuzda biraz yavaşladık ve soluklandık. Rüzgarın fısıldaşması kulağıma melodi gibi geliyordu. Birkaç adım sonra burnumuza çürük kokusu gelmeye başladığı anda Alex'in yüzü buruştu.

- Burası iğrenç kokuyor. Bence buradan uzaklaşırsak iyi olur Jack.

- O kadar da kötü değil. Kokuya odaklanma yeter.

Birkaç adım attıktan sonra çalıların ordan bir ses gelmeye başladı. Ses gittikçe boğuklaşıyordu. Sanki birşey yiyordu. Ses gelen yere gitmekte korktuk ama daha sonra cesaretkendik ve devam ettik. Ses gelen yere gittiğimizde ayı benzeri bir şeyin bir insanı yediğini gördük. Çok korkutucu gözüküyordu. Dişleri sivri ve uzundu. Uzun pençelere sahipti. Yüzüne dikkatlice baktığımda kurta benzediğini fark ettim. Kırmızı gözleri onu daha çok korkutucu yapıyordu. Biz yavaş yavaş geriye gittiğimizde yaratık kafasını kaldırdı ve bize bakmaya başladı. Biz korkudan yerimize kilitllenmiştik. Korkudan yaratığın hamlesini bekler olsuk. Yaratık birden kükreyince ikimizde var gücümüzle koşmaya başladık. Yağmur daha da şiddetlendiği için gördüklerimizi seçemiyorduk. Var gücümle koşarken ayağım bir oduna takıldı ve yere düştüm. Ayağımı burkmuş olmalıydım çünkü ayağa kalkmakta güçlük çektim. Alex'e baktığımda o arkasına bakmadan koşuyordu.

- Ah. Alex. Yardım et lütfen.

Ona doğru seslendiğimde arkasına korkarak baktı ve acele ile yanıma geldi. Ayağa kalkmam için bana elini uzattı.

- Jack ayağa kalk hadi.

Alex'in bana uzattığı eli tuttum ve ayağa zoraki kalktım. Yerler ıslak olduğu için bir çok kez topalladım. Kalkar kalkmaz bacağımda bir acı belirdi. Bacağıma dikkatli baktığımda yaratık ayağımı ısırıyordu. Sanki bacağıma bir şey enjekte ediyormuş hissine kapıldım. Daha sonra kendime geldiğimde korkudan yüzüne tekme atıp Alex'le beraber oradan uzaklaştık. Koşarken yinede ne olur ne olmaz diye arkama bakmadan edemedim. Eve vardığımda ayağımı sargı beziyle sardım ve pansuman yaptım. Yorulduğunu fark ettiğimde derin bir uyku çekmek için yatağa uzandım. Bacağım ağrıdığından uykuya uzun süre dalamadım.

Gözlerimi açtığımda güneşin sarı ışığı gözümü almıştı. Kendime geldiğimde aklıma dünkü olay geldi. Bacağıma bakmak için lavoboya gittiğimde yaradan eser yoktu. Yüzümü yıkamak için musluğu açtım açmasına ama musluk kulbu elimde kaldı. Panik halinde kulbu yerine takmaya çalıştım ve oldu da. Yüzüme gelen sudan dolayı yüzümü havluyla sildim ve aynadan kendime iğrenir gibi baktım.  Bu saçma sapan orantısız güç dün ile bağlantılı olmalı diyede içimden geçirmedim değil.
Alex'e acaba birşey olmuş muydu? O yaratık neydi? Sorusu hep kafamda dolaştı.

Saate baktığımda okulun başlamasına 10 dk. olduğunu gördüm. Hızlıca çantamı alıp montumu giymeye koyuldum. Annemi uyandırmak için biraz sesimi yüksektim.

- Anne ben okula gidiyorum.

- Tamam dikkatli ol ama.

- Olurum. Sen merak etme anne.

Annemin onayını aldıktan sonra. Kapıyı dikkatlice açtım ve ayakkabı dolabına elimi uzattım. Dışarısı ıslak olduğu için kahverengi botumu giydim. Kolumdaki saate baktığımda 7 dk. kalmıştı. Okula geç kalacaktım. Hızlıca çantamı hazırlayıp dışarı çıktım. Acilen Alex'i bulmam lazımdı.

Ölümsüzlerin Kehaneti: Büyük SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin