ANTRENMAN

45 2 0
                                    

- Jack şu saçma büyüyü sonlandır!

- Hayır. Hemde onun adı saçma büyü değil. Gıdıklama büyüsü.

- Neyse ne!

- Jack şu saçma büyüyü sonlandır.

- Tamam anne.

Annem duymasın diye sesizce fısıldadım.

- Dua et ki annem geldi.

- Seni duyuyorum.

- Nasıl diye sormayacağım. Anne ben kara büyüleri öğrenmek istiyorum.

- Hayır.

Annemin cevabı çok netti. Ama ben ısrarcıydım.

- Savaşta vampirleri mi gıdıklayacağım?

Annem elini çenesine koydu ve biraz düşündü.

- Haklısın sana söylediğim şeyleri söyle, içindeki bütün nefreti dışına vur ve gerçek olduğunu düşün. Bu büyü acı çektirme büyüsü.

- Tamam şimdi ben ne söyleyeceğim?

- Kannus!

- Aaaa! Anne yapma! Annnee! Durdur. Hem sen benden nefret mi ediyorsun?

- Sayılır. Neyse anladın mı şimdi?

- Tamam kannus diyeceğim ve içimdeki nefretle büyüyü çalıştırcam.

- Aynen.

- Kimde deneyeceğim.

- Bir vampirin üzerinde.

- Nasıl bulacağız vampiri?

- Bulmamıza gerek yok evde zaten var.

- Nas..

Sözümü söylemeden babam içeri bir vampir getirdi ve tahta sandalyeye bağladı. Bu vampir yeni dönüşmüşe benziyordu. Teni beyaz ve gözleri maviydi. Kokusu beni kışkırtıyordu. Nereden çıktı bu demedim ve işime başladım.

- Kannus!

- Hah. Deltaların daha iyi büyü yaptığını düşünüyordum.

- Kannus!

- Ahh. Galiba sinek ısırdı. Ha bu arada yanındaki hatun güzelmiş. Melez galiba, çok tatlıymış.

- Kapa çeneni! Kannus!

Gözlerim siyah halini almıştı ve yüzüğüm parlıyordu. Vampire baktığımda acı içinde kıvranıyordu. Elimi vampirin üzerine doğru tuttum ve elimi yumruk yaptım. Yumruğumu sıktığım da vampir top halinde kıvranıyordu. Elimin içinde bir şey varmış gibi duvara fırlattım. Vampir de aynı şekilde duvara yapışmıştı. Sandalyenin tahta bacağını kırdım ve vampirin kalbine sapladım. Vampir morardı ve toz olup buharlaştı.

- Malia hakkında öyle şeyler söylemeyecektin!

- Jack afferim sana. İlerleme kaydediyorsun. Şimdilik bileceğin kelimeler bu kitapta.

Dedi ve elindeki kitabı bana uzattı.

- Bu büyüleri ezberlemen lazım. Savaşta işine yarar. Baban başka sürülere haber vermeye gitti. İnanmazlarsa diye senin de gitmen lazım. Karanlık yoldan gidebilirsin.

- Tamam anne. Ben babamın yanına gideyim. Büyüleri sonrada ezberleyebilirim.

Üst kata çıktım ve karanlık yoldan ilerlemeye başladım ama bir ses irkilmeme sebep oldu

- Böö.

- Malia napıyorsun burada?

- Annen beni seni korumam için gönderdi.

Ölümsüzlerin Kehaneti: Büyük SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin