AVA GİDEN AVLANIR

58 7 6
                                    


Gözlerimi açtığımda biri bana sert bir şekilde vurmuştu ama pek fazla acımadı. Galiba çok fazla uyumuştum ki Malia bana şu cevabı verdi,

- Sonunda kalktın. Bir an kış uykusuna yattın sandık.

- Ha ha ha çok komiksin. Kurt kadınlığı bırakıp Talk Show'a katılmalısın.

İkimiz de bu laflara epey güldük. Ben tam kahvaltı hazır mı? Diye soracakken karnım guruldadı ve soruyu sormama gerek kalmadı.

- Karnın mı acıktı ? Hah doğruya dünden beri yemek yemiyorsun. Kahvaltı için avlanman lazım. Avlanman için de ben sana lazımım.

Dedikten sonra ona harbiden de ihtiyaç duyuduğumu anladım. Hem duygusal anlamda hemde yardım için. Bende cevabı onaylamak için kafa salladım ve kıyafetlerimi toplamaya başladım. Dışarı çıktığımda Malia benden daha önce çıktığını gördüm.  İçimden bir ses benle dalga geçeceğini söylüyordu ama pek kulak asmadım. Keşke assaydım.

- Sonunda bana yetiştin. Uykucu Jack.

Bu sözleri ölene kadar dinleyebilirim. Çok tatlı ve yumuşak söylüyor. Allah'ım nelere şahit oluyorum. Kız okadar tatlı gülüyor ki dayanamıyacağım şuracıkta bayılcam. Bende ona karşılık verdim.

- Kurt gücümü kontrol ediyim. Sen o zaman gör.

- Kontrol etsende etmesende en hızlı benim kabul et.

Aslında doğru söylüyordu. Bayağı çevik ve atletik bir yapısı vardı. Kurt gücümü de kullansam geçemezdim. Bu konuyu kullanarak benle dalga geçeceğini bildiğim için konuyu hemen değiştirdim.

- Eee. Nerde avlancaz. Canım çok sıkılıyor.

İlerdeki çayırlık alandaki geyiği işaret edip,

- İşte burda.

Dedi ve yüzün de alaycı bir gülümseme oluşturdu. Galiba benim yardım almadan yapamayacağımı sanıyordu. Ben koskoca bir alfa deltayım bir geyiği mi avlıyamıyacağım? Kendimi sinirlendirmem gerek sadece. Evet sanırım oldu. Yine heryer kırmızı. Buradan geyiğin kalp atışını duyabiliyordum. Birden bir acı hisseder gibi oldum. Birden canım yanmaya başladı. Hemde çok. Kemiklerimin kırılmasını hissediyordum. Kendimde bir farklılık vardı. Ellerime baktığımda kıllarla kaplı olduğunu gördüm. Boyumun uzadığını fark ettim. Ağzım bir kurt ağızı gibi uzamıştı. Galiba dönüşmüştüm. Kendimi harika hissediyordum ve bu durum çok havalıydı. Ama kafam karışmıştı. Çünkü dört tane kalp atış sesi duyuyordum. Diğer ses çalıların ordan geliyordu. Oraya vardığımda iki tane ceset gördüm. İkisininde kalbi durmuştu ama ses geldiğinden emindim. İkisinde de en ufak darp izi veya kurşun izi yoktu. Yoksa onlarmıydı. Vampirler. Hemen boyunlarına baktım. Evet haklıydım diş izleri vardı. Arkamda bir ses duydum. Bu ses vampirin sesiydi. Birden arkamdakine sert bir yumruk atacaktım ki bir ses duydum.

- Ne yapıyorsun Jack. Bana yumruk mu atıcaksın. Arkadaşlar birbirine yumruk atmaz. Kötü arkadaş seni!

Der demez kıkır kıkır güldü. Ben ses duyduğumdan emindim ve cesetlerde bunun kanıtıydı. Yine de pek emin olmayarak,

- Burada bir vampir var. Şu cesetlere bak. Hepsinde diş izleri var.

Malia ilk bana inanmadı ama faha sonra yüzümdeki korkuyu ve ciddiliyeti görünce cesetlere bakmaya karar verdi.

- Burada bir vampir varmış gerçekten de bunu Leonardo'ya söylemeliyiz.

Malia cesetleri biraz daha incelerken galiba bir ses duydu,

- Jack eğil!

Ani bir refleksle eğilmiştim ama ne olduğunu bilmiyordum. Üstümüzden bir şey geçti çok hızlıydı. Kanatları da vardı ama kokusu tanıdıkdı. Yüzünü gösterdiğinde ise içimde bir korku oluştu. Bu Chloe'di. Gördüklerimi inanmak zordu ama kokusu aynıydı. Beni tanıyordu ama bana nefret eder gibi bakıyordu. Bana yumruk atarken yumruğunu tuttum. Bende ona yumruk attım galiba burnu kırıldı. Elini yüzüne doğru tutup aglamaya başladı. Şaşkınlık la ona doğru yaklaşırken tuzaklarından kaçma şansımı da kaybettim. Bir hamlede üzerime atladı ve seri şekilde yumruklar attı. Üstümden tek hamleyle onu attım ve Malia'ya baktığımda onu bir sürü vampir sırtında taşıdığını gördüm onu kaçırıyorlardı. Tam ona yardım etmek icin yeltendiğimde enseme sert bir şekilde bir acı hissettim ve göz kapaklarım kandiliğinden kapanmaya başladı. Uyandığım da kendimi bir kafeste buldum. Etrafıma baktığımda Malia'nın yerde baygın bir şekilde olduğunu gördüm. Buradan çıkmamız lazımdı ama nasıl olacağını bilmiyordum...

Ölümsüzlerin Kehaneti: Büyük SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin