Bölüm 11

273 37 22
                                    

"Burası biraz sıcak oldu da gidelim mi artık?" Oğuz da heyecanlanmış olmalı ki kekeleyerek cevap verdi.

"O-olur, gidelim." Giyinme odasından çıktık ve hastanenin çıkışına doğru yürüdük. Fakat hastaneden çıkamadık çünkü hastaneyi ayağa kaldıran güçlü bir çığlık duyuldu.

"Birine bir şey oldu galiba bir gidip bakalım mı?"

"Sen burada kal ben giderim."

"Ben niye gelmiyorum?"

"Ya başına bir şey falan gelir belki o yüzden burada kalman daha iyi."

"Tamam git sen ben burada bekliyorum." Oğuz yukarı çıkarken bütün hastane çalışanları meraklı gözlerle etrafa bakınıyordu. Çığlık sesleri artmaya başladı ve ben daha fazla dayanamayıp çığlık seslerinin geldiği yere doğru gittim. Sesler bir odadan geliyordu bende odaya girdim. Odada Esma, Alp, Oğuz ve tanımadığım bir adam vardı.

"Ne oluyor burada?" Öfkeli bir şekilde konuşan adam

"Bu kız benim nişanlımı öldürdü! Anlıyor musun? Benim canımdan bir parça kopardı!" Dedi Esma'yı göstererek

"Seni çok iyi anlıyorum ama sakin ol ve lütfen elindeki silahı yere bırak."

"Beni anlamıyorsun. En değer verdiğin insanın ölmesi nedir biliyor musun sen?"

"Evet biliyorum. Benimde babaannem bir ameliyatta öldü. Hemde doktorun dikkatsizliği yüzünden. O yüzden seni çok iyi anlıyorum ama senin nişanlın da benim babaannemde geri gelmeyecek! Benim babaannemin girdiği ameliyat çok basit bir ameliyattı kurtulma şansı %95 civarıydı. Fakat senin nişanlının kurtulma şansı %7 civarıydı! Anlıyor musun? Esma'nın ve Alp'in hiçbir suçu yok." Adam ağlamaya başladı. Çok çaresiz görünüyordu tıpkı benim gibi. Adama yaklaştım ve silahı bana uzatması için elimi uzattım fakat adam silahı bana vermek yerine bana doğru uzattı ve tetiği çekti. Adam tam beni vurmak üzereyken Oğuz bileğimden tutup beni geri çekti ve kendisi önüme geçmesiyle birlikte vuruldu.

"Oğuz!" Oğuz anında yere yığıldı. Gözlerimden iki damla yaş yavaşça süzüldü.

"Oğuz aç gözlerini! Alp hemen sedye getir!" Alp'in ve Esma'nın rengi atmıştı. Şoka girmişlerdi adeta.

"Alp sana diyorum sedye getir! Esma sende kendine gel!" Alp sedye almaya giderken Oğuz'un başından kalktım ve adama doğru ilerledim.

"Ne yaptın sen! Senin nişanlının ölümünün hesabını suçu olmayan bir doktor mu verecek! Dua et ona bir şey olmasın! Eğer ona bir şey olursa seni bitiririm duydun mu beni!" Ben sözlerimi bitirir bitirmez adam kaçtı. Durdurmak için uğraşmadım çünkü şu an Oğuz daha önemliydi. Dizlerimin üstüne çöküp Oğuz'un kafasını dizlerimin üstüne aldım.

"Oğuz. Oğuz aç gözlerini. Sana bir şey olmayacak tamam mı? Sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim." Tüm bunları söyledikten sonra neden bu kadar korktuğumu sorguladım. İnsan nefret ettiği bir insan için neden endişelenirdi? Neden onun için gözyaşı dökerdi? Kendimi benim yüzümden olduğu için vicdan azabı çektiğim yalanına inandımak istedim ama gerçeği biliyordum. Galiba fark etmeden Oğuz'a aşık olmuştum. Ya da fark ettim ama umursamak istemedim, aşık olduğuma inanmak istemedim.

Alp geldi bende düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Esma ve benim de yardımımla Oğuz'u sedyeye koyduk. Çok kan kaybediyordu. Hemen ameliyathaneye götürdük ve ameliyata başladık.

"Hocam hastanın nabzı düşüyor." Hemen müdahale ettim.

"Bahar sen çık istersen biz devam ederiz."

Senden Nefret Ediyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin