8. Bölüm

1K 59 84
                                    

Y/N: Oy ve yorumlarınızı bekliyorum bebeklerim.

Previously on Beyaz Krizantem:

    Uzun bir süre kabuslarımı süsleyecek bir canavardan zevk almıştım. Bu bir gerçekti. Vücudumun vereceği fiziksel tepkileri kontrol edemezdim sonuçta. Ona karşı içimde beslediğim şehvet, korku ve nefretten başka hiçbir duygu yoktu. Bunları düşünmeyi daha sonraya erteleyerek şöminede yanan odunalın çıtırtısıyla derin bir uykuya daldım.

* * * * *

Chanyeol'un ağzından:

     Yumuşacık minder yığınının üzerinde gözlerimi açarken vücudumun çeşitli yerlerindeki ağrılarla yüzümü buruşturdum. Canımın yanacağını tahmin ediyordum zaten ama bu kadar acıyacağını da düşünmüyordum. Belki de kendimi toparlama fırsatı bulamadan devamlı acı çektiğim içindi kim bilir? Ama kesin olan bir şey vardı uzun bir süre bedenimi istediğim gibi kullanamayacaktım.

     Yanımdaki nefes seslerini fark edip kafamı o tarafa çevirdim. Dün gece bana nazikçe sahip olan güzel yüzlü Azrail'im. Beni buna zorladığını söyleyemezdim çünkü ona itiraz edemeyecek kadar ondan korktuğum için tüm bunlar gerçekleşirken gıkımı bile çıkarmamıştım. Bedenim dün geceden hoşnut kalmıştı, bu bir gerçekti. Ama zihnim bundan nefret etmiş, buna izin verdiğim için de benliğimden tiksinmişti.

     Boynum artık kopacak gibi acımıyordu. Sadece yoğun bir sıcaklık hissediyordum. Sanki bütün vücut hücrelerim birlik olmuş, el birliğiyle boynumu iyileştirmeye çalışıyormuş gibiydi. Ayna olmadığı için boynumu, sargılı oldukları için parmaklarımı göremiyordum. Zavallı tırnaklarımın hâlini çok merak ediyordum ama en son gördüklerimden sonra sargıları açmaya cesaret edemiyordum.

     Daldığım düşüncelerden yanımdaki hareketlenmelerle çıktım. Anında gözlerimi kapatıp kalp atışlarımı sakinleştirmeye çalıştım. Adam yavaş hareketlerle doğrulmuş minderden uzaklaşmaya başlamıştı. Çıkardığı hışırtılardan kıyafetlerini giydiğini tahmin ediyordum. Bir süre sonra kapıyı hafifçe kapatarak odadan çıktı . Onun odadan çıktığına emin olduktan sonra kıçımdaki keskin acıyı boş verip oturur pozisyona geçtim.

     Gözlerimi ovuşturup boş boş etrafı seyretmeye başladım. Normalde her zaman tam vaktinde uyanan ve uyandıktan sonra uyum problemi çekmeyen biriydim ama şu an normal koşullarda değildik. Dikkatlice ayağa kalkmaya çalışsam da başımın dönmesiyle vazgeçip geri minderin üstüne oturdum.

     Dün gece etrafa saçılan kanlı kıyafetlerimin tam yerlerini saptamaya çalıştım. Pantolonum ve kazağım mutfak tezgahının kenarında (Orada ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu.) , iç çamaşırımsa üzerinde yattığım minderin biraz ilerisinde ters dönmüş şekilde sahibini bekliyordu. Bir süre oturup ne yapacağımı düşünmeye çalıştım ama düşünecek kadar bile enerjim yoktu resmen. Beni cesete çevirmişti resmen peze*enk herif. Bitkince nefes alıp verip sürünerek iç çamaşırıma ilerlemeye başladım. Bacaklarımın tutacağına inansam bu rezilliği asla yapmazdım ama daha başımın dönmesini durduramıyordum.

     Zorlu bir mücadelenin ardından sonunda iç çamaşırıma ulaştım ve onu zorlanarak -Hiçbir şey yapacak halim yoktu.- bacaklarımdan geçirdim. Kara kara mutfak tezgahına kadar nasıl sürüneceğimi düşünürken kapının açılmasıyla dondum.

     Gözlerimi kıyafetlerimden ayırmıyordum çünkü deve kuşu olup kafamı zemine gömmek isteyecek kadar çok utanıyordum. Kıyafetlerime doğru yürüyüp -ki ben burada acıdan yerlerde sürünürken onun rahatça yürümesini hasetle izlemiştim- onları eline aldı . Ben kıyafetleri bana vereceğini düşünürken mutfak kısmına ilerleyip ben tepki bile veremeden onları çöpe attı. Tanrım! Ne yaptığını zannediyordu? Şimdi ne giyecektim ben? Bir kere seks yaptık diye etrafta çıplak gezecek halim yoktu ya. Tabi bunlar sadece beynimde yankılanmakla kaldı çünkü tepkisinden emin olamadığım için sesimi çıkarmadım.

Beyaz Krizantem (KaiHun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin