4. Bölüm

1.1K 79 34
                                    

Previously on Beyaz Krizantem

  "Peki... Yine de sana bir fikir vermek istiyorum. Ulsan'a Ganwoljae ormanına git. Orada ormanın derinliklerinde çok güzel kasımpatılar bulabilirsin. Eğer gidersen çok dikkatli ol ama. Son zamanlarda çok fazla vahşi hayvan saldırısı olmuş. Birkaç kişi ayı saldırısına uğramış." Bay Kim ayı saldırısı deyince ürktüm, çünkü kurtlar ayılarla hiç anlaşamazlardı. Çok kaba ve kavgacı yaratıklardı."Dikkatli olurum Bay Kim uyarınız için teşekkürler." Büyük bir rahatlamayla koltuktan kalkmış ve hocaya selam vererek sınıftan çıkmıştım. Evimin yolunu tutarken ne yapacağımı bulmamın mutluluğuyla ıslık çalmaya başlamıştım. Ama ben başıma neler geleceğini bilseydim acaba böyle mutlulukla ıslık çalar mıydım?  

* * * *

* * * *

Chanyeol'un külüstür (Külüstür bu araba için kullanılabilecek en hafif tanımdı. Araba sanki yıllar önce perte çıkmış da bizim haberimiz yokmuş gibiydi.) arabasının bagajına ihtiyacım olabilecek eşyaları ve kamp malzemelerini yüklemiş Ulsan'a Ganwoljae ormanına gidiyordum.Orada projem için güzel ve etkileyici fotoğraflar çekebilmeyi umuyordum.

Ulsan'la Seul'un arası çok uzak olduğu ve ben gece araba sürmeyi sevmediğim için (Gittiğim yolun tamamını görememek beni tedirgin ediyordu.) bir gece orada kamp yapmayı planlıyordum. Bay Kim'un önerdiği gibi gördüğüm patika yolla arabayı ana yoldan sağa kırdım. Patika yol gittikçe bozulur ve orman gittikçe gürleşirken kendimi tedirgin hissetmeye başladım. Burada başıma bir şey gelse cesedimi yabani hayvanlardan başkası bulamazdı herhalde. Tanrım' Ormandaki ağaçlar milattan öncesinden kalmış gibi uzun ve kalındı. Kökleri sanki yer altında yer bulamamışçasına topraktan fışkırmış, birbirlerine dolanmıştı.

Araba bozuk yolda sarsılarak ilerlerken (ve ben arabayı sürerken bildiğin samba yapmıştım) yol bitmiş ve ikiye ayrılmıştı. Frene bastım ve arabayı durdurdum. Temiz havanın zihnimi açmasını umarak kapıyı açıp araçtan indiğim gibi olduğum yere çömeldim ve Temel Fotoğrafçılığa Giriş hocamın sözlerini hatırlamaya çalıştım. Bana sağa dön mü demişti yoksa sola dön mü? Bir türlü doğru yönü hatırlayamadığım için telefonumu çıkarttım ve Bay Kim'i aradım... daha doğrusu aramaya çalıştım. Lanet olsun ki telefonum çekmiyordu. Zaten işlerim ne zaman rast gitmişti ki. Bendeki bu bahtsızlıkla belki çölde kutup ayısına rastlamazdım ama ormandaki bir bozayı kesin gelip beni s*kerdi.

Bir süre daha düşündükten sonra beklemenin bir işe yaramadığını fark ettim. Tamam... Madem hatırlamıyordum o zaman bende çubuk çekerdim. Etrafıma bakınıp uzun ince bir dal aradım ve bir süre bakındıktan sonra iki metre ilerimdeki en az 20 metre uzunluğunda görünen, muhtemelen benim yaşımın onlarca katı yaşında, heybetli ağacın hemen yanında bir tane gördüm. Hızla yürüdüm ve kuru dalı kolayca her biri diğerinden daha büyük olacak şekilde dört parçaya böldüm. Kırdığım parçaları gözlerimi kapatıp hafifçe havaya fırlattım ve yere hafifçe eğilip ellerimle bir parça aradım. Eğer parçalardan küçük olan ilk ikisinden birini çekersem sağa, büyük olan son ikisinden birini çekersem sola gidecektim. Aslında sadece tekerleme söyleyerek de seçim yapabilirdim. Neden bu kadar uğraşıyordum ki ben. Boş işler uzmanıydım bildiğin. Sonunda elime bir parça gelirken hızla gözümü açtım. En büyük parçayı elimde tutuyordum. Bunun bir işaret olduğunu düşünüp hemen arabaya bindim ve direksiyonu sola kırdım. Elimden doğru yoldan gittiğimi ummaktan başka bir şey gelmiyordu.

Aynı Gün Sabah Dokuz Suları

"Anladım Bay Kim yardımlarınız için minnettarım. Umarım başarılı olurum."

Kim Nam Joon Sehun'un sırtını ona güvendiğini belli etmek istercesine hafifçe vurdu. Sehun onun en başarılı öğrencisiydi ve onun bu projeyi layıkıyla yapacağından hiçbir şüphesi yoktu.

Beyaz Krizantem (KaiHun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin