11. Bölüm

763 51 76
                                    

Yazar Notu: Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum tontiklerim. 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Previously on Beyaz Krizantem:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Previously on Beyaz Krizantem:

     Ben hiçbir şey diyemeden canavarım yönünü döndü ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Benimse gözlerim en değerlimin yaşlarla parlayan güzel gözlerinde kaldı. Artık onu göremeyecek kadar uzaklaşana kadar hiç durmadan birbirimize baktık. Anlatmaya çalıştık birbirimize nasıl özlediğimizi.

- Sehun'un Bakış Açısı

     Trajikomik bir tiyatro oyununda repliğini unutmuş bir başrol gibi ne yapacağımı bilemiyor, sadece uzaklaşan Chanyeol'un arkasından açık kalan ağzım ve yuvalarından çıkacak kadar açılmış gözlerimle hiçbir şey yapamadan bakıyordum. Olanlara anlam veremiyor, olayların nasıl bu hale geldiğini kafamda kurgulamaya çalışıyordum.

     Chanyeol nasıl o alfayla eşleşmişti? Onu nasıl bulabilmişti? Henüz kendi başımın çaresine bile bakamazken onu nasıl bu akıl almaz durumdan kurtarabilirdim? Bundan sonra ne yapacaklardı? Ah... Tanrı biliyordu ya kısacık bir süre içerisinde o kadar çok şey düşünmüştüm ki beynim alev almak üzereydi.

     Oturduğum tüy kadar yumuşak taht, bana çivili bir yatak kadar rahatsız geliyordu. Sağımda hiçbir şey olmamış gibi keyifle oturup eğlenceyi izleyen Baş Alfaya baktım. Cennetten düşmüş bir melek gibiydi. İlk baktığınızda secde etmek isteyeceğiniz kadar yakışıklı ve ilahi görünüyordu ama ruhu günahlarla doluydu. Kusursuz suratından nasıl bir zalim olduğu asla anlayamazdınız.

     Soluma döndüğümde dolu gözlerle boş boş yere bakan Luhan'ı gördüm. Ne olduğunu ilk başta anlayamasam da, daha sonra bugün konuştuklarımız bir bir aklıma doluşmaya başladı. Bir alfaya aşık olduğunu ama alfanın ailesinin baskısından dolayı kasabadan gittiğini söylemişti. Meydanda gerçekleşen büyük kargaşadan sonra bağlantıyı kurmak zor değildi. Bugün Chanyeol ile birlikte gelen alfanın onun aşık olduğu alfa olduğunu anladım. Sanırım kader hepimizle oldukça tatsız bir oyun oynuyordu ve bizler de onun eğlencesi olan basit birer oyuncaktan ibarettik.

     Derin bir nefes alıp verdim. Bugün hiç bitmeyen bir işkence gibiydi. Bitse mi daha iyiydi yoksa bitmese mi karar veremiyordum. Gecenin sonunda beni bekleyen şeyin gayet farkındaydım ama şu an için bunu unutup her şeyi olacağına bırakmak istiyordum.

     Çok geçmeden beyaz kar taneleri tekrar yeryüzündeki varlıklarını bize göstermeye başladı. Kafamı gökyüzüne kaldırdım ve bir tanesinin tam burnumun ucuna düştüğünü hissedip hafifçe gülümsedim. Beni de aralarına alır mıydı kar taneleri? Bu koca kar yığının arasında kaybolup gidebilir ve güneş beni iliklerime kadar ısıtırken eriyip gidebilir miydim?

     Oh hayır... Ne yaparsam yapayım ben gökyüzünün bu beyaz incileri gibi saf ve temiz olamazdım. Aralarına almazlardı beni. Aciz ben, onca kara yüzlünün arasında işkencemi çekmek zorundaydım.

*+*+*+*+*+*+*+*+*+*+*+*+*+*+

    Gece örtüsünü üzerine çekip güneş beni zayıfça ışıldayan ayla baş başa bıraktığında Baş Alfa'nın odasına doğru yola çıktım. Ayaklarım geri geri gitse de olacak olanı geciktirmenin bir manası yoktu. Sonunda büyük kapının önünde durduğumuzda derin bir nefes aldım. Beni buraya getiren muhafızlardan biri kapıyı araladı ve geri çekildi.

     Alfa elinde birkaç kağıtla yatağın üzerinde oturmuş şarap kadehinden bir yudum şarap içiyordu. Üst gövdesinde hiçbir şey yoktu ve cesurca yapılı ve şekilli vücudunu sergiliyordu. Alt kısmında ise siyah ipek bir pijama altı vardı.

    Kara gözlerini yavaşça bana doğru çevirdi ve dudaklarının kenarları hafifçe yukarı kalktı. Elindeki eşyaları masasına bıraktı ve güçlü adımlarla bana ilerlemeye başladı. Benimle göz temasını hiç bozmadan ellerimden birini avuçları arasına aldı yavaşça yukarı kaldırıp dolgun dudaklarıyla tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.

     Beni buraya getiren muhafızlar kapıyı ardımdan kapattılar ve devasa, görkemli yatağa yürüdük. Oluyordu. Bu hayatta en çok korktuğum şey; bir alfa tarafından mühürlenip onun kuklası olmak başıma geliyordu.

     Beni kucağına alıp yatağın ortasına yavaşça bıraktı. Ondan beklemeyeceğim kadar sakin ve nazikti. Üzerimdeki gecelikleri teker teker soydu ve beni bembeyaz tenime tezat oniks siyahı çarşafların üzerinde karşısında sere serpe, çırılçıplak ve çaresiz bıraktı. Bacaklarımın arasına yerleşip dizleri üzerinde doğruldu ve baştan aşağı beni süzmeye başladı.

     Bu benim ilk kez biriyle birlikte oluşum değildi, hatta ikinci veya üçüncü bile değildi ama bir bakir gibi utanıp kızardım. Gördükleri hoşuna gitmiş gibi sırıttı ve üzerime doğru uzandı. Kalbim göğüs kafesimden fırlayacakmış gibi atıyordu.

     İlk önce alnıma bir öpücük bıraktı ve derin bir nefes alıp kokumu içine çekti. Daha sonra öpücüklerini daha aşağıya taşıdı. Burnuma ve dudaklarımın kenarına birer öpücük kondurdu. Sonunda dudakları ait oldukları yeri bulmuş gibi dudaklarımı sıkıca kavradı. Elleri boş durmuyor, vücudumu keşfe çıkıyordu.

     Nefes nefese geri çekilip şehvetten kararmış gözleriyle konuştu.

    "Korkma eşim. Bundan sonra canının yanmasına izin vermeyeceğim."

     Ahhh... Buna inanmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki.   

■●■●■●■●■●■●■●■●■

    

    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 20, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beyaz Krizantem (KaiHun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin