9. Bölüm

887 54 112
                                    

Y/N: Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum minnoşlar.

Yüzyılardır bölüm atmayan yazarınız geri döndü. Bu bölüm parça parça yazılmıştır. Yani her bir paragrafı belki aylar önce belki bir ay önce belki bugün yazıldı. Devamlı başına oturup hiçbir randıman alamadığım için yazmayi bıraktığımdan uzun bir süredir gelemiyordu.

Bu bölüm de bu üç minnoşa gelsin yehet_shn alanurdilruba dosekai

Devamlı yorum atıp hikayeyi hala bekleyen birileri olduğunu göstermeselerdi belki de yazacak motivasyonu hiç bulamayabilirdim. Size çok teşekkür ederim.

Isyana kalkıştıkları için tez kelleleri alına alanurdilruba dosekai

Isyana kalkıştıkları için tez kelleleri alına alanurdilruba dosekai

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bina=Ben)

Previously on Beyaz Krizantem:

Üzerimi giydirdikten sonra omuzlarından yavaşça itmiş, bacaklarımı hafifçe kaldırıp minderlerin üzerine koyarak uzanmamı sağlamıştı. Üzerimde neden olduğunu bilmediğim bir ağırlık nefes almamı önlüyor gibiydi. Yaşlar yavaşça şakaklarımın iki yanından akmaya başlamıştı. Güzel yüzlü canavar bunu görse de tepki vermemiş yavaşça ayağa kalkarak mutfağa ilerlemeye başlamıştı. Iki gündür o kadar çok ağlamıştım ki şu kırmızı gözlü garip tavşanlar gibi göründüğüme emindim.

Burnumu az önce bahsi geçen hayvanın mis gibi kokusu doldurmaya başladığında karnımın guruldadığını hissedebiliyordum. Benim de o canavarın pençelerine düşmüş zavallı tavşancıktan bir farkım yoktu ve ben kader ortağımı mideye indirmek için sabırsızlanıyordum.

○|●|○|●|○|●|○|●|○|●|○|●

     Karnımı doyurmuş ve günlerdir yattığım minderlere sürünerek uzanmıştım. Parmaklarının ve tırnaklarının durumunu hala bilmesem de -yaratık pansuman yaparken bakmayı kesinlikle reddediyordum - boynumdaki yara çoğunlukla iyileşmiş yerini soluk diş izlerine bırakmıştı. Buraya kapatılalı aşağı yukarı beş hafta olmuştu. Yaratık o günden sonra bana bir daha dokunmamıştı ama ne zaman benimle tensel temas kurmaya çalışsa elimde olmadan gözyaşlarımı bırakmaya başlıyordum. Bu sanırım benim hayatımda unutamayacağım bir travma olmaya devam edecekti.

     Olayın üzerinden üç hafta geçmiş olmalıydı. Artık Sehun'un belki de giderek en iyisini yaptığını düşünüyordum. Eğer benim yaşadıklarımı o yaşasaydı bu kadar güçlü duracağını sanmıyordum. Bazı akşamlar yanan şömineyi izlerken onun yanına gitmeyi düşünmüyor değildim ama her seferinde kadere ve hiçbir şeyin boşuna gerçekleşemeyeceğine, bir amacı olduğuna inanan Polyanna yanım beni yolumdan döndürüyordu. Ben her şeye rağmen yaşamımı devam ettirmeyi başarmıştım. Bir parça ekmek yiyebilmek için yetimhane görevlilerinden kan kusana kadar dayak yediğimde yaşamaya devam etmiştim, soğuk kış günlerinde gidecek yerim olmadığı için evsizlerin ufak tenekelerde yaktıkları odunlarla ısınmaya çalışırken yaşamaya devam etmiştim, okulum için gece gündüz hiç durmadan ellerim nasır bağlayana kadar çalışırken etmiştim ve kendimi devam etmeye zorunda hissediyordum.

Beyaz Krizantem (KaiHun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin