10. Bölüm

1.9K 161 2
                                    

Pazar günü Kris'in tüm gün sporda vakit geçirmesiyle sona ermişti. Sabahın erken saatlerinde yine kahvaltı yapmadan çıkmış akşama kadar gelmemişti. Luhan ise bu süre zarfında Bayan Wu'nun kendisinden rica etmesi üzerine evin fatura ve sigorta işlerini halletmişti. Kris'i görememesi kendisini anlamsız bir şekilde rahatsız hissettirse de 'bakıcı' görevlerini yerine getirip aldığı parayı hak ettiği düşüncesi, tesellisi olmuştu.

Luhan okul için hazırlandıktan sonra Kris'in odasına yöneldi. Kapıyı tıklattı çok geçmeden Kris'in "Gir." sesini duydu. Kafasını odaya uzattı. Kris giyinmiş fakat kravatıyla boğuşuyordu.

"Şu sikt- yani ettiğimin kravatıyla her sabah düzenli olarak kavga ediyoruz." Kris bezmiş bir şekilde boynundaki kravatı çekip yatağa fırlattı. Luhan Kris'in gergin olduğunu anlamış bir şey söyleyip söylememek arasında gidip geliyordu.

"E-ee.. Şey.." Luhan cümlesini tamamlamadan odaya daldı ve yatağa fırlatılmış kravatı aldı. Kris elini beline koymuş Luhan'a bakıyordu.

"Yardım ister misin?" Luhan kravatı eliyle havaya kaldırdı ve Kris'e baktı. Kris kaşlarını kaldırdı ve çaresiz bir onay verdi. Luhan gülümseyerek Kris'e ilerledi. 

"E-eğileyim mi?" dedi Kris, Luhan tam önünde kravatı çözüyordu.

Luhan kafasını kaldırdı ve Kris'in midesine ağrılar saplayacak bir şekilde gülümsedi. 

"Sorun değil." 

Luhan çözme işini bitirdi ve parmak uçlarına yükselerek kravatı Kris'in boynuna geçirdi. Parmakları boynuna her değdiğinde bayılacak gibi hissediyordu. Aralarında sadece birkaç santim olması yutkunmasına engeldi. Vücudunun yandığını hissederken bir an kravat bağlamay unutacağından korktu. Kris dişlerini birbirine kenetledi. Luhan parmak uçlarında kendisine yükseliyordu. Sanki.. sanki onu öpecek gibi. Kris yine düşüncelerini azarlayarak gözünü odasının duvarlarında gezdirdi. Önündeki çocuk hariç her yeri inceledi. Luhan kravatı bağlarken Kris'e çarpmamak için fazla efor sarf ediyordu. Kris'in eğilme teklifini kabul edebilirdi böylece parmak uçlarında denge oyunu oynamasına gerek kalmazdı. Ellerinin titrediğini fark ettiğinde Kris'in bunu fark etmemesi için Tanrı'ya haftasonu kiliseye gideceği sözünüveriyordu.

Kris yüzünü sonunda Luhan'a çevirdiğinde göz göze geldiler. Luhan gözlerini hemen tekrar o güzel boyna indirip kravatı sıkıştırdı. Zorlu işlem tamamdı.

"Oldu!" dedi Luhan gözlerini kravattan yukarı kaldırıp Kris'e bakarak. Kris düz bir suratla Luhan'a bakıyordu ve bu Luhan'ın gülmesini sonlandırmıştı. Luhan hala geri çekilmediğini fark ederken Kris'in bir şey söylemesini bekledi.

"B-beğenmediysen.. y-yeniden.."

Kris Luhan konuşurken gözlerini Luhan'ın dudaklarına dikti. Bir şey duymuyordu. Sadece karşısındaki pembe dudaklar hareket ediyordu. Kris aniden pantolonundaki garipliği hissetti, tedirgin ve bir o kadar ani bir şekilde geri çekildi.

"B-beğenmedin mi?"

"Ha-hayır. Hayır. Yani evet. B-beğendim!"

Luhan ne olduğunu anlamayarak Kris'e baktı. Beğenmemiş olabilir miydi, belki de rahatsız olmuştu.

"Ah.. Tamam. O halde ben gidip bir şeyler hazırlayayım."

"Gerek yok! Ben.. Ben okulda yiyeceğim.."

Kris hızla odanın içinde hareket edip oradan ayrıldı. Luhan kötü hissediyordu. Onu rahatsız etmişti..

*** 

"Partiden sonra Chanyeol'ün evinde mi kaldın?" Luhan yemekhaneye inerlerken Baekhyun ile konuşuyordu.

"HA?! Kim?? Kim söyledi bunu??!" Baekhyun Luhan'a büyük gözlerle baktı.

Nanny For 2 WeeksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin