4.BÖLÜM

93 58 37
                                    

Içeriye güneş ışıklarının girmesiyle gözlerim kamaştı. Leyla abla perdeleri çekip yanıma doğru geldi.
"Arjin kalk hadi kahvaltı hazır, çabuk hazırlanıp aşağıya in tamam mı?"dedi ve sonra odadan çıktı. Yataktan bacaklarımı sarkıtıp saate baktım. Saat 11:30' du. Hiç bu saate kadar uyumamıştım. Eskiden saat 9:00 olur olmaz kahvaltı hazırlayıp yerdik. Neyse eskileri düşünmek istemiyordum.
Ayağa kalkıp odamdaki banyoya ilerleyince birden başım döndü. Çalışma masasına tutunup biraz bekledim. Gözlerimi açıp kapattım. Galiba dün yemek yemediğim için başım dönüyordu, sadece akşam iki kaşık çorba içmiştim. Banyoya girip dişlerimi firçaladım ve yüzümü yıkadım. Aynadaki yansımama bakınca ne kadar berbat göründüğümü fark ettim. Gözlerimin altında hafiften halka oluşmuştu. Saçlarım sanki kavgadan çıkmışım gibi birbirine dolanmıştı. Hem kokuyordum da. Suyu açıp hızlıca duşa girdim. Duş almak o kadar iyi gelmişti ki banyodan çıkmak istemiyordum.
Saçlarıma havlu geçirip odama geçtim. Bavulumu aradım ama yoktu, zaten küçük bir bavuldu içinde de çok az elbiselerim vardı. Galiba Fatma abla gardıroba yerleştirmişti.
Gardırobu açtım. İçinden elbiseler taşıyordu. Bir sürü elbise ve ayakkabı vardı burda ve hepsi de çok ünlü bir markanındı. Yazlık-kışlık tişörtler, her renkten kotlar, etekler çizmeler, sporlar, topuklu ayakkabılar da vardı. Deri ceketler, kot ceketler, şişme mont, gece elbiseleri bile vardı. Sanki küçük bir butik açılmıştı burda. Üst katında da her giyim tarzına uygun çantalar vardı. Bunlardan en ufak bir parça bile bin dolardan aşağı değildi. Bir kez daha eniştemin ne kadar zengin olduğunu unutmuştum. Bu gardırobtaki tüm parçaları toplasan eniştemin dakikada kazandığı paranın binde biri bile değildi.

Üstüme bir kotla tişört geçirip aşağı indim. Herkes oturmuş beni bekliyorlardı. Galiba gardırobun önünde çok vakit harcamıştım. Eniştem bana bakıp gülümsedi.
"Günaydın kızım. Bu sefer de sofradan bir şey yemeden kalkamazsın haberi olsun. Tabağın bitecek zaten bitkin görünüyorsun bir şeyler yersen daha iyi olacaksın hadi otur."dedi ve ben oturana kadar bana bakmaya devam etti. Tabağıma baktım ve yine her şey doldurulmuştu. Şikayetim yoktu, dün de bir şey yemediğim için çok açtım zaten.

Herkes kahvaltısını bitirince masadan kalktık ve salona geçtik.
Eniştem ve leyla abla pencere tarafındaki koltuğa oturdular. Bende Tv' nin karşısındaki koltuğa oturdum.
Koltuk rahatsız edecek kadar rahattı, yumuşacıktı. Eniştemin telefonu çalınca çalışma odasına geçti. Emre de oyun oynamak için bahçeye çıkmıştı. Leyla abla Tv yi kapatıp bana döndü.

"Arjin daha iyi misin, yani olanlardan sonra nasılsın?"

"İyiyim bir şeyim yok"

"Arjin, hani sen 3 ay hastanedeydin ya o zamanlar İstanbul 'daki okulunun müdürüyle konuştum, o eski okulundan nakilini aldık. Buradaki en iyi okullardan birine yazdırdık. Bu pazartesi yeni okuluna gitmeye başlayacaksın. Ben babamla senin için okul alışverişi, kıyafetler felan gereken her şeyi önceden hazırladık. Kitaplarını da aldık, yani her şeyin hazir."

Bu üç ay içinde hayatım tamamen değişmişti. Tabi buna hayat denirse. Ailemi kaybetmem yetmiyormuş gibi bir de okulumdan ve arkadaşlarımdan da olmuştum. Hangi ayda olduğumuzu bile bilmiyordum.

"Biz hangi aydayız?"

"Nisan ayındayız ve bugün günlerden cumartesi canım."

Demek ki yangın ocak ayında olmuştu. Leyla abla hastanede olanları anlatırken beni bahçede bulduklarını söylemişti. Ailem içerideyse ben niye bahçedeydim ki hem de ocak ayında. Hem bahçede bulunduysam 3 ay hastanede yatacak kadar nasıl yaralanmış olabilirim ki. Lanet olsun ki hafızamı da kaybettim ve ne zaman bir şey hatırlamak için kendimi zorlasam başıma ağrıların girmesinden başka bir şey olmuyordu.

"Leyla abla ben bahçede bulunduysam 3 ay hastanede yatacak kadar nasıl yaralandım ?"

"Doktor bana başından yaralandığını söylemişti. Çok kötüydü durumun ama çok şükür Allah seni bize bağışladı. Doktor, başındaki yararlanmanın kafana ağır bir darbe aldığın için olduğunu söyledi. Ve içeride olup da kafana darbe alınca bahçeye çıkacak kadar bilincini kaybetmediğin konusunda bir tahminde bulunmuştu. Tabi bu darbe içerideyken kafana bir şey düşerek de olmuş olabileceğini de söyledi. Zaten polis yangınla ilgili araştırmalarında bir iz bulamayınca doktorun da böyle bir tahminde bulundu. Neyse sen şimdi bunları düşünerek kendini üzme. Bak ne diyecem biraz dışarı çıkıp gez, dolaş hem belki arkadaş da bulursun kendine böyle evde oturarak olmaz tamam mı canım" dedi ve ayağı kalkıp Tv nin üstündeki nişten bir telefon alıp bana uzattı.

"Bu ne " dedim yüzüne bakarak.

"Senin telefonun. Yangından sonra her şey mahvolmuştu. Lazım olur diye almıştı babam al canım güle güle kullan"dedi gülümseyerek.

Telefonu elime aldım. Vay be, en son modeldi. Eski telefonumun son birkaç ömrü kalmıştı. Bu ondan kat kat daha güzeldi.

"Arjin, ben dışarıya çıkıyorum 1-2 saate dönerim." Kapının yanındaki dolaptan ceketini ve çantasını alıp kapıyı açtı tam çıkacağı sırada durdu.
"Ha bu arada dediğim gibi çıkıp etrafı dolaşmayı unutma " dedi ve gitti.

Ben de yukarı odama çıktım. Ne yapacağımı, neyle oyalanacağımı bilmeden odada yürüyordum. Pencereyi açtım ve derin bir nefes aldım. Hava çok güzeldi. Dışarı çıkıp biraz koşu yapabilirdim. Gardırobtan streç siyah bir tayt, üstüne ona uygun bir atlet, bir tane de kapşunlu hırka alıp giyindim. Hava güneşli olduğu için saçımı at kuyruğu yapıp mavi bir şapka taktım. Spor ayakkabıların olduğu tarafa bakıp siyah beyaz desenli nike bir ayakkabıyı seçip giydim ve alt kata eniştemin çalışma odasına gittim. Dışarı çıkıp koşu yapacağımı söylediğimde o kadar çok sevinmişti ki hemen çıkıp hava almam için resmen odasından kovdu beni.
Kapıdan çıkar çıkmaz çimenlerin kokusunu, kuşların cıvıltısını duydum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Koşu ve spor için yapılmış olan bölgeye doğru ilerledim. Kulaklığımı takıp Little mix - Little me şarkısını açtım ve koşmaya başladım.

Hayata olan kızgınlığımı, öfkemi, hıncımı her geçen dakika daha hızlı koşarak çıkarıyordum. Ben müziğin ritmine ve düşüncelerime dalmış halde hızla koşarken öküz gibi ağır birinin bana çarpmasıyla yeri öptüm.

LADY AGRESİF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin