Bölüm 3: "Çaresiz"

5.8K 315 57
                                    

multimedia; Eurielle - City of The Dead

Herkese merhaba, iyi okumalar.

Herkese merhaba, iyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 3; Çaresiz.

Her çocuk masalla avutulup masalla uyutulmuştu her bebek ninniler ile huzura bulanıp sarmalanmıştı.

Güneş bir sonraki güne dek aydınlığını alıp gökyüzünü terk ettiğinde hava güneşin yoksunluğuyla karanlığa bürünüyor yıldızlar sahipsiz mutluluklarıyla göğe seriliyordu, ay geceyi güneşin yansıması olan gümüşi parlaklığıyla aydınlatınca masumluğunu kaybetmeyen bedenler soğuğun bir örtü gibi serildiği yataklarına yerleşmişti. Kulakları duymak istedikleri mutlu sonlar ile pür dikkat kesilmiş sahte mutluluklar ile avutulup günahı saniyelerde büyüttüğü evrene gözlerini yumuyorlardı.

Anneler huzuru ses tellerine işlemiş, şefkati kolların da büyütmüş canında bir parça olan minik yüreklere sonsuz sevgiyle vermiştir. geceleri huzura bulanmış sesleri ile masum yürekleri yalanlarla uyutmaya devam ediyorlardı.

Ben hiçbir zaman yalanlarla avutulup huzurlu şefkatlerle uyutulmamış, gerçeklerin acıları ile küçük yaşta yaralarla uyutulup karanlığın soğuk kuyusunda tek başıma sırtımda büyüttüğüm sızılarımla kendimi avutup ninniler ile bezenmiştim.

Ruhum anne sevgisine aç bedenim acıya tok ayaklarım üzerinde içimdeki yosun tutmuş emarelerimle yaşam mücadelesi vermeye çalışan kişiydim.

Ben perdelerin arkasında ki gölgenin sahibi sefilliğin beden bulmuş haliydim.
Kendimi bildim bileli yalnızlık ile çevrilmiş kimsesiz şekilde büyümüştüm. Aklım küçük yaşta gelişmeye itilmişti.

Beynimde iyilerin ve kötülerin olduğu ve her zaman iyilerin mağlubiyet kazandığı mutlu sonlu masallar yerine günahların var olduğu soğuğun ateş gibi yaktığı karanlığa mahkum edilen duvarların içine kitlenmiş savunmaya gücü olmayan minik beden raks ediyordu. Yetimhanenin çığlıklarla eksiltilmiş duvarları zihnim de yaşamaya devam ediyor nereden geldiğimi sıklıkla hatırlatıyordu.

Yetimhane bana bahşedilen azabın yeriydi tek sığınağım tek korku kaynağımdı. Bir aileye sahip çocuklar evlerinde rahatça gözlerini yumarken ben ve benim gibi yetimhaneye bırakılıp terk edilenler gözlerini hiçbir gece yummamış rahat bir uykunun koynuna sarılmamıştı.

Bizler kimsesiz şehrin sahipsiz çocuklarıydık, bizler yalnızlığa itiliş savrulan kar tanesinin birer birer yok oluşuyduk.

Kalbim vecanın kuvveti ile sarsılıyor dayanılmaz bir ağrıyla zonkluyordu. Beynim hedefine kitlenmiş onu kendi damarlarında sorguya çekiyor, Gözlerim gözlerine tutunmuş anlam yürütmeye gördüklerini sindirmeye çalışıyordu. Hayatım da yaşamadığım şeyleri bana, beynimi kokusuyla sarhoş eden adam yaşatıyordu.

ALAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin