multimedia; Eurielle - City of The Dead
Yanlışlarımı acemiliğime verin lütfen, iyi okumalar.💎
Bölüm 4; " Leyl-î Ninni."
Küçük bir kız çocuğunun, kan kokulu parmaklarda bulduğu şifa ile gözyaşları ile nehire dönen omzun kaderi.
Tetiklenen her kelime geçmişin sırtında uyuklanan göz yaşlarının emaresiydi. Çocukluğum dört köşeli ruhun kırgınlıkları ile dolu odanın temsiliydi.
Her köşem bir çizik ile mühürlenmiş ölümün prangalarıyla düğümlenmişti.
Acı'nın Rakısıyla, meze sofrası kurduğu ruhumun sessiz sakinleri; Güneş günü terkedip başka bir günü aydınlatmaya çekildiğinde ay yıldızlarıyla karanlık geceyi aydınlatma göreviyle şereflendirilmişti.
Vakit, ruhumun müptelası olduğu yıkımları karanlığın seslendirdiği ninnisiyle beslendirdiği vakitti. İntiharlara meyl edilen dudaklarla rakının günahını yudumladığı gündeydik.
1...2...3... Rakamlarla avunup Alam'ın geçmişin satırlarında dolandığı saatler de senelerim su olmuş beynime akmış zihnimin duvarlarında hortum yaratmıştı. Hortum beynimin intiharlarla dolu köşelerinde dolanarak anılarımı içine alıyor, zihnimin duvarlarında turlayarak bir kaos fırtınası çıkarıyordu.
Geride kalan hiç bir toz geride kalmamıştı. Her toz zerreciği geleceği kirletip tozlandırmaya ant içmişti.
Orhan temizlemeye cesaretim olmayan tozları üfleyerek geleceğimi geçmişin tozlarıyla kirletmişti. Bedenim tozlar altında ezilerek, vebalı bir hastalığa sürüklenmeye itilmişti.Geçmişte ki çocuk yanıma darbesini indirmiş bunu sadece tek kelimesi ile becermişti. Ve ben tek başıma geride kalan anıların ortasında, elimde küçük bir mum ışığı ile karanlığımı aydınlatacaktım.
Bedenim sıcaklığın kucağında kıvrılmış hissettiği ısıyla terlemeye başlamıştı. Hissetiğim tam olarak buydu sıcaklık ve ısıyla terleyen bedenim. Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken, başımın arkasında etin etten parçalanmış hissi veren ağrıyla kirpiklerim sızlayarak birbirinden koptu. Gözlerimin ilk misafir ettiği siyah bir tavandı. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım ve gerçekten de siyah bir tavanla karşılaştım. İrislerimi etrafta gezdirerek nerede olduğumu çözmeye çalıştım. Burası neresiydi ve yattığım yatak kimindi? Düşüncelerimi başımda ki ağrı ve elimde ki yanık sızısı nedeni ile rafa kaldırdım ve üzerimdeki siyah çarşafı üzerimden iterek doğruldum. Doğrulmamla daha bir ağrıyan başımı kontrol etmek için elimi ağrıyan yere doğru uzattım. Elimde ilk önce bir bezin dokusunu hissettim. Sanırım sargıydı. Yaşadığım kriz arasında başımı şiddetli vurduğum anlaşılıyordu ama başımı kim sarmış olabilirdi? Milyonlarca cevapsız sorular etrafımda tur atıyordu. Ağrısı halen devam ederken daha fazla burada kalmayarak çift kişilik yataktan aşağı doğru ayaklarımı sarkıtıp doğruldum. Dikkatimi ilk çeken şey üzerimde bana ait olmayan kıyafetlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALAM
Dla nastolatkówKadın bir masal yazdı, ruhun ruhsuzuna. Masal Sonsuzca dillendi dillerde. Adam bıçağın ucunu masal'a sapladı. Satırlardan oluk, oluk akan zehir, ruhuna Yemin edildi. Masal adamın Yemini ile düğümlendi. 18 yaşına kadar nereden geldiğini benliğinin n...