Elif, önündeki soru bankasına deyim yerindeyse gömülmüş kafasını kaldırmadan soruları çözüyordu. Son sınıf oldukları için dersleri ikici plana atan öğretmenleri sadece yoklama alıp, geriye kalan zamanı öğrencilerin test çözmesi için boş bırakıyorlardı.
"Elif Yıldız?"
Adını duyduğun da kafasını kaldırmadan sağ elini kaldırıp,
"Burada." deyip kaldığı yerden soruları çözmeye devam etti.
O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Ozan, bu süre boyunca konuşmak istese de karşılık alamıyordu.
Elif'e hak veriyor, yaptığı hatalar silsilesinin farkındaydı. Sanki bir çamura batmıştı da her kurtulmak istediğinde daha da dibe batıyordu genç adam.
Yeni imajıyla okula damgasını vurmuştu Elif. Zaten dikkat çekici bir güzelliği varken, gri saçları ve sade bir eyelinerle bir çok kızı kıskandıracak derece de dikkat çekici olmuştu. Bu durum Ozan cephesin de hiçte iyi değildi. Bu zamana kadar kendisinin farkında olduğu güzellik şimdi tüm okulun dilindeydi.
Öte yanda İdil Ozan'ın dikkatinin Elif'e kaydığını fark ettiğinde hamlesini yapıp, sınıfını değiştirip Ozanların sınıfına geçiş yapmıştı. Önünde bulunduğu kapıya müdür ile beraber girdiğinde sınıfta olan ufak uğultu son bulmuş herkes ayağa kalkmıştı.
"Hocam bölüyorum ama yeni bir öğrenciniz var. İdil sınıf değişikliği ile artık bu sınıfta olacak. Gördüğüm kadarıyla boş sıra da var." dedikten sonra Elif'in şaşkın bakışları Ozan ve İdil arasında gidip geliyordu.
"Demek sevgilisiyle aynı sınıfta olmak istiyor." diye düşündü Elif. Düşüncelerini dağıtan kulakları rahatsız edecek derecede olan teneffüs ziliydi.
Tekrar önündeki kitaba odaklanacaktı ki İdil'in kibirli sesi kulaklarına doldu.
"Elifciğim müsaade eder misin sevgilimin yanına yerleşeyim. Malum sevgilim dururken başkalarının yanına oturmak olmaz. Hem bak, arkada gözlüklü biri var yanıda boş. Oraya geçersin değil mi?"
Duyduklarını idrak etmekte zorlandı. Aşağlayıcı sözleri duyduğunda arkasına dönüp Hasan'a baktı. Kafasını önüne eğmiş, test çözüyordu. Ya da öyle görünmeyi tercih ediyordu. Hasan hafif kilolu, yuvarlak çerçeveli gözlükleriyle sempatik bir gençti. Çekingen ve içe dönük bir yapısı vardı. İdil'in sözlerinden sonra utandığı her halinden belliydi. Çantasını omzuna asıp, kalemini kitabın arasına koyup ayağa kalktı.
"Gözlüklü değil, ismi Hasan. İnsanları dış görünüşüne göre isimlendiremezsin İdil. Karşındakinin insan olduğunu unutma." diyerek Hasan'ın yanına oturup selam verdi.
"Naber Hasan?"
"İyiyidir Elif senden naber?"
"İyiyim." dediğinde Hasan çoktan yarım bıraktığı teste devam etmişti.
Elif ise İdil'in bu hareketine sinir olmuştu. İnsanların fiziksel özelliklerini kullanarak lakap takmayı sevmezdi. Adını bilmiyorsa da 'arkadaki arkadaş' diyerek belirtebilirdi.
Ozan ise duydukları karşısında şaşkındı. İdil den böyle bir hareket beklemiyordu. Sınıflarına gelmesini ise beklemiyordu. Aralarında konuşmadıkları bir durumdu.
"Sevgilim sürprizimi beğenmedin mi?" dediğinde sıraya yerleşmiş yanağına bir öpücük kondurmuştu.
"Nereden çıktı şimdi sınıf değişikliği?"
"Dedim ya sevgilim sürpriz diye. Söyleseydim sürprizin ne anlamı kalırdı ki?"
"Ayrıca az önceki konuşman hoşuma gitmedi. İsmini bilmediğin birinin dış görünüşüyle hitap etmen doğru değil." dedi. Eliften sonra Ozandan da aynı cümleleri duymak sinirlerini bozsada sustu ve;
"Haklısın aşkım. Ama çok heyecanlıydım dikkat etmedim."
"Lakaplar ve dış görünüşle yargılamayı sevmem. Dikkat edersen sevinirim." dedi.
Elif önündeki manzaradan kendini alamıyordu. İdil'in kendi yerinde oturması; durup, durup Ozan'ı öpmesi, koluna sarılıp başını yaslamasını izlemek kalbinde sızlamalara neden oluyordu.
Aldığı nefes ciğerlerine inerken, soluk borusunda yanmayı da peşi sıra getiriyordu. Kabullenmek istemiyordu, görmek istemiyordu. Gözlerini kapatıp, derin bir nefes aldı ve test çözmeye devam etti.
Titreşimde olan telefonundan üst üste bildirim seslerinin gelmesi zar zor toparladığı dikkatinin dağılmasına sebep olmuştu. Bildirimlere baktığında şaşırmıştı. Okulun itiraf sayfasın da yorumlara etiketlenmiş ve hepside yeni haliyle ilgiliydi.
"@Ugur_safak Bir kıza gri saç bu kadar mı yakışır? @elif_yildizz ❤"
"@Ayaz_ceylan Saçları her haliyle güzel ama favorim topuz @elif_yildizz"
"@Yaman_onur Sonunda güzelliğini gün yüzüne çıkardın be @elif_yildizz 😉"
Ve nicesi vardı. Beş yüz olan takipçi sayısı her saniye artarken rakamın dört hanelere çıkması bir anda olmuştu. Profilini gizli hesaba aldı. Dm kutusunda mesaj istekleri de yerini almıştı.
Bildirime düşen yorumla gözlerini devirmişti. Hayatında değişmeyen bir şey kaldıysa o da Ozan'ın kıskançlığıydı.
"@Ozan_bozkurt O sözleri bir tarafınıza sokarım lan! Yazmayın şu kıza! @Yaman_onur kırptığın gözü oyarım lan! @Ayaz_ceylan favorine başlatma. @Ugur_safak o kalp emojisini yedirim lan sana da!"
Telefonun ekranını kilitleyip, sınıftan çıktı. Öğle arasında oldukları için vakiti vardı. Yemekhaneye inip yemeğini yemeye başladı. Yanında olan hareketlilikle kafasını tablottan kaldırıp, yanında duran bedene baktı.
"Oturabilir miyim?" Tanımadığı simaya bakıp cevabını verecekken kendisi yerine cevap Ozan dan gelmişti.
"Oturamazsın. Dolu." Masaya oturan İdil ve Ozan ile yemeğine döndü. İkiliden uzaklaşmak istedikçe yanında olmaları canını sıksa da susup yemeğine döndü.
"Sana sormamıştım birader." dedi esmer olan gözlerini Elif'ten ayırmadan direk Ozan'a hitaben.
"Yaylan birader." diyen Ozan'la İdil araya girdi.
"Aşkım, Elif cevap verseydi."
"Sen karışma İdil. Sen de ikile." Kendisinin yok sayılmasına daha fazla dayanamayan Elif,
"Size afiyet olsun. Sen de oturabilirsin." diyerek yemekhaneden ayrıldı.
***
Merhabalar! Yeni bölüm ile karşınızdayım. Bölüm kısa olabilir, şimdiden kusura bakmayın.Oy ve yoruma sınır koymak istemiyorum. Ama okuma ve oy sayısı birbiri ile örtüşmüyor.
Sizlerden ricam oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif || Texting ✔
Short Story•TAMAMLANDI• Ozan: Elif, seni çok seviyorum. Elif: Biliyorum, gece boyunca en az yirmi kere söyledin. Ozan: Sıkıldın mı? Elif: Hayır, duymak için onca zaman bekledim. Sıkılır mıyım hiç? Ozan: Çok iyi çünkü her gün, her an, her saniye duyacaksın. ***...