13

6.8K 404 35
                                    

Multi Media: Sıla- Yan Benimle

Yalan sevinçle oyalandım
Aklın tuzağında dolandım
Kusuruma bakma, zil zurna geldim
Sabahın beşi kapına dayandım.

Genç kız banyoda dişlerini fırçalarken odasından kısık sesle gelen şarkıyı dinliyordu. Bugün Ozan ile kararlaştırdıkları gibi okuldan sonra sınav ücretini yatıracaklardı. Kısa bir süre kalan sınavı için az da olsa kaygılı olan Elif, içten içe kendine de güveniyordu. Ama kaygısıda geçmek bilmiyordu.

Yaklaşık bir buçuk senedir hazırlanan Elif hayali olan Doktorluk için fazlaca emek harcıyordu. Emeğinin karşılığını alamama korkusu genç kızı çıkmaza sürüklüyordu.

Gezdim seni sokak, sokak
Valla' yok hesap, kitap
İçimde avaz, avaz
Yan, yan, yan benimle
Uzun yola gider gibi
Bakma öyle yüzüme!
Aman cancağazım etme!

Nakarata gelen şarkıya kendi sesiyle eşlik ederken annesinin kedisine seslenen sesini duyamamıştı. Esma hanım evden çıkarken kapıda gördüğü Ozan'a tebessüm ederken, Elif'e seslenmiş cevap olarak Elif'ten yüksek sesli şarkı almışlardı.

"Geç içeri tatlım sen benim çıkmam lazım. Açsan sofra duruyor yersin. Allah zihin açıklığı versin." diyerek evden çıkan kadına,

"Sağ ol Esma Teyze." diyerek cevapladı.

Yukarıdan gelen sesi takip ederek Elif'in odasına çıkan Ozan, duyduğu sesi dinlemeye koyuldu. Sesi insana huzur veriyor, anlıkta olsa düşüncelerden sıyrılmasını sağlıyordu. Aralık olan kapıdan başını uzatınca saçlarını yarım toplayan kızla karşılaştı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde, aynadan göz göze geldiklerinde Elif şarkı söylemeye ara verip,

"Ne zaman geldin?" diyerek merakını dile getirmişti.

"Yeni geldim. O kadar kaptırmışsın ki kendini Esma teyzeyi duymadın." dedi. O sırada telefonundan yükselen başka bir şarkıyı kapatıp, çantasını alan Elif, Ozan'a hitaben aç olup olmadığını sordu.

"Aç değilim. Eğer kahvaltı yapmadıysan yapabilirsin beklerim." dedi.

"Kahvaltımı yaptım. O zaman çıkalım." diyerek evden ayrıldılar.

Yolda giderken sessizliğin hüküm sürdüğü caddede tek ses arabaların ve otobüslerin motor sesleriydi. Durağa geldiklerin de on beş dakikalık bekleme süresinden sonra okula gidecekleri otobüsün numarasını görmüşlerdi. Durakta bekleyen erkeklerin genç kıza olan bakışlarını yakalayan Ozan, Elif'i önüne alıp otobüse bindiler. Art arda çıkan mekanik seslerden sonra arka tarafa ilerlediler. Arka kapının yanındaki boşluğa yaslanan kızın önünde kendini siper eden Ozan sessizliğini bozdu.

"Bankadan sonra bir kıyafet bakacağız değil mi?"

"Daha erken ama bakarız."

"Erken falan değil, şunun şurasında ne kaldı ki? Sayılı gün çabuk geçer."

"Hah işte şimdi karşı komşu Meryem teyze oldun."

"Ama ben dedikodu yapmam." diyerek göz kırpan Ozan'a bir süre bakakaldı. Bir bilseydi o vurgunu olduğu kahvelerin her kırpışında kalbinde yeni bir tohumun filizlendiğini, yine kırpar mıydı?

Elif'e göre kısa bir süre, zamana göre kırk beş dakika sonra okulun durağına gelmişlerdi. Öğrenciler okulun bahçesini mesken etmiş, bazıları köşe başlarında fısır fısır konuşurken, bazıları ise voleybol oynuyorlardı. Toplardan uzak bir köşeden binaya giren ikili, merdivenlere yönelip ikinci katta bulunan kendi sınıflarına yönelmişlerdi.

Sekiz saati devirmiş, bankada işlerini bitiren ikili şimdi ise Ozan'ın sürüklemesi ile mağaza mağaza dolaşıyor, bir türlü alacakları takımı seçememişlerdi. Elif bıkkın şekilde etrafına bakınırken kapıdan girenlerle tebessüm etti.

Kapıdan giren çift Elif'e doğru ilerlerken, Mustafa kardeşine sarılmak ve sarılmamak arasında gidip gelirken, Betül desteklercesine elini sıktığında tek koluyla kardeşine sarıldı.

"Naber güzellik?"

"İyidir, senden naber?"

"Betül hanımı alışverişe getirdim." diyerek sevgilisini göğsüne çekti.

"Sen yanlış kişiye güzellik diyorsun. Betül'ün bu kadar güzel olduğunu neden daha önceden söylemedin?" Kendisi için söylenenler Betül'ün hoşuna gitmiş, Elif'in sevecenliğine yakından şahitlik etmişti.

"Bana da senin güzelliğinden bahsetmemişti. Tanışmak bugüne kısmetmiş Elif." diyerek genç kıza sarıldı. Ee bugüne bugün görümcesinin gözüne girmeliydi.

"Elif! Seçemiyorum bakar mısın?" Ozan uzaktan olanları izlerken gittikçe Mustafa denen çocuğa uyuz olmuştu. Yanlarına yaklaştığında laf atmadan duramadı.

"Senin ne işin var burada?" dedi. Mustafa tek kaşını kaldırıp,

"Sen niye buradaysan ondan. Niye olabilir acaba?" diyerek rest çekti.

"Mustafa tatsızlık çıkmasın sevgilim..." diye sevgilisini uyaran Betül Elif'e dönerek.

"Biz sizi tutmayalım, Elif daha sonra mutlaka görüşelim. Mustafa'nın etrafında ki kızlar hakkında konuşmam lazım seninle." diyerek tebessüm etti ve ikili mağazadan ayrıldı.

***
Son...

Mu acaba? Şaka bir yana aklımda olan kurgunun yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz. Aklımda belli bir bölüm sayısı yok, bundandır ki her an Final yazısıyla karşılaşabilirsiniz.

Sizi seviyorum...

Elif || Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin