Genç adam uzun zamandır düşündüğü sürprizi yapmak için harekete geçmişti. Üniversite hayatları da en güzel şekilde sonuçlanmıştı şimdi ise elindeki celp kağıdına bakarken artık zamanı geldi diye düşündü.
Telefondan baktığı sitenin adresine gelmişti. Yüzünden silemediği gülücükle içeri girip çalışanlara selam verdi. İstediklerini yetkili kişiye anlatırken önüne konulan yüzüklere baktı ve aklında sevgilisinin elleri canlandı. Gerekli ölçüleri söyleyip hazırlanan kutu ile adresten ayrıldı.
Genç kız elindeki kitaplarla boğuşurken öğrencilik hayatının asla bitmeyeceğini düşündü. Üniversitesi bitsede çalışmaya, kendini geliştirmeye devam ediyordu. Geçen seneler Ozan'la daha hızlı geçiyordu. Daha dün gibiydi Ankara'daki evlerinde final haftalarında birbirlerini zor görüşleri. Masadaki telefonun çalması ile düşüncelerini bir kenara bıraktı.
Gelen arama tabii ki sevgilisi Ozandan başkası değildi. İsmini görmek bile yetiyordu gülümsemesi için.
"Efendim aşkım."
"Güzelim, bu akşam bir şeyler yapalım diyorum. Ne dersin?"
"İyi olur aslında. Bunalmaya başlamıştım."
"Tamam güzelim. Hem seninle konuşmam gereken bir konu var."
"Ne hakkında?"
"Bizim hayatımız hakkında. Neyse bu kadar ip ucu yeter, akşam sekiz gibi alırım seni."
"Tamam sevgilim. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum aşkım."
***
Genç kız geldikleri yere bakıp sevdiği adama döndü. Tekneye geleceklerini bilmiyordu. Bilseydi eğer bu derece sade giyinmezdi.
"Ozan, niye söylemedin tekneye geleceğimizi hiç uygun olmadı." Şikayetini belirtirken sarkıttığı dudaklarına kapanan dudaklarla gözleri kapandı. Elleri ise yapılı kollara sarıldığında genç adam istemeye istemeye ayrıldı kızdan.
"Sen her halinle her yere uyarsın güzelim. Hem bizden başkası olamayacak düşünme bunları." Burnunu sevgilisinin burnuna sürtüp minik bir öpücükle taçlandırdı.
"Ozan..." Aldığı uyarıya uyup geri çekildi.
"Tamam, hadi gidelim." diyerek tekneye doğru ilerlediler. Hazırlanan masa ile ufak çaplı bir şok geçiren genç kızı belinden tutup sandalyeye oturttu.
Yenilen yemeğin ardından teknenin burnunda denizi izlediler. Ozan neyi nasıl yapacağını düşünürken akışına bırakmaya karar verdi.
"Ozan, ne konuşacaktın benimle?" diyerek sabahtan beri aklını kurcalayan soruyu sordu Elif.
"Okul bitti malum. Şimdi sırada askerliğim var. Bu sabah celp geldi." diye başladığı sözlerine ara verip sevgilisine baktı.
Genç kız duydukları ile sarsıldı. Elbette askerliğine karşı çıkmayacaktı, her Türk gencinin yaptığını Ozan da yapacaktı. Ama bu kadar erken olacağını tahmin etmemişti.
"Hem Sakarya da yapacağım. 6 ay sadece tamam mı? Hem siz gelirsiniz. Telefonla konuşuruz, göz açıp kapatana kadar biter." diyerek kollarına aldı sevgilisini.
"Tabii ki de konuşacağız. Her haftasonu gelirim, her Türk genci gibi sen de askerliğini yapacaksın. Ben birden söyleyince şaşırdım o kadar." Genç kız kollarını sevgilisinin boynuna dolayıp derin derin kokladı sevdiğinin kokusunu.
Genç adam bu kadar zorlanacağını düşünmemişti. Genç kızın yüzünü avuçları içine alıp gözlerine uzun uzun bakıp alnına dudaklarını kapattı. Elleri belinin iki yanında, dudakları alnında bir süre öyle durdular.
"Elif..." Genç kızdan biraz uzaklaşıp olduğu yerde diz çöktü Ozan. Şimdi kendisi aşağıdan bakıyordu sevgilisinin gözlerine.
"Ozan, ne yapıyorsun?" Genç adam gülümseyip genç kızın ellerini kavradı.
"Bak güzelim. Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz ve seviyoruz değil mi?"
Genç kız hipnoz olmuş gibi kafasıyla onayladı.
"Sen benden ben senden uzak kalamıyoruz değil mi?"
Yine bir baş hareketi ile onayladı.
"Ben de dedim ki madem birbirimizi seviyoruz, ayrı kalamıyoruz neden hala sevgiliyiz."
Genç adam cebinden çıkardığı siyah kadife kutuyu açarken Elif olayı daha yeni idrak etmiş bir şekilde Ozan'a bakıyordu.
"Elif, benimle evlenir misin?"
***
Selamm! Ben geldim!
Nasılsınız?
Finale son 2!
Diğer kurgum olan -di aslında ve Hayat ateşine beklerim!
Oy ve yorumları unutmayalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif || Texting ✔
Short Story•TAMAMLANDI• Ozan: Elif, seni çok seviyorum. Elif: Biliyorum, gece boyunca en az yirmi kere söyledin. Ozan: Sıkıldın mı? Elif: Hayır, duymak için onca zaman bekledim. Sıkılır mıyım hiç? Ozan: Çok iyi çünkü her gün, her an, her saniye duyacaksın. ***...