Sabah yayınlayacaktım dayanamadım öf kfkeld
"Hyung tüm dosyaları devredip tek dosya almamızı isteyecek kadar mı ciddi durum? Şu zamana kadar çözmediğimiz vaka kalmadı. Bunu da hallederiz bir şekilde. "
"Durum öyle değil Jungkook. "
Namjoon terlemiş ellerini pantolonuna silip sandalyeye oturdu. Namjoon'un gergin hali diğerlerini de geriyordu. Namjoon'un ilk defa bu kadar korktuğunu görüyorlardı. Ama Namjoon korkmakta haklıydı. Dinlediği ve gördüğü şeyler onu oldukça korkutmuştu.
"Bu normal bir cinayet değil. Çeşitli işkencelerle öldürülmüş."
"Her katilin yaptığı bir şey bu hyung. Hala neden bu kadar korktuğunu anlayamadım."
"En iyisi gidin kendiniz görün. Adresi mesaj atarım. "
Dörtlü kafalarını sallayıp odadan ayrıldılar. Seri adımlarla şubeden ayrılıp arabaya bindiler. Jungkook telefonundaki adrese bakıp kaşlarını çattı. Han Nehri'ne son süratle giderken bu cinayetin nasıl işlendiğini düşünüyordu.
Han Nehri hangi mevsim olursa olsun hep kalabalık olurdu. Oranın bir gün bile boş kaldığını hatırlamıyordu Jungkook. O zaman cinayet nasıl işlenmişti? Nasıl işkence edilmişti?
Jungkook arabayı gelişi güzel park edip arabadan indi. Nehrin yanındaki restauranta ilerlemeye başladı. Polisler o bölgeyi çevirmişti. Etraftaki kalabalık insanları eliyle itip polislerin yanında durdu.
"Hoşgeldiniz komiserim. Kurbanın adı Kim Taeyeon. 28 yaşında İngilizce öğretmeni. Saat 1 sularında burada ölü bulundu. Boynunda yüzlerce kesik izi var. Bacaklarına çivi saplanmış. Ayrıca dişleri sökülmüş. "
Taehyung kusmamak için eliyle ağzını kapattı. Anlatılanlar insanlık dışıydı. Namjoon'un neden bu kadar çok korktuğunu şimdi daha iyi anlıyordu.
"Delil var mı? Kameralar kontrol edildi mi? "
" Civardaki kameraların hiçbiri çalışmıyor. Parmak izine rastlamadık. İşimize yarayacak hiçbir şey de yok. "
Jungkook sıkıntıyla yanağının içini kemirdi. Bir cinayetin nasıl bu kadar profesyonel işlendiği aklı almıyordu. Hiçbir cinayet kusursuz olamazdı.
"Ne yapacağız? " dedi Hoseok. Aralarında en çok o korkardı böyle şeylerden ama asla belli etmezdi. Zayıf görünmekten nefret ederdi çünkü.
"Yoongi'nin yanına gidip bilgi alacağız. "
Hepsi arabaya dönüp şubenin yanındaki hastaneye gitmek için yola çıktılar. Yoongi adli tıp uzmanıydı. Jungkook onu her zaman takdir etmişti. Ölülerle her gün haşır neşirdi. Cesaret isteyen bir meslekti.
Hastaneye geldiklerinde arabadan indiler. Hastaneye girdiklerinde onlara selam veren çalışanlara selam verdiler. Neredeyse her gün burada oldukları için alışmışlardı.
Zemin kata indiklerinde Taehyung titredi. Cesetleri incelemek onu geriyordu. Sanki bir anda cesetler gözlerini açacak gibiydi. Öyle bir şey olsa Taehyung'un gideceği yer doğrudan akıl hastanesiydi.
"Bende sizi bekliyordum. Yeni eleman mı? Yıllardır kimse aranıza girmemişti. "
Yoongi elini Jimin'e uzattığında Jimin zorla gülümseyerek elini sıktı ve kısaca kendini tanıttı. Yoongi bakışlarını diğerlerine çevirip onlarla da selamlaştı. Dürüst olmak gerekirse karşısındaki üçlüyü seviyordu.
Yoongi önden ilerlemeye başladığında diğer dörtlü arkasından takip ettiler. Yoongi sondaki odaya girdiğinde sırayla odaya girdiler. Hissettikleri soğukluk ile titremelerine engel olamadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death. ||JiKook||
Fanfic19 Haziran 2018 Cinayet Şube Polisi Jeon Jungkook; Kayıp. Cinayet Şube Polisi Park Jimin; Kayıp.