-Baba ben gidiyorum.
-nereye?
-Almanya ya.
-ayaz beklerimsin. Hastam var.
-iyi tamam.
Ayaz içeri geçip koltuklardan birine oturdu. Neden burada diye düşünürken doktor konuştu.
-deniz yüzün nasıl olmuş.
Ya deniz kim?
-deniz?
Ayaz ın bütün dikkati bendeydi kahretsin. Onur amca işi ele alınca rahatlamıştım.
-Sude adı.
-ah pardon Sude cim.
-önemli değil.
Kafamı tekrar aynaya çevirdim yüzüme baktım tekrar. Güzel görünüyordum ben güzelliğime önem vermek istemiyorum çünkü bu yüz beni yeterince güzel yapıyordu. Onur amca ayaza dönerek konuşmasını bekledi ayaz beni işaret edince.
-ayaz Sude den çekinmene gerek yok.
-kim bu kız.
-yangın çıkan yurttan kurtarıldı.
-hım. Ben gidiyorum eşyalarımı topladım denizin öldüğü yerde daha fazla yaşayamayacağım.
-sen bilirsin.
Ayaz odadan çıkınca onur amca bana dondu.
-e yeni adını da öğrendin kimliğin bu yurdun yangınında ölmüş bir kızın yerine geçeceksin.
-ölmüş?
-evet. Deniz o yurt yangını gerçek yani orda ölen ve yüzü tamamen yanmış tek kız Sude çınardı.
-yani ölmüş bir kızı yaşatacağım.
-aynen öyle. Tek bir sorun var Sude'yi evlatlık almak isteyen ailelerden birine gitmen gerekiyor Sude'yi yakından tanıyan bir kız var. O kızın seni yakalaması an meselesi olabilir.
-tamam, ama istediğim bir aile.
-peki. Kimliğini çekmeceye koyuyorum.
-tamam. Ne zaman çıka bilirim.
-yarın.
Sadece gülümsemekle yetindim. Onur amca odadan çıkınca kimliği çekmeceden aldım. Demek yeni ben ölmüş bir kız olacaktım e sen istedin deniz.
Canım sıkılmıştı bahçeye çıkmaya karar verdim. Bahçe sessizdi bir banka oturum ve düşünmeye başladım. Nasıl yaşayacaktım bir ölüyü yaşatmak nasıl bir şeydi bilmiyorum ki. Aklıma gelen şeyle onur amcanın odasına çıktım. Kapıyı çalıp içeri girdim.
-şey onur amca senden bir şey isteye bilir miyim?
-tabi ki Sude çim.
-bana biraz para vere bilirmisniz. Kıyafet almak istiyorum da.
-tatbiki. Bu karttan istediğin kadar kıyafet ve bavul al.
-tamam.
Ama Aliş veriş merkezine giderken ne giyecektim.
-Sude sana yedek kıyafet aldırmıştım onlar dolabında birde ayakkabı var dur ben senle geleyim bir şey daha vereceğim sana.
Onur amcayla benim odama inmeye başladık.
-den- Sude dolapta kıyafetlerin var birkaç çifte ayakkabı var.
Onur amca dolabı açıp içinden büyük bir kutu çıkardı.
-bu telefonun içinde hattın ve hafıza kartın var diğerleri ıvır zıvır.
Telefonu alıp açtım ekranda iki kızın fotoğrafı vardı.
-bunlar kim?
-sağdaki Sude soldaki özge en yakın arkadaşı.
-tamam.
-numara bende var geç kalma benim numaramda kayıtlı bir şey olursa ararsın.
-tamam.
Onur amca odadan çıkınca perdeleri kapattım. Tulum var dı kısa ve kilotlu corap var dı. Onaları alıp giyindim. Sadeçe ayakkabım kalmıştı dolaptaki spor ayakkabıya benzer şeyi alıp giydim. Çantamıda alıp çıktım kapıda araba bekliyordu beni gorunçe kapıyı açtı.
-sude hanım sizi ben getirip goturecegim.
Arabaya bindim ve yola koyulduk.
Alışveriş merkezine gelinçe indim.
-bende sizle gelecekmişim sude hanım koruma oalrak gorevlendirildim.
-tamam.
Alişveriş merkeizne girince magzalara girmeye başladım. Gene tulum aldım bir kaçtane
. Ayakkabı magzasına girip ayakkabı aldım ve son olarak telfon susu falan adım ellerim dolmuştu korumaya bakınça onunda dolu oldugunu gordum aslında cok şey almamıştım. Valizi unuttugumu hatırlayınca en yakındaki magzaya girdim. Adam suan onume siyah ve pembe iki valiz koymuştu ve karar vermek çok zordu.
-siyah olsun lutfen büyük boyu olsun lutfen.
-peki efendim.
valizide aldıktan sonra arabaya bindik.
Hastaneye gelmeden önçe aldıgım şeyleri valize dizmiştim valiz agır oldugu için koruma taşımıştı odama gelinçe içeri girdim perdeler zaten kapalıydı hemen ustumu degiştirip yatagıma yattım. Alış veriş merkezinden aldıgım birkaç kıtaptan bir tanesini çecip okumaya başladım.
Bir umut bekliyor olacagım seni.
Kitabın ilk satırlkarı böyle başlıyordu.
+"Gͪ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK-KARALIK-
AléatoireÖlüyorum Hayır aptal ölmüyorsun. Sen kimsin? Ben senim. Derken Ne olmuştu bana ben kimim neden bir sesle konuşuyorum ben korkuyorum ölmek istiyorum. Aptal gözlerini aç!