Akın beni evime bırakmıştı. Bu zombili evde tek başıma kalmıştım. Aklımda çözemediğim milyonlarca soru vardı. Bunlardan nasıl sonuç getireceğimi bilmiyordum. Evdeki zombiler, okuldaki zombiler, hastanedeki zombiler, kasabadaki zombiler.. Bir zombinin çıkmasıyla birçok zombi olmuştu. Ve ben şimdiden sıkılmıştım. Ailem bana bunun hesabını vermeliydi. Beni üzmekten başka birşey yaptıkları yoktu.
Zombiler hakkında bilgi sahibi olmalıydım. Bunlar efsanelerden daha fazlası. İnternetten okuyup şaşırdığımız şeylerin daha fazlası. Aklıma gelen tek şey girdiğim bir saklama alanında kalan eski defter. Ona nasıl ulaşacağımı bilmiyordum. En iyisi yarın olup herşeyi yeniden düşünmek. Gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
***
Kapı zilinin sesiyle yerimde doğruldum. Boynum hala ağrıyordu. Odamın kapısını açıp merdivenin başına geldim ve halsiz bir şekilde aşağı indim. Kapının deliğinden dışarı baktım. Gelen Akın ve diğerleriydi. Kapıyı yavaşça açtım.
Akın: "Daha yeni mi kalktın uyuyan güzel."
Bahar: "Yorgundum biliyorsun." Elindeki poğaçalarla içeri girdiler.
Akın: "Bugün gelmiyorsun okula değil mi?"
Bahar: "Evet. Biraz araştırma yapacağım."
Akın: "Dinlenmek istersin diye gelmezsin sanıyordum."
Bahar: "Dinlenecek vaktimiz olduğunu sanmıyorum. Bir an önce herşeyi yoluna koymalıyız."
Akın: "Haklısın. Peki o zaman napıyoruz bugün?"
Anlaşılan onlarında gitme gibi dilekleri yoktu.
Görkem birden araya karıştı: "Eda'ya da söyleyin o da gitmesin. Birlikte araştırma yaparız."
Gülmemek için kendimi zor tutmuştum. 'Birlikte araştırma yaparız' Bu ikisinde garip şeyler oluyordu. O garip şeyide hiç bozmak istemezdim. Görkem'i bekletmeden cevap verdim: "Merak etme biz gitmezsek o da gitmez zaten."
Görkem'in suratında bir gülümseme gördüm. İlk görüşte aşk bu olsa gerek. İkisinin arasını yapmak çok kolay olacaktı. Bunları düşünürken dolaptan biraz peynir ve domates çıkardım. Evde yiyecek pek birşey kalmamıştı. Kalanlarla bir kahvaltı yapmak için hazırlamaya başladım. İlk çekmeceden çatal çıkartıp masanın üstüne koydum. Kahvaltılıkları ve poğaçaları alıp masaya yerleştirdikten sonra sandalyemi çekip oturdum. Diğerleride gelip oturdu.
Tan: "Zombiler hakkında ne biliyoruz?"
Akın: "Sadece nasıl öldürülebildikleri."
Bahar: "Bunların nereden çıktığı belli değil. Hepsini aynı anda nasıl öldürebiliriz?"
Akın: "Sizin evi biraz tarayalım diyorum. Heryerde bir delik var. Bundan haberin bile yok."
Bahar: "Üzgünüm Akın o kadar çok kötü anı geçirdim ki evin içini pek inceleyemedim."
Akın'ın her seferinde beni gıcık eden iğnelemelerinden bıkmıştım. Hep laf koyma çabası içerisindeydi. Kapının zilinin çalmasıyla ayağa kalktım. Gelen Eda'ydı.
Eda: "Günaydınnn."
Eda günaydın dememe izin vermeden beni boğarak sarılmaya çalıştı. Boynumun ağrısını unutmuştu hanımefendi. Ahh diye kendimi çektim.
Eda: "Ayyy pardon. Unutmuşum."
Bahar: "Farkettim."
Gülümseyerek kapıyı örttüm ve salonla birleşik olan mutfağın bölgesinde masaya doğru ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Zombi Var!
FantasyEvinizde bilmediğiniz zombiler olduğunda ve onlarla bir gün karşılaştığınızda ne düşünürsünüz? Daha doğrusu ne yaparsınız? Zombiler ortaya çıktığında Bahar ve arkadaşları ortalığı telaşa vermeden onları halledebilecek mi? Yoksa insanlığın bilmediği...