"Cevabın nedir?"
Hemen karar veremezdim. Kendime göre planlarım olacaktı. Ya aptallık edecektim ya da bencillik. Neden kendi ırkıma karşı olayım ki? Dünya savaşı diyor bu adam.
Gerçekten kafam karışmıştı. Bunu iyi düşünmem gerekiyordu. Olanlara hala inanamıyordum. "Bunu bugün düşünsem olur mu?"
"Peki öyle olsun. Ama kararını iyi düşün. Sonunun kötü olmasını bende istemem."
Kapı açıldı ve maskeli adamlar yeniden gelmişti. Beni odama götüreceklerdi. Bu işten iyice sıkılmıştım. Kolumu kavrayıp beni götürmeye başladılar. Kenarlarda zincirle bağlanmış zombiler iğrenç şekilde bağırıyorlardı. Beni tutan adamlarda insan olmalarına rağmen zombilere yardım ediyorlardı. Bende Kilin'e yanıt vermemiştim ama sadece oyalama tekniği kullanıyordum. Peki bunların amacı neydi?
Odadan dışarı çıktık ve yine koridordan yürümeye başladık. O sırada maskeli adamlara soru yönelttim: "Neden zombilere itaat ediyorsunuz? İnsanlar varken?"
Diğerine göre biraz daha uzun olan adam konuşmaya başladı: "İnsanlardan hayır gelmez. Herkes sadece kendisini düşünüyor. Oysa zombiler birlik içinde. Amaçları hep yemek olsada."
Bunu insan olan biri söylemişti. Ama biraz çabalasa kendi gibi olan insanları bulabilirdi eminim. Anlaşabileceği insanlar...
Diğerine doğru baktım ve konuşacak gibi bir hali yoktu.
"Peki ya sen?" Dedim.
Uzun olan araya girerek: "Sus ve yürü." Dedi.
Nefes alıp vererek önüme baktım. Bu insanlarda garipti. Hem cevap veriyor sonra da sus diyor. Normal birini bulsam ne güzel. Bu günlerde Eda bile anormal davranıyordu. İçimde ki sesi kesen adamın konuşmasıyla ona baktım.
"Ben sadece ailem için buradayım."
"Nasıl yani?"
Uzun olan adam tekrardan araya girerek kapıyı gösterdi.
"Sohbeti bırak ve içeri gir. Hem şanslısın gün ışığı içeri giren bir odadasın."
Ne güzel ya. Parmağım kalınlığında delik var. Hemde cam görevini görüyor.
İçeri girdim ve kapı üzerime kilitlendi. Kapıdaki dışarıyı görmek için kaplanan küçük demir parçasını iterek bakmaya başladım. Etrafta kimse yoktu şimdi. Düşünmem için yalnız bırakılmış gibiydim. Şimdi ne yapacağım ben?
****
EDA'NIN AĞZINDAN
Hepimizin eli kolu bağlanmış oturuyorduk. Bahar'ın nereye gittiğini bilsek yine bir çare düşünecektik. Hızlı davranıp Bahar'ın yanına gitseydim Rüya ile tehtid edeceklerdi. Onunda pek önemi olmadığından kurtulmuş olacaktık. Tam bir mallık şovu sergiledik. Ara bul şimdi kızı.
Koltuğun üzerinde duran defteri elime aldım ve kaldığımız sayfadan bakmaya devam ettim.
"Zombiler düşünemez." Onlar düşünemezse biz düşünürüz. Sayfanın altında ki yazıya gözüm kaymıştı. Aynen şöyle yazıyordu: "Zombiler kimi zaman avcı, kimi zaman emir kullarıdır."
Görkem'in yanına gidip bu yazıyı gösterdim. Hemen yanına oturdum.
Görkem: "Yapacağımız plana ekleyebiliriz."
Eda: "Peki onları kendi emrimize nasıl alacağız?"
"Alamazsınız."
Arkamı döndüğümde avlamaya çalıştığımız lanetli zombiyi görmüştüm ve tepkim sadece "sen" olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Zombi Var!
FantasiaEvinizde bilmediğiniz zombiler olduğunda ve onlarla bir gün karşılaştığınızda ne düşünürsünüz? Daha doğrusu ne yaparsınız? Zombiler ortaya çıktığında Bahar ve arkadaşları ortalığı telaşa vermeden onları halledebilecek mi? Yoksa insanlığın bilmediği...