🍁Bölüm İki🍁

3K 87 71
                                    


Çığlık. Kan kokusu. Şehvet sesleri...
Hepsi Malfoy Malikanesi'nin ezbere bildiği durumlardı. Hemen hemen her ay, bu büyük salonda bugünle aynı işkencelere maruz kalan kızlar sergilenir ve hiç usanmadan aynı çirkin ameller işlenilirdi.

Kahverengi tonlarında olan büyük salonun bütün eşyaları ortadan kaldırılmıştı. Sadece yerde döşekler ve tepsilerde içkiler vardı. İçki kokusu kan kokusuna karışmış salonu kuşatıyordu. Salondaki bütün ölüm yiyenler seçtikleri kurbanlarının keyfini çıkarmaya başlamışlardı bile. Sadece iki kişi salonda oldukları yerde dikiliyor ve bu korkunç manzarayı izliyordu.

"Midem bulanıyor!"

Genç kız kusacakmış gibi yüzünü buruşturduğunda Severus nihayet girdiği şokun etkisinden çıkarak önüne geçti. Geniş omuzlarıyla kızı arkasında kalan kalabalığın meraklı bakışlarından saklıyordu. Gözlerini gözlerine kenetledi.

"Sakın yapma öyle şey. Yoksa istemeden de olsa seni cezalandırmak zorunda kalırım."

"Hadi Severus başlasana. Ne o kalkmıyor mu?"

Tam arkasından bir tane ölüm yiyen çıkıp Hermione'nin yanına sokulduğunda yumruklarını sıkarak olanları izledi. Sert tepki veremezdi, eli kolu bağlıydı.

Yüzü maskeli adam sağ eliyle maskeyi yüzünden çıkararak bir kenara fırlattı. Yüzünü genç kızın boynuna gömerek ıslak dilini çenesine kadar kaydırdı.

"Yapma lütfen."

"Bunun için buradasın bulanık."

Bugüne kadar şimdi hissettiği öfkeyi ve çaresizliği aynı anda hiçbir zaman hissetmemişti Severus. Gözlerinde kızgın bir ateş yanarken bakışlarını kendisinden yardım isteyen gözlere çevirdi. Kehribarla kahverengi arasına sıkışıp kalmış masum gözler çaresizlikle bakıyordu gözlerine.

Ölüm yiyen eliyle pantolonunun üzerinden kendisini okşamaya başlamıştı bile. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakılırsa Hermione onu daha ilk saniyeden kıvama getirmişti.

"İstersen ilk tadına ben bakayım ha dostum? Sen de belki bizi izlerken kıvama gelirsin."

Kalbinin ritmi adete kulaklarında atıyordu genç adamın. Gözleri öfkeden deli deli bakarken ölmek bile umurunda değildi artık. Peki ya o? Onu burdan kurtarmak için kurduğu planı?

'Her şeyin canı cehenneme' diye düşündü kızgınlıkla. Şeref yoksunu o budala kıza dokunursa Hermione ölmeyecek miydi zaten? Hak etmeyen birinin kendisine dokunması kızı bitirmeyecek miydi?

Öne doğru atılarak öpücükleriyle kızın boynunu istila eden adamın pelerinine yapıştı. Çektiği gibi genç adamı salonun ortasına fırlattığında korkusuzca yiyebileceği lanetlere aldırmadan avının üzerine doğru yürüdü.

"Sakın benim olana dokunma Stive Bruce! Git kendi oyuncağınla oyna!"

Lordun karanlık bakışları bir an kendisine döndü. Zihninde adama göstereceği görüntüler çoktan hazırdı.
Hermione'yi koruma isteği bloke edilmiş, yerine bir başkasının malına göz dikmesinin erkeklik gururunu incittiği düşünceleri yerleşmişti.
Lord asasını çıkararak önce kendi üzerine doğrulttu.

Blood and Darkness / SnamioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin