Bahar Kavarcı
19 yaşında omuzlarına kadar siyah saçları , siyah gözleri ve sol yanağında az belirgin olan gamzesiyle güzel bir kız.
Az inatçılık olsa da hemen yenilgiye teslim olan, fazla ağlayan, geçmişinden dolayı da içine kapanık, karamsar, mutsuz ve yaralı bir karaktere sahip, çalışkan ve lise son sınıfta.Sıla Arman: 19 yaşında baharın küçükken oynadığı,sevdiği, güvendiği tek arkadaşıydı ve ölü bir karakter .
Asaf Arman: 20 yaşında sılanın abeyi. Lise son sınıfta, karizmatik esmer siyah saçlı yüz hatları belirgin uzun boylu birisi. Karakateri çok zeki, sert, fazla konuşmayı sevmeyen birisi.
Sude Arman: 43 yaşında sıla ve asafın annesi restorantları ve otelleri var.
Alımlı güzel nayif bir kadın ama ıçinde bulunan intikam duygusu ile bir çok yerde karşınıza çıkacak olan karakter.Faruk Kavarcı: 49 yaşında baharın babası şirket sahibi, karanlık işlerle uğraşan biridir.
Mete Kavarcı: 24 yaşında sılanın abeyi okumayan şirkette babasının yanında çalışan arada kumar oynayan, biraz serserilik olan bir karakter.
Halide Kavarcı: 44 yaşında sılanın annesi ev hanımı, temiz yürekli, çok saf biri.
^^^^^
Bez bebekler...
Küçüklüğümün en güzel anılarıydı bebeklerle oynamak.
Şimdi onlardan bile nefret eder oldum.
Beni bu masum şeylerden, bu hayattan soğutan kimdi?
Neden yaptınız ki bana bunu ?
Neden ! Hayatımı mahvettiniz ?"O kız odadan çıkmayacak." Babamın sesiyle irkildim bana bağırıyordu.
Benden ölesiye nefret ediyor ki yüzümü, sesimi duymaya tahammülü yoktu.
Her kız babasına aşıktır. Tıpkı benim de babama aşık olduğum günler gibi..
9 yıldır babam, yüzümü görmemek, sesimi duymamak varlığımı hissetmemek için eve geç gelir.
Geldiğin de ise ya beni kapıya atar ya da odaya kilitlerdi.Odamın kapısı açılınca, kim geldi diye bakmaya korkuyordum.
Neyse ki annemdi.
"Bahar kızım baban geldi sakın ışığı yakma tamam mı?" diye fısıldadı. Annemle, babam duymasın diye hep sessiz konuşurduk.
Sadece başımı onaylar gibi sallayıp, göz yaşlarımı sildim. Anneme bir kez daha baktım, o da benim gibiydi, belki de bana tek inanan kişi oydu, beni anlayan, suçlamayan, sorgusuz inan tek kişi annemdi.
Yastığa başımı koyup yine ağladım. Duyulmasın diye yüzümü yastığın altına koyup, ağlaya ağlaya uyumaya çalışıyordum.
Derdimi anlatacak bir kimsem yoktu...
Olanlar da beni dinlemez, etraflarından duyduklarıyla beni yargılardılar.
Peki ne zaman ben bu duruma düşmüştüm.
Kime ne yapmış olabilirim ki bu hayatı bana yaşatmıyorlardı.
^^^
Beğenmeniz dileğimle. ☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDA YOLCULUK " Watty2019 "
Teen FictionZora mahkûm edilen iki küçük kız. Biri tüm bedeniyle toprak olmuşken, diğeri yaşarken, nefes alırken ölüyordu. Ve onun için ölmekten çok yaşamak zordu.