Ölsem sonsuzluğa kavuşurmuyum?Bu bedende yaşanan herşey sonsuzlukta kaybolur mu?
Dalıp gidiyor gözlerim ayılıyorum bir de bakıyorum ki olduğum yerde sayıyormuşum meğerse...
Bu da hayatın bana bir ihaneti.
'Karşım da bana sinsi sinsi gülen bu adam benim hayatımı mahveden amcamdı.'
"Seni almaya geldim" dedi kulaklarımın içine sinen o sesiyle bana hala sinsi sinsi gülüyordu.
Beni almaya gelmiş beynimin içinde defalarca tekrarladım.
Yine aynı şeyleri yaşayacağım eskiye dönüyoruz.
'Hayır bahar teslim olma' iç sesimin dedikleri...
Evet teslim olmamalıyım kendime bir gelip cesaretle " Gelmiyorum" dedim.
Bu sefer gitmeyeceğim.
"Yürü orusbu" deyip kolumdan sıkıca tuttu. "Bırak kolumu gelemiyeceğim dedim sana " diye direttim ama nereye kadar onun gücüyle benim gücüm bir mi ? Hayır değildi.
Amcam saçlarımdan tutup beni duvara çarpmasıyla uyandım.
'Allahım kabusmuş şükürler olsun' derin bir nefes alıp anlımdaki terleri sildim elimle. Sonra ellimi başıma götürdüğüm de orasının şiştiğini fark ettim tam da amcamın beni saçlarımdan tutup duvara vurduğu yerdi.
Bu nasıl olabilir ki hiç bir yere vurmamıştım başımı nasıl oldu diye düşünürken bir de farkettim ki otel odasın da değilim.
"Burası da neresi" diye fısıldıyorum etrafima bakarken.
Biraz doğrulup ayağı kalkamaya çalıştım ama üstümde öyle bir ağırlık var ki kalkamıyordum.
Bir kapı sesi duydum başımı arkaya çevirip korkuyla baktım. Odanın karanlığı kapının açılmasıyla aydınlandı.
Bu bir kadındı peki kimdi bu kadın?
" Uyandın mı " diye sessizce fısıldadı bana yaklaşırken uzun boylu esmer siyah saçlı güzel ama tanımıyordum.
Kim bu kadın neden ben burdayım?
Bana doğru yaklaşıp solda ki sandelye oturdu.
Sabırsızlıkla "Sen de kimsin" dedim.
"Kurtarıcın" dedi biraz duraksayıp "hayatının kurtarıcısı" diye ekledi.
Tekrar birşeyler söylemek için kalın dudaklarını kımıldatırken araya girip "Ne kurtarıcısı melek mi azrail mi?" diye söyledim. Cevap vermedi kapıyı tekrar kapatıp beni karanlığa teslim etti.
Karanlıkta öyle bir kuyu ki bir alanı bir daha bırakmıyor.
O kuyu ya bir giren bir daha çıkamıyor.
'Peki bu kadın kim neden beni kurtarmaya çalışıyor' aklım bu sorularla doluyken gözlerim yine ağırlaşıyordu. Sanki aylarca uyumamışım gibi bedenim yorgun ve uykusuz.
*Bir gün sonra*
Telefonun arama sesiyle aniden uyandım. Biraz doğrulup gözlerimi ovaladım, bu sırada hala telefon ısrarla çalıyordu. Yanımda olan telefonu alıp baktım.
Anne Arıyor...
Açıp "efendim" dedim uykulu sesimle anneme "nasılsın iyimisin kızım" dedi.
Tam anlamıyla uyandığımda kendimi otel de buldum. Şaşkın ve korku yayan gözlerimle etrafa bakarken baş ucuma bir miktar para ve "Bu otelden ayrılma " yazan bir kağıt bırakılmış.
"Kızım
Bahar, bahar, bahar..." annem telefondaydı hala."Efendim" dedim hala çok şaşkındım.
"Iyimisin cevap vermeyince korktum." Dedi sesi biraz kısık konuşuyordu."Sonra konuşsak olur mu" dedim çünkü burda ne olup bittiğini anlamam gerekti.
"Birşey mi oldu kızım" dedi sesi hala kısıktı muhtemelen evde babam veya abeyim vardı.
"Hayır anne işim var. Sonra konuşuruz hoşçakal." Dedim
"Peki kendine dikkat et kızım" dedi annem sonrada telefonu kapatıp ayağı kalktım.
"Acaba ben bir rüya mı gördüm." diye fisildadım kendi kendime biraz düşünüp sonra "rüya olsa bu paranın ve bu kâğıdı kim bıraktı." Diye tekrardan söylendim.
Anlamaya çalışıyorum neler olduğunu ama bir türlü anlayamıyorum.
Peki o kadın kimdi neden bana yardım ediyor, neden sorularımı yanıtsız bıraktı.Aklım da onlarca soru yanıtlarını bekliyor.
Bir oyunun içerisine mi sürükleniyorum yoksa gerçekten de kurtuluyor muyum ?
Aklım da onlarca soru elim de bu otel den ayrılma yazan bir kağıt ve ben zerre korkmuyorum.
Neden bir korku hissetmiyorum.
Belki de yine o günlere döneceğimdir.
Bir korku bu kadar mı uzak bana
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDA YOLCULUK " Watty2019 "
Подростковая литератураZora mahkûm edilen iki küçük kız. Biri tüm bedeniyle toprak olmuşken, diğeri yaşarken, nefes alırken ölüyordu. Ve onun için ölmekten çok yaşamak zordu.