Güneş tepeden Melih'in yürüdüğü yolu aydınlatıyor,kuşlar hep bir gagadan senfoni yaparcasına karşılıklı ötüşüyorlardı.Sanki zaman durmuş ve çevredeki her şey ağır ağır hareket ediyordu. Melih'in yürüyüşünde belli olan heyecanı her adımda daha da artıyordu . Gizem'in de altta kalır bir yanı yoktu Melih'ten.Yüzündeki tebessümü ile artık sevgisinden emin olduğu Melih'i aynı sevgi ve heyecanla bekliyordu . Hep hayaliyle yatıp uyudukları o büyük buluşmaya sadece bir kaç adım kalmıştı.Bu arada Güneş,kuşlar ve etraflarındaki her şey bir tiyatronun en ön sırasından bilet almış bu anı izlemek için can atıyor gibiydi.
Ve artık yan yanaydılar. Hani Cemal Süreya "Yan yanaydık
Ve şehir, böyle mucize görmemişti." der ya, işte öyle güzel,öyle masum,öyle aşık ve öyle mucizevi bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı ,belki de bu yüzyılda gerçekleşecek en iyi buluşma o an yaşanıyordu.Bu anın hayalini ikisi de çok uzun zamandır kurmuştu.Şu an ise o hayali yaşıyorlardı. Biraz bakıştıktan sonra hiçbir şey konuşmadan yürümeye başladılar .Böyle durumlarda Ilk konuşmayı açmak zordur bunu yaşayanlar bilir. Melih bir süre sonra bu sessizliği
"Niye konuşmuyorsun Gizem." diye bozdu.
Gizem "Senin konuşmanı bekliyorum "diyerek gülümseyerek başını öne eğdi.
Ikisi de birbirlerinden utaniyordu.Telefonla konuşulduğu gibi değildi.Melih Gizem'in güzelliğinden gözlerini alamıyordu bir türlü. Yol boyunca etrafında ne olmuş ,ne geçmiş ne var diye etrafına bakmamıştı bile.Sanki rüyada gibiydi. Melih bir ara Gizem'e "Beni cimdikler misin Gizem ,hala inanamıyorum gerçek olduğuna . Sen gerçekten benim yanımda mısın ? Rüyada değilim değil mi ? Yok yok ben kesin rüyadayım. " diye konuştu.
Gizem ( gülerek ve utanarak ) "Hayır Melih , ben gerçekten şuan yanındayım . Her ne kadar ben de rüyada olduğumu düşünüyor olsam bile gerçekten yanındayım ."diye karşılık verdikten sonra , Melih'in gözlerini kendisinden ayırmadığını görünce utanarak kafasını indirdi tekrardan .Bir süre daha yürüdükten sonra
Melih"Ne oldu satrancta gördüğünden kısaydı mışım yoksa uzun muymusum?" Diye konuşmaya başladı .Gizem yine kafasını kaldırıp" bana böyle bakma konuşamıyorum Melih."
Diyerek tekrardan kafasını indirdi ."Nasıl Gizem? "
"Işte böyle ,bana bakmaktan düşebilirsin bak. Hem sen böyle bakınca utanıyorum . "
"Yok yok düşmem sen sorduğum soruya cevap ver "
"Yok kısa değilmişsin "
"Duymadım Gizem"diye gülümseyerek sordu Melih.
"Fazla ısrar etme Melih . Uzunsun işte ."
"Tamam tamam . Eve çok kaldı mı? "
"Ne oldu sıkıldın mı benden?"
"O ne demek Gizem? Bu yol uzayabildiği kadar uzasın ,zaman bu anda dursun Ve Sen hep yanımda kal . Bundan daha güzel ne olabilir ki ?"
"Demek öyle diyorsun "
"Evet öyle "
"Peki öyle olsun ama bende çok isterdim seninle biraz daha yürümeyi ama şu köşe başında evim . Biraz daha yürüdükten sonra ayrılırsın benden olur mu ?"
"Tamam sen nasıl istersen , peki tekrar bu şekilde görüşecek miyiz ? "
"Belki evet , belki hayır onu bilemem zaman gösterecek. "
"Peki artık evinin neresi olduğunu söyleyecek misin ? "
"Hayır Melih söyleyemeyeceğim.""Tamam Gizem sen bilirsin ."
Melih takip ederek öğreneceğini düşünürken;
Gizem" Sen kolay tamam demezsin Melih. Beni sakın takipte etmeyi aklından bile geçirme . Başka bir vakitte oda olur belki ."
"Sana bir şey itiraf edeceğim ama sakın kızma bana olur mu ? ""Neyi itiraf edeceksin Melih?"
"Kızacak mısın kızmayacak mısın? "
"Melih böyle yapma diyorum sana."
"Tamam tamam . Bak şimdiden kızmaya başladın,söylüyorum .Ben yaklaşık üç aydır senin evini bulmaya çalışıyordum buralarda oturduğunu biliyordum ama evinizin nerede olduğunu bilmiyordum.Bende her gün bu çevrede arkadaşlarımla dolaşıyor veya vakit geçiriyordum belki seni gorupte arkandan takip edip evini bulurum ümidiyle . Ne yaptıysam bulamadım.Bileyim evinin nerede olduğunu ne olacak sanki ? Yemem seni ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Yedi Durağı
Romanceiki kişinin ilk durağında bindiği yedi durağı olan bir otobüsün,her durakta aldığı farklı özelliklerde birilerinin bu otobüse katkıları...