BÖLÜM 6

4.4K 368 111
                                    

***
İyi okumalar🥀
***

Odama giren bir adet Buz'la kutup kutbu gibi üşümüştüm. Ne yapacaktım şimdi, doğal mı davranmalıydım yoksa onu kovup daha sonra gel mi demeliydim? kur mu yapsaydım acaba?

iç sesimin senin ne zaman sevgilin oldu da kur yapacaksın demesiyle kafamı salladım. 'Buzdolabında yazdan kalmış üzüm kadar yalnızdım'. Haklıydı valla ne deyim. Kalbim yerinden çıkmak isteyip özgürlüğüne kavuşmak isterken tuttuğum nefesler kalbimin halatı olmuştu. 

Sakin kalmaya çalışırken aklımda tek bir düşünce haber bültenleri gibi başımda dönüyordu. 

Buz'un burada ne iş...? "Ahh, manyak mısın oğlum?" yüzüme çarpan zarfla acıyla bağırdım. Kafamı kaldırıp buz gibi gözlerine bakarken istemsizce daha çok üşüdüm. "Niye yaptın bunu manyak?" alnımı ovalarken sinirle gözlerinin içine bakmaya çalışıyordum. Bir insan o gözlere bakmazsa salaktır net yani, muhteşemlerdi. İrislerinde mavi tonlarının en açık renk dansı vardı. 

Soğuk gözlerini devirirken 'hıh'ladı. "Dünyaya iniş süren ne kadar acaba diye merak ettim. Sana seslendikçe uzaya biraz daha çıktın?" dedi. Gözlerimi sinirle kısarken çenemi sıktım. Bu çocuğu roketle uzaya fırlatabiliyor muyuz? 

"Uuuh, burası bir anda buz gibi oldu yeminle" dudaklarım yarım ay şeklinde kıvrılmıştı. Yaptığım şakaya tepki vermezken bana doğru adımladı. "Bence komikti" ortamı yumuşatmak için biraz daha gülümsedim. Büyük aşklar kavgayla başlar dedim ya şuan onu gerçekleştirmeye çalışıyordum. Umarım dayak yemem.

Malum görev bu, su uyur Ateş uyumaz. İçimden yaptığım espriye kıkırdarken bana çatılmış kaşlarıyla bakan Buz'la boğazımı temizledim. Masamın yanından geçip pencereyi açarken içeriye giren soğuk hava akımıyla tabiri caizse kıçım götüme kaçmıştı. Soğuğu sevmiyordum. 

"İçerisi fazla soğuk değildi" cebinden çıkardığı çakmakla sigarasını yaktı. Gözüm dudaklarına kayarken yaptığım hatayı hemen fark edip dışarıya baktım. "Doğalgaz faturasını eben ödemiyor ben ödüyorum" tek kaşı söylediklerimle havalanırken geldiğinden beri ağzımı tutamadığım çeneme bir dizi küfrettim. Adamı kendimden iyice soğutucam amk...

"Paranı az önce verdim" diyerek masamın üstündeki zarfı gösterdi. Hakikaten niye bu? "Neden bunu veriyorsun?" diye sorarak zarfın içindeki parayı çekmeceye attım. "Zeki olduğunu söylemişlerdi ama şuana kadar buz gibi esprilerinden başka yaptığın bir zekilik göremedim" dedi gözlerini devirerek. 

Gözlerimi devirerek ofladım. Show time baby. "Ayakkabın bal dök yala olmasına rağmen üstündeki tişörtün en alt sağ köşesinde leke var. Sanırım çilekli süt en sevdiğin içecek "dedim sırıtarak. Ağzını açmasına fırsat vermeyerek "Pantolonunda ütü izleri belirgin olmasına rağmen kırışmaya başlamış yani bir pantolonu birden fazla giymeyen bir titizlikte olan biri için bu senin gece dışarda sabahladığını gösterir" tekrar konuşmak için ağzını açınca " Ayrıca sinirden elinin baş parmağı hafiften seğiriyor. Bunu saklamaya bile çalışmıyorsun çünkü sen bile farkında değilsin"

"Kısacası tüm gece dışarıdaydın, birini kovalamışsın ama yakalayamamışsın. Bunu kendin halledemeyip bana geldiğine göre senden başkasına zarar verdiği için buradasın, tek kardeşine değer verdiğin öne sürülürse bu kişi veya kişiler eftelya'ya zarar vermeye çalıştı" dudaklarım hin bir gülümsemeyle sırıtmaya başlarken etraftan şampiyonlar ligi şarkıları çalıyordu sanki. 

Evet, Buz efendi seni kıtır kıtır yemeyene Ateş demesinler. İç sesimin 'Iyy, Keko musun oğlum sen' demesiyle yine başımı salladım. Haklıydı valla. Gördüğüm şey Buz'un yukarı doğru kıvrılmak isteyen ama bir türlü başaramadığı dudakları mıydı? O kadar saliselikti ki bir an için hayal edip etmediğimden şüphe ettim. 

Sigarayı söndürerek izmariti dışarı attı. "Hey!" diye kızdım. Karşılığında bana gözlerini devirirken bu sahneyi bir yerden hatırlar gibi oldum. Bana doğru adımlayıp pencerenin pervazından ayrılırken koltukla beraber biraz daha masaya yapıştım. Ecel terleri döküp yutkunurken beni camdan aşağı atmaması için dua etmeye başlamıştım. Yapmadığı şey değildi sonuçta. Tam dibime gelip esintiyle beraber getirdiği yeşillik kokusu bünyemi istila etmişti. 

Gözlerimin tam içine bakarken bir adım daha yaklaşmıştı. Dudakları birkaç milim ötemde oynarken, kulaklarının kalbimin tik tak seslerini duyduğuna yemin edebilirdim. "Ha?" derken bu kez kıvrılan dudaklarını görmüştüm. Nasıl görmezdim ki şuan onları ezberliyordum. 

"Dedim ki, güzel gören gözlerin var" nefesi dudaklarımı teğet geçip yanağımı yalamıştı.

Dumura uğramış gibi kasılırken mal mal onun gözlerine baktım. Ne denirdi ki böyle durumlarda 'teşekkürler senin de gözlerin büyüleyici mi, yoksa sağ ol bebeğim o senin güzelliğin mi?' iç sesim bana kıçıyla gülerken boğazımı temizledim. 

Bir anda benden uzaklaşıp yavaş adımlarla kapıya yürüdü. Kapıyı açıp gitmeden önce "Yarın evimde ol" rüzgar beyaz saçlarını havalandırıp gözlerine gölge düşürürken heyecandan dolayı hala kasılmıştım. Ne yapacaktım ben amına koyayım? 

Kafamı tek bir hareketle sallarken kapıdan çıkıp gitmişti. Yaşadığım şey o kadar tuhaftı ki kokusu hala oda da olmasa rüya gördüğümü sanırdım. 

Kul olmuş Ateş yanar mı? Buz tutmuş su akar mı? Bu gözler seni sevdi başkasına bakar mı?

Buza aşık olduğumu söylemiş miydim? sanırım söylemedim. Artık biliyorsunuz. 

Kısacası sıçtım.

***

Selam çocuklar umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Bu kadar işimin arasında sizleri düşünüp bölüm attığım için bence fazlaca yorumlarınızı hak ediyorum değil mi jxaxxaxx 🤣🤣🤣

Öhömm neyse, bir duyuru yapam sevgili Kraliçem MiDead yeni bir hikaye yayınladı. 
Sadece bir başlangıç, ben çok begendim hadi sizde okuyup destek olun lütfen sizleri seviyorumm.

Adiosss...👑💞💞👑

***

İNTİKAM TİMİ BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin