hawk: tamam hadi
dedi ve hep beraber dışarı çıktılar...
💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠💠
DIŞARDA
travis: hepiniz geldiğinize göre a...
ling ling: *kıkırdar*
travis: ama aşkım sabahtan beri kıkırdıyorsun ama
ling ling: seni rehber olarak görmek garip geliyor...
travis: gelmesin
rose: travis sen neden rehbersin?
travis: neden olmayayım?
rose: daha önce ispanya'ya gittin mi ki bizi gezdireceksin
shawn: evet ya
ling ling: valla ben uyumaya çalışırken bile telefonla tık tık bir şeylere bakıyordu sesini de kısmadı bari oynuyosun o telefonla uyumuyorsun. o zaman uyumaya çalışanı uykusundan etme
astoria: *güler
travis: tamam ama aşkım bak söz sana prensesler gibi bir uyku çektireceğim bu akşam
ling ling: ben zaten prensesim...
travis: evet ben de prensim ona bakılırsa...
rose: hadi
travis : tamam
hawk: sizin neden sesiniz çıkmıyor joy joseph?
joy: hiiç
rose: p...yoksa yoksa siz.....
joy: h-hayır
joseph: evet
rose: hmm p..neeeeeee?! gerçekten mi sevgili misiniz?
joy: e-evet
rose: tamam hadi artık gidelim
hawk: aynen
dedi ve gittiler
BİR SÜRE SONRA
rose: ama anne bak g..
rose'nin annesi: hayır rose sus! konuşma 1 hafta dolmadan eve gel!
rose: hayır !
rose'nin annesi: sana sormadım gel dedim
rose: ben de hayır dedim ha-yır
dedi ve telefonu kapattı
hawk: noldu rose?
rose: y-yok bir ş-şey
hawk: ama gözlerin doldu
rose: ilk kez telefonu annemin yüzüne kapattım kendimi çok kötü hissediyorum
*ağlamaya başlar*
hawk: tamam ağlama hadi sen ağlayınca ben de üzülüyorum
dedi ve rose'ye sarıldı. rose'de ona
astoria: çocuklar artık yemek yemeğe gidelim mi?
rose: t-tamam
dedi ve yemek yemeğe gittiler
AKŞAM HAWK'TAN
anlayamıyorum annesi ile rose'nin arasında değişen bir şey olmuş? acaba ne oldu bana anlatmıyorda ama biz birbirimizden bir şey saklamayacağımıza dair söz vermiştik..acaba bana söylemediği şey ne?. Şu an da cam kenarındaki koltuğa oturmuş etrafı seyrediyor ama mutlu değil onu üzen şey ne gerçekten merak ediyorum çatlayacağım gidip sorcam galiba
