Keyifli okumalar♡♡
Kapıyı kızıl saçlı , orta boylu, gözleri çekik ve ela gözlere sahip bir hanımefendi açtı. Çok sevecen bir kadına benziyordu.
Gülümseyerek, "Hoşgeldiniz"dedi ve içeri davet etti. Kapıdan giriş yapıp büyük salona doğru yürüdüler.
Evin ferah ve hoş görüntüsü vardı. Ve ev sahibinin sıcak gülümsemesiyle ortam daha da güzelleşmişti.
Evin dış tarafı ne kadar güzelse içi de o kadar güzel ve zarifti. Nar çiçeği koltuklar oldukça büyük ve geniş salonda güzel bir manzara yaratmıştı.
Etraf çok hoş kokuyordu. Onlara belirtmeden salonda dalga dalga yayılan mis gibi kokuyu içine çekti.Ev sahibi yapılacak olan işleri gösterirken Hande ve Alev'e mutfağı düzeltmek düştü. Ev sahibi mutfağı gösterip ardından temizlik malzemelerini getirdi.
"Canım önce burayı toparlayın daha sonra yeri temizlersiniz.
Bir defa sildikten sonra bana haber verin gelip suyu değiştireceğim"dedi getirdiği temizlik malzemelerini bırakırken.Çok titiz birine benziyordu bu yüzden haliyle yanlış bir şey yapmamak için her haraketinden çekiniyordu.
Alev'e dönerek,
"Çok titiz bir kadın" dedi."Oo ne diyorsun! Utanmasam parmak uçlarımda yürüyeceğim"dedi Alev.
"Deli! O kadar da değil" Diyip gülümsedi. Ve etrafına göz gezdirdi.
Mutfak pek dağınık sayılmazdı bu yüzden işleri kolay gibiydi.Tezgahın üstündeki bulaşıkları sudan geçirdikten sonra bulaşık makinesine yerleştirdiler. Alev'le etrafı güzelce toparladıktan sonra yerleri sildi. Temizlik malzemeleri güzel kokularla birleşince mutfak da mis gibi kokmaya başlamışti. Ev sahibi gelip suyu değiştirdi. Gülümseyerek etrafa baktı
"Elinize kolunuza sağlık"dedi.
Suyu geri getirirken "kolay gelsin"
diyip çıktı.Alev yemek masasında oturmuş,Hande de yerleri bir kez daha silerken ,mutfağa hemen hemen onlarla yaşıt bir kız geldi.
"Merhaba"dedi dolaptan sürahiyi çıkarıp bir bardak su doldurup içti. kapıya doğru giderken geri dönüp,
"Daha sonra biriniz benim odama gelir misiniz ?" dedi. Hande başını kaldırıp cevap verecekken Alev atıldı hemen."Benim işim yok ben gelirim"dedi ve birlikte çıktılar.
Hande ise yerleri temizlerken telefonun sesiyle irkildi, dalmıştı."Alo efendim mavi beni mi özledin?"diyip gülümsedi.
"Hande alay etme. Ayağın nasıl?" dedi.
"Ali, çok kötü, öyle acıyor ki o acıyı anlatamam. Bu da yetmezmiş gibi gelirken bir düştüm. Şimdi daha fazla ağırıyor "diyip gülmemek için kendini zor tuttu.
"Ne diyorsun sen !"
"Ne ne diyorum duydun işte."
"Tekrar söyle!" dedi. Sesi oldukça sert çıkmıştı.
'Buda neydi böyle? bir daha mı anlatacam ki yalan söylemeyide pek beceremiyorum zaten, biraz affallasam, Ali'nin sesinden biraz ürksemde devam etmek istiyordum'
"Hande! kime diyorum ben, ulan! sen düştün ama hala o evde misin?"
'Hayır hayır, daha fazla bu şakayı sürdüremezdim.
Yalanını daha fazla sürdüremeyerek bastı kahkahayı, kendini evinde zannediyordu. Başka bir evde olduğumu unutmuştu. Arkasını dönünce ev sahibiyle göz göze geldiler. Utanmış ve yüzündeki gülümseme kaybolup sesi biraz düştü. Etrafa göz gezdirirken,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLÂ
Teen FictionNarin ve usulca gözlerimden inen yaşları elimin tersiyle geriye atarken dudaklarımın titremesine engel olmak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Gittikçe fazlalaşan göz yaşlarımı susturmak adına ağzımdan çıkan sayısız hıçkırıkları bastırdım. V...