32. Bölüm

276 45 77
                                    

Merhaba ben geldim. Baya uzun bir bölümle geldim ve ayrıca kendimi öylesine çok kaptırmışım ki yazdığım esnada gözlerimden akan yaşı sildiğimde ağladığımı fark edebilmişti. Bu bölüm canımı yaktı! Bakalım sizde aynı etkiyi yaratabilecek mi...

Keyifli okumalar **

Can'ın sözleri kafasında dönüp duruyor, zihninin en ücra köşelerine doğru cirit atıyordu. Korkuyordu Alev. İlk kez bu kadar çok korkuyordu. Yarı yola geldiğinden artık bunaldığını ve nefes alamadığını hissettiğinde taksiye durmasını söyledi.

"Ama... Henüz gelmedi.."

"İnmek istiyorum!" dedi sinirle ve  hışımla arabadan indi. Şöför neye uğradığını şaşıracak öylece baktı arkasından ama ondan saniyeler öncesinde sitem eden bir kaç şey mırıldanmıştı.

Elinde tuttuğu çantası aşağı sarkmış bir vaziyette sallanıp dururken, topuklarının çıkardı tok sesle zik zak çizer gibi yürüyordu. Adımları sağlam değildi. Can'ın konuşmalarından sonra üstt üstte içmişti. Ali ve Hande'nin mutlu tablosuna bakarak, Kamer'in üzüntüsüne bakarak ve ayrıca ona hiç bir şekilde sahip olamayacağından dolayı içi darlanmış ve daha fazla içmek istemişti ve içmişti de.

Toplukları ayağını zorladığında olduğu yerde durdu. Ayaklarını ayakkabıdan çıkarıp eğildi. Topuklu ayakkabılarını sağ elinin parmaklarıyla tutup doğruldu. Sersemce yürümeye devam ettiğinde dengesini bozan şeyin topuklu ayakabılarından olmadığını anlamış oldu. Dudaklarından çıkardığı küfürle yerinde durması bir oldu. Biri kolundan tutmuştu.

Kalbi bir an tekledi. Arkasına dönüp baktı. Can kolunu tutmuş şaşkınca bakıyordu Alev'e.

Yüzünü buruşturdu. "Of yine mi sen..." dedi, sesi yorgundu.

Kolunu daha sıkı kavrayıp kucağına almak için hareketlendiğinde "Ne yapıyorsun!" diye bir ses çıkardı sersemce. "Bırak beni evime gideceğim!"

Can, Alev'i kucağına alıp arabaya doğru yürüdüğünde "Bu halle mi eve gideceksin?" dedi ve arka kapıyı açıp koltuğa yerleştirdi. Araba kapısını kapatmadan önce yüzüne baktı. Hala bir şeyler mırıldanıyordu. Gülümsedi Can.

"Sarhoşken bile aynı Alevsin. Cadı kız!"

Cadı!

Kapıyı kapattıktan sonra ön koltuğa geçip arabayı eve sürmeye başladı.

Parti sona erdiğinde Ali ve Hande partide bulunan bir çok kişiden daha mutlu olduğu kesindi. İkisinin de ağzı bir kez bile gülmekten kapanmamıştı.

Parti sonlandıktan biraz bile olsa Ali'nin yüzü asılmıştı. Dünyada ki en değerli şeyini bir an için elinden kaydığını hissetti ve bu his onun için kötü olmuştu.
Ali Hande'nin yanında durmuş biraz sonra hatta saniyeler sonrasında veda edeceğini biliyordu. Hande babasıyla gidecekti. Belki Kamer de onlara eşlik edecekti ama Ali Handeyi yanına götüremiyordu şuan. Bu berbat bir durumdu.

Ahmet bey davetlilere konuşurken, Ali hemen karşısında duran Kamer'e sert bakışlar atıp Hande'ye döndü. "Aranız nasıl? Bir sıkıntı yok değil mi?"

Hande ilkin kimden bahsettiğini anlamasa da Ali'nin bakışlarını takip ettiğinde Kamer den söz ettiğini anlamış oldu. "Bir sorun yok." dedi, içtenlikle başını sallayarak. "Aramız iyi."

Gülümsedi Hande fakat Ali tatmin olmadı. Kamer'in kendisine karşı bir şeyler hissettiğini anlayıp anlamadığını merak etti. Bilse şuan böyle konuşabilir mi diye merak etti. Yok hayır konuşamaz dedi kendi kendini ikna ederek. Bilse şuan böyle rahat konuşamaz.

VAVEYLÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin