Narin ve usulca gözlerimden inen yaşları elimin tersiyle geriye atarken dudaklarımın titremesine engel olmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Gittikçe fazlalaşan göz yaşlarımı susturmak adına ağzımdan çıkan sayısız hıçkırıkları bastırdım. V...
Merhaba herkese🐭 bildiğiniz üzere dünya yaygın bir salgınla başı dertte. Ve hepimiz evlerimizde karantinadayız. Evde canımız sıkılıyor, tedirginiz ama ne olursa olsun psikolojimizi iyi tutmak zorundayız. Tek temennim bir an önce dünyanın bu hastalıktan kurtulması🙏
Şimdi, Ali'yi sevenler mavi (💙)bir kalp bırakabilir mi...
Keyifli okumalar 🐭
...
Gökyüzünün bütün ışıkları söndü. Ve ben karanlıkta kalakaldım!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tüm renklerini sildi. Yalnızca karanlığa büründü. Simsiyah bir örtü gibi örttü üzerini. Ne göründü nede fısıldadı. Sessizce yaptı tümünü. Karanlıklarda yolunu bulamayan özgür bir kuş düştü gökyüzünden. Maviye aşık, gökyüzüne aşık, özgür bir kuş. Oluk oluk kan aktı canından. Can verdi canından. Gökyüzüne hiç sitem etmedi. Kederle baktı ama sitem etmedi. Karanlıklarda da sevmeye çalıştı. Karanlıklarda bile!
Ve şimdi Hande kırgındı. Kırılmıştı Ve bu kadar farklı kırılmıştı. Evet bu kesin ve netti. Hande Ali'den hoşlanıyordu hatta belki daha fazlası. Ve aynı karşılığı Ali'den görmek istiyor,göreceğini umuyordu. Fakat beklediği karşılığı alamamak onu üzmüştü. Kırgındı hem de çok ama neye kime olduğunu bilmeden. Belki kendisine belki hayata belki de babasına. Ama tek kişiye Ali'ye kızamıyordu. Her ne kadar kırılsada kızamıyordu. Nasıl beni sevmezsin? Sevmelisin, sevmek zorundasın diyemiyordu. Yaşadığı Anlık bir hevesten ibaret değildi. Ve Ali'nin bakışlarından tavrından da anlamıştı Ali'nin de ona karşı boş olmadığını. Lakin gerçekler bambaşka lanse edildiği için Ali'nin onu sevebilme onu seçebilme ihtimalini düşündüğü için utanıyordu şimdi.
Kapıyı Ali'yi göreceğini umut ederek açtığında karşısındaki hayal kırıklığı oldu Hande için. Yine de tepkisini sakladı ama Alev'e anlatacaktı odasına geçince. Arkadaşıydı sonuçta ve bunu onunda bilmeye hakkı var diye düşünüyordu. Yüzündeki endişeyi, kapıyı açtığı saniye hissetsede pek üzerinde durmamıştı fakat Alev'in yüzü renkten renge girince bir şeyler olduğunu anladı Hande. Önce hafiften kızmış gibi yaptı. "Aşk olsun Hande. Ben anlamasam hiç bana söyleyeceğin yoktu senin değil mi?"
Anlamadı Hande.
"Ne oluyor Alev?"
Kelimeleri düzgün seçmek için durakladı. Gözlerinde belli belirsiz bir ifade geçip gitti ve yutkunarak devam etti. "Ben anlamıştım zaten. Ama yinede emin olmak istedim. İlk senle konuşacaktım bu konuyu ama kısmet Aliyle konuşmak oldu." diyince gözleri irileşti Hande'nin.
"Neyi anlamıştın?" diye sordu Hande.
"Aliyi sevdiğini." diyince zihnine bir tokat yemiş gibi sersemledi.
