29.Bölüm

336 57 129
                                    

İYİ OKUMALAR**

Merhaba ben geldim. Hemde dolu dolu bir bölümle. Sizi bu defa fazla beklettim sanırım, bu yüzden özür dilerim hepinizden. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin🙏

Arabayı evin bahçesine sürdüğünde çok karmaşık duygular içerisindeydi.

Bugün bu koca evde kıyamet kopacaktı!

Arabayı park ettikten sonra koltukta kıvrılıp uyuya kalmış olan Hande'ye tebessüm ederek baktı. "Hoş geldin yeni hayatına prenses." dedi içten bir ses tonuyla.

Hande'yi kucağına alıp dikkatle arabadan çıkarırken bahçede ki görevli şaşkınlıkla Kamer'e bakıyordu. Başıyla işaret edip kapıyı açmasını istediğinde görevli hızlı adımlarla evin bahçesinden ilerleyip kapının ziline basmıştı. Oğlunu kucağında bir kızla öylece kapının önünde görünce şaşırdı Perihan Hanım, gözleri irileştiği sırada konuşmaya yeltense de Kamer siyah kaşlarını kaldırarak susmasını istedi.

İçeriye doğru adımlayıp yönünü merdivenlere çeviren Kamer, Hande'yi bir an önce yatak odasına götürmeyi ve günlerce ağlayan Hande'nin artık ağlamamasını ve yüzünü sürekli gülümseyerek görmek istiyordu.

Merdivenlere doğru ulaştığında Perihan Hanım girdiği şokun etkisinden kurtulamayıp öylece oğlunu izlemeye başladı.

Kamer dikkatli adımlarla Hande'yi yatağına bırakırken yüzüne dağılan saçlarını düzeltip yüzüne doğru hafif eğilerek kokusunu içine çekti. Artık bütün dertlerin, sıkıntıların bitmesi adına ilk adımını atarak Hande'yş eve getirmişti. Sıra ikinci adımdaydı.

"Umarım ben hepsini buraya toplayana dek aşağıda ki seslerden rahatsız olup uyanmazsın güzel kız." diye mırıldanırken kapıyı kapatmıştı.

Yaptığı şeyden zerre pişmanlık ifadesi taşımayan Kamer merdivenlerden aşağıya inerken annesinin ve Halasının korku dolu yüz ifadelerini görüyordu. İkisi de tam karşılarında dikilmiş kızgınlık ve tedirginlik karışımı bir duyguyla baş balaydılar. Kamer hemen yanlarına yetiştiğinde Perihan Hanım sert çıktı.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun oğlum!" dedi fısıldayarak.

"Gerçekten bu kadarı fazla Kamer. Bu çocuk oyuncağı değil." diye devam etti Halası, gözlerinde endişe kırıntılarını barındırırken.

Her ne sinirlense de bağırmamak ve kendini kaybetmemek adına sakin kalmaya çalışıyordu Kamer. Ellerini cebine koyup rahatlıkla" Evet haklısınız. "dedi.

Bakışlarını Halasına dikip," Bu kadarı fazla. "

Kamer'in rahatlığından dolayı çıldıran iki kadının yüz kasları gevşiyor, kaşları bir çatıp bir havalanıyordu. Buna rağmen ikisi de sessiz konuşmaya özen gösteriyorlardı.

"Sessiz ol Kamer. Babaannen duyacak." dedi Perihan Hanım, sinirli ama sessiz bir tonla.

Annesinin cümlesinin ardından alaycı bir gülüş yerleşti yüzüne. "Ha bende neden annem ve sevgili halacığım sessiz konuşuyor diyordum. Misafirimiz uyuyor olduğu için değilmiş..." dedi gözlerini devirerek. "Babaannem duyacak diyeymiş."

Perihan Hanım oğlunun sinirlenmemesini istese de şu sakin ve alaycı gülüşleri de sinir ediyordu kendisini. Biraz daha yumuşak olmaya çalışarak "Bak bebeğim, ne yaptığını bilmiyorsun sen. Senin üzüntüden, gürültüden uzak durman gerekiypr bu senin için iyi değil biliyorsun." dedi oğlunun kolunu tutarak.

"Hadi bebeğim kıza hiç bir şey anlatmadığını söyle. Hem o neden baygındı aman Allahım başımıza neler gelecek daha..." dedi telaşlı bir ses tonuyla.

VAVEYLÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin