İlk Kanatsız İnsan

Hemfeti'nin Seçimi

Kral'ın seçeceği iki ismi; herkes tahmin edebiliyordu. Birincisi sarayda büyüyen, Bilge Rutna'nın evlatlığı, Hemfeti'nin gözdesi Sibra; ikincisi ise Sibra'nın en iyi arkadaşı ve en yakın rakibi Pantu... Kral önce sarı uzun saçlı, açık yeşil gözlü Sibra'nın önünde durdu. Kolyelerinden birini Sibra'nın boynuna geçirdikten sonra onu alnından öptü. Meda'nın önünden geçerek, Pantu'nun yanına geldi.

Sibra, Kral ile konuşabilme fırsatı bulduğu bir günde, Pantu'yu aday göstermesini istemişti. Sibra'nın amacı en yakın arkadaşına iyilik yapmak değil, en yakın rakibinden kurtulmaktı. Pantu'nun yarışı tamamlayamayacağını düşünüyor ve Anut'ta rakipsiz olmak istiyordu.

Hemfeti elini boynunda kalan son kolyede gezdirirken, düşünmeye başladı ve geri döndü. Sağ elinde uzun mızrağı ve sırtında Hetma'nın hediyesi kılıcı ile tüm sinirini kaşlarında toplamış Meda'nın önünde durduktan sonra, halka dönerek konuşmaya başladı.

"Ben bir kralım. Yasalara saygılı ve bağlı bir Kral... Ters ağacın en yüksek dalında ki meyveyi koparmış, kızımın hayatını kurtarmış ve tarihimizde ilk defa bir deniz canavarı avlamış bu Kanatsız, en az diğerleri kadar hak ediyor yarışmayı."

Kolyesini Meda'ya verdikten sonra ekledi.

"Beyaz Aslan onları korusun ve kutsal ağacın ruhu yanlarında olsun."

Meda'nın gözleri sevinçle parlarken, babası boynunu büktü. Kral, oğlunu ölmesi için seçmişti. Turkon kadar iyi biliyordu, uçamayan birinin dalganın arkasından dönemeyeceğini.

Tüm adaylar, Kral Muhafızının önünde bulunan, ağzı kapalı testileri rastgele seçtiler. Testilerin her birinde, yüzleri ve vücutlarının boyanacağı, değişik renklerde boyalar vardı. Sibra mavi; çekik gözlü, Konstana'lı Kani beyaz; uzak şehirli, siyah tenli Bali sarı; Mofzo siyah ve son olarak Meda, kırmızı rengi seçmişti.