Kanatsız

197 31 35
                                    

Meda hızla koşarken; Turkon, oğlunu okuyla vurmaya çalışan Muhafız'ı durdurdu. Meda, sağ ayağı ile Mofzo'nun kenetlediği parmaklarına basarak, tüm gücü ile sıçradı. Mofzo, kaslı kollarının hakkını verir gibi itti arkadaşını. Anutluların şaşkın bakışları arasında, yaşayan tek kanatsız, lanetli insan; Kral'lığa - Taç Kulesi Tepesi'ne - doğru yükseliyordu.

Sıvılaşmış Kutsal Ağaç Kabuğu'na yavaşça soktu ayaklarını. Halk, onun Sibra gibi öleceğinden emindi. Kabuk, onu kabul etmeyecekti. Vücudu beyaza bürünmeye başladığında gözlerini kapatarak nefesini tuttu. Bacakları, gövdesi, kolları ve boynu...Fakat sıvı durmadı ve yüzünü kaplamaya başladı. Meda nefes alamıyordu.

Kabuk, Meda'nın yüzündeki pençe izine gelince durdu ve yavaşça geri çekildi. Derin bir nefes alan Meda, gözlerini açtı ve babasına baktı. Turkon, gülümsüyordu. Meda, bittiğini düşündüğü sırada; vücudunda ki karıncalanmayı hissetti. Kabuğun iç yüzeyindeki ince, renksiz tüyler Meda'nın teninden içeri giriyordu. Göz kapaklarını bile kıpırdatamayan Meda, sinirlerine ulaşan ve omuriliğinden boynuna doğru uzanan tüyler nedeni ile tarif edilemez bir acı hissediyordu. Bugüne kadar tüm krallar, Kutsal Ağaç Kabuğu'nu bir elbise, hatta bir zırh olarak görmüş, onun asıl gücünü anlayamamışlardı.

Meda, tekrar hareket etmeye başladığında, O'nu hissedebiliyordu. Tenini kaplayan bir elbise yada zırh gibi değil; elleri ve ayakları gibi, vücuduna dahil olan bir uzvu gibi hissedebiliyordu. Meda, sırtındaki hareketliliği hissettiğinde, hafifçe gülümsedi. Sağ yanında bulunan tacı alıp başına geçirdikten sonra, sol tarafındaki asayı aldı ve iki eliyle sıkıca tuttu.

Meda, gözlerini kapatarak asasını havaya kaldırdı. Kutsal Ağaç Kabuğu'nun son hediyesi, devasa beyaz kanatlarını gökyüzüne doğru açarak, asasını yere sertçe indirdi ve gözlerini açtı.

Kanatları, Sıtra'nın ışığını keserken, hayranlıkla kendisine bakan Anutlulara doğru; yıllardır boğazında düğümlenen tüm nefretini, dışlanmışlığını ve yalnızlığını, üç kelimeye sığdırarak bağırdı.

"Lanetli olan ben değilim; sizin düşünceleriniz..."

"Lanetli olan ben değilim; sizin inançlarınız..."

"Lanetli olan ben değilim; sizin dilleriniz..." der gibi, tüm gücüyle haykırdı.

"Ben"

"Sizin"

"Kralınızım!"

SON

İlk Kanatsız İnsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin