Hayır,hayır... terler içinde sırılsıklam uyandım. Ne kadar süredir uyuduğumu bilmiyordum. Bir asır gibi gelen rüya görünümlü bu kabus beni çok etkilemişti. Evet gördüklerim bir kabustu. Ama bu kadar uzun olması gerçekten bana bilinçaltımın bir oyunu olmalıydı. Bilakis öyleydi çünkü ben yatmadan önce selvi beni aramış asrının İstanbul'a geleceğini onun için valiz hazırladığını söylemişti. Neden onu bir mekanda gördüğümü bilmiyordum ama bu rüya beni derinden sarmıştı. Nefesini bile sanki hisseder olmuştum. Belki de şu an asrının
İstanbulda olduğunu bildiğimden böyle korkmuştum ve bu rüyayı görmüştüm. Gidip bir psikolojik destek alacaktım. Gerçekten bu rüyadan sonra böyle olması daha iyi olacaktı. Daha sonra da kendime burda bir iş arayacaktım. Odadan çıktığımda bir su içmek için aşağı indim. Minel de elinde kahvesiyle dava dosyalarını inceliyordu. "Yaklaşık 11 saattir uyuyorsun zenan. Yani maşallah uyandırmayayım dedim de keşke uyandırsaymışım. Tüm ay uyuyacak mıydın ha ?" Demek bunca saat kalkamamam bundandı. Yorgunlukla ilerleyip o dağınık halimle koltuğa uzandım. "Zenan sen iyi misin ? Pek iyi görünmüyorsun. Rengin atmış"
Bir kaç saniye idrak edemesem de "ha ben mi iyiyim ben şey oldu kötü bir rüya gördüm ondan şey olmuştur" Minel ne diyorsun sen bakışları atınca uzatmadan anlattım gördüklerimi. "Ama Minel yani inanması güç geliyor çünkü resmen rüyanın içinde uyuyup uyandım bir tam gün geçirdim. Nasıl olur bu?" Minel yerinden kalkıp elindeki kupayı masaya bıraktı. "Ters psikoloji gibi bişey. Hem çok düşünme bunu. Kabus işte"
"Hayır Minel kendime elbise Bile seçtim allah aşkına Nasıl bişey bu "
"Zenan sana kafa yorma dedim. Bir kabustu bitti gitti. Bir duş alıp benimle ofise gelmez misin hem kafan dağılır"
"İyi olur hem sonra da bir doktordan randevu alırız"
"Olur ben seni bekliyorum. " Dedi.bende bu sırada hazırlanmak için yukarı çıktım.Yazardan
Asrın gecelerdir uyumuyordu. Yorgundu. Girdiği mekanda gördüğü Zenan zannettiği kadının koluna yapışmıştı. Ve sensin o diyerek götürmeye çalışmıştı. Elbette soluğu karakolda alan asrın ağanın Sinirleri daha beter hale gelmişti. Bir yanlış anlaşılma sonucu geceyi nezarethanede geçirmişti. Güç boşuna kazandırır demiyorlardı. Avukatın bir sözüyle kurtulmuştu elbetteki. E asrın napsındı mavi gözlü kadınlar ondan uzak dursundu. asrın kendini haklıyordu resmen. Bir daha böyle olmamalıydı. Asrın içten içe zaten öldürmeyecek miydim diyerek bu kez gerçekten içini soğutmuştu. Artık dönülemez bir gidişi olmuştu zenanın. Nezarethaneden çıktığı gibi arabasına atlamıştı. Bu İstanbul onu boğuyordu. Sözleşmeyi imzalatıp geri dönecekti. Gerekirse ailesini dinleyip evlenecekti. Düşünceleri aklından savuşturarak sürmeye devam etti asrın ağa. Bu kez altınbaş holdingin yolunu tutmuştu. Tabi ki Gül altınbaş'a ihaleyi kabul ettirmesi zor olmayacaktı. Şirketin önüne geldiğinde lobiden direk katını öğrenip asansöre binmişti. Sabırsız ve aceleciydi çünkü bir an önce Mardin'e dönmek istiyordu.
Telefonunun çaldığını gördüğünde ceketinin iç cebinden çıkardı asrın ağa. Arayan gencerdi. Asansörün kata ulaştığını belirten sesi duyduğunda telefonunu sessize aldı ve kendinden emin adımlarla Gül hanımın odasına yürüdü. Kapıdaki genç sekreter kız "bir dakika efendim randevusuz alamıyorum beklerseniz haber veririm"
Genç kızın söylediklerini umursamadan odaya dalmıştı asrın ağa. Tabi ki Gül hanımın keyfini bekleyecek değildi.
"Asrın seni burda görmek ne şaşırtıcı. " asrın kadının yıllardır ona hayranlığının elbette ki farkındaydı ama umursadığı söylenemezdi. asrın çağıran her gülü koklayan erkeklerden değildi. "şu imza işini halletmemiz lazım gül hanım. malum benim de işlerim var." dedi asrın ağa. "böyle çok emrivaki oldu asrın ağam. oturun da bi kahvemi için derim ben imza işi kısa sürer." dedi,gül hanım sarı saçlarını savuşturarak. asrın ağa ise daha fazla uzatmamak adına usulca başını sallayarak kabul ettiğini gösterdi. asrın ağa gelen kahveyi yudumlamaya başladı. gül hanım ise asrın ağanın gün geçtikçe olgunlaşan halini utanmadan,bakışlarını kaçırmadan hayranlıkla izliyordu. büyüsüne kapılmamak elde değildi. imayla"duydum ki mardinde evlenmişsin asrın ağa. insan bi düğününe çağırır en azından."dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLU BERDEL (ASKIDA)
Ficção AdolescenteYüzüne yapıştırdığı tokatla birlikte Saçlarından tutarak avlunun ortasına fırlatmıştı. O an hayalkırıklığı yaşayan kız bu anı hafızasına silinmeyecek üzere kazıyordu. "Bu kızı adam yerine koyup benim azabımı kabul eden bununla aynı yeri boylar. Ona...