Bölüm 15

22.8K 842 117
                                    

Yüzüme aval aval bakan selviden hala cevap bekliyordum. Onun yardımına ihtiyacım vardı. Düşünmüş taşınmış çok uzaklara kaçma kararı almıştım. Ama Gencer ile değil tek başıma gidecektim. Daha fazla ömrümü asrın ağa ile geçiremezdim. Ben hala bir Çağırandım. Onunla sadece dini nikahım vardı. Ve ben mükemmel bir planla birlikte buralardan kaçardım. Evet yakalanırsam öldürülürdüm. Ama zaten afran konağında da ölüden farkım yoktu. Ölmeyi göze almıştım. "Evet selvi yardım edecek misin?" Gözlerimi beklentiyle selviye dikmiştim. Kararsız kalmış gibiydi. Korkuyordu. "Ama abla sen, sen bilirsin yaşatmazlar seni yapma etme" kırık bir gülümseme peydah olmuştu yüzümde. "Her türlü ölüyüm ben. Onun karısı olarak hergün ölmeye de devam edeceğim. Ben göze aldım herşeyi selvi. Ailesiz abilerim olmadan bir başıma bu konakta her gün eziyetle yaşamaktan ezilmekten hor görülmektense ben ölmeyi tercih ediyorum. Merak etme kimseye senin yardımın olduğunu asla söylemeyeceğim. Bu ikimizle mezara gidecek,Şimdi cevabını söyle" başını usulca sallamıştı "tamam abla" demiş ve kabul etmişti. İşte şimdi herşey yeniden başlıyordu...

"İlk öncelikle bana telefon lazım selvi sen kullanıyor musun" elini göğüsüne atmış tuşlu bir telefon çıkarmıştı. Bende o sırada etrafı kolaçan etmiş hızla kapıyı kilitlemiştim. Aldığım telefonla birlikte ezbere olduğum numarayı tuşlamış ve cevap bekliyordum.
"Minel ben zenan çok vaktim yok herşeyi özet geçiyorum beni iyi dinle" demiş yaşadığım herşeyi hızla özet geçmiştim. Bu sırada zaman zaman bağırarak zaman zaman abime söverek beni dinlemişti. "Şimdi ise kaçmayı planlıyorum. Bana yardımın gerekiyor."
"Beni iyi dinle canım şu bir hafta müvekkillerimle görüşmelerim aşırı yoğun ben bu hafta içerisinde senin için herşeyi düşünüp halledeceğim. Ve mecburi gencodan yardım isteyeceğim. Bazen maddide yardıma ihtiyacımız olabilir. Sabit bi numara belirle ve beni ara. Senden isteğim bu bir hafta sanki aşırı kötü bir hastalığa yakalanmışçasına asla kimseyle konuşmayıp hasta gibi davranman. Aklıma Harika planlar geliyor seni kurtaracağım maviş. Şimdi dikkat çekmeden telefonu kapat. Öpüyorum." Demişti. Haftalar sonra ilk defa içime dolan huzur ve kaybolan tedirginlikle rahat bir nefes almış telefonu selviye verdiğim gibi odamdan çıkıp gözden kaybolmasını sağlamıştım. Genco dediği gencerdi. İkisinin yaşı birdi ve çok iyi anlaşırlardı. Ben 20,o ikisi ise 25 yaşlarındaydı. Evet duyduğunuz üzere minel hukuk okumuş avukat olmuştu. Bana yardım edeceğini biliyordum. Zaten onlardan başka kimsem de yoktu.

Kendimi kirli hissederek duşa girmiştim. Dudağımdaki pansumanı umursamadan kendimi buz gibi suyun altına atmış ve kısa süren yıkanmanın ardından giyinerek banyodan çıkmıştım. Islak saçlarımın üstündeki suyu alarak kurutmadan öğle saatleri olmasını göz ardı ederek yatağa girmiş bayılmanın da vermiş olduğu rehavetle uyumuştum. Uyandığımda baş ucumdaki saatten saatin yemek vaktine geldiğini anlamıştım. Canım nedense Hiçbirşey yemememe rağmen asla bişey İstemiyor açlığını hissettirmiyordu. Üstümde aldığım ceketi giyip penceremin önündeki sedirde oturmuştum. Açık saçlarım kendiliğinden kurumuş dalgalı hoş haline dönmüştü. Çatıya çıkmayı isterdim ama yürüyecek takatim yoktu. Avluda kurulan masada tüm ev ahalisi oturmuş yemeklerini yiyiyordu.

Hiç mi kimsecikler bu kız nerde diye sorup Halime bakmıyordu. Bu nasıl adaletti? Bu kadar mı korkuyorlardı asrın ağanın tek sözünden. Tüm millet yemeğini yerken asrın ağa salondan yeni çıkmıştı. Oturmadan masada göz gezdirmiş başa geçmek üzereyken sanki bakışlarımı hissetmiş gibi kafasını usulca yukarı kaldırmıştı. Siyah gözleri delici bakışlarla pencereme bakıyordu. İstemsizce Yüzümden geçen tiksinti ifadesini gördüğüne emin olmuştum çünkü o bakışımdan sonra alaycı, gözlerine ulaşmayan ufak kısa bi an gülmüş sofraya oturmuştu. Sinirle yerimde kıpırdanarak sedirden kalkmıştım. Yatağın bana ait olan kısmında oturdum bacaklarımı kendime çektikten sonra kollarımı etrafından dolayıp kafamı diz kapağıma yerleştirdim. Böyle durup bişeyler düşünmeyi çok severdim. Pozu hiç bozmadan iki saat kadar öylece planı düşündüm. O an aklıma gelen fikirle duraksadım. İntihar değil miydi bu yaptığım? Onun yerine gerçekten intihar edebilirdim. Bile bile ateşten gömleği giymek değil de neydi bu.

ZORLU BERDEL (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin