Evet sonunda o bölümlere geldik, TaoHun'un kaderinin ne olacağının kesinleşeceği bölümlere...
Bu arada medyadaki şarkıyı eklerken, üçüncü bölümü yanlışıkla bu dramadan esinlendiğimi fark ettim bende diyordum nereden tanıdık geliyor skjdwkjdiwjdkdjekdjq.
İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ayrıca küfür etmeyin...
Sanırım dünyanın en güzel şeyi sabah sevdiğiniz adamın göğsünde güzel bor uykudan uyanmaktır. Ondan da güzeli ise sevdiğiniz adamın sizden önce kalkmış sizi seyredalmış olmasıdır.
Ben uyandığımda Chanyeol bana gülümsedi, saçlarımı okşuyordu. "Günaydın sevgilim" dedi. "Günaydın" dedim ve uzanıp dudağına minik bir öpücük bıraktım. Kafamı tekrar çıplak göğsüne koydum, "Buradan hiç kalkasım yok" dedim. "O zaman kalkma?" dedi kıkırdayarak. Parmağımı onun göğsünde gezdirmeye başladım. Kusursuz bir bedeni vardı ve ben sürekli dokunmak, öpmek istiyordum. Bu yüzden de göğsüne bir öpücük kondurdum. Benim sevgilim değil mi sonuçta?
Göğsüne öpücük kondurmamla Chanyeol mırıldandı ve beni kendi çekip sıkı sıkı kucakladı. Çıplak tenlerimiz birbirine değerken hiç olmadığı kadar heyecanlı hissediyordum. Eğer hâlâ bir kalbim olsaydı, her neyse devamını biliyorsunuz..
Bir süre kafam Chanyeol'ün göğsünde sessizce uzanıyorken Bo'nun dışarıdan havlama sesi duyuldu ve sonra da Sehun'un.
"Yah! Bo neyin var? Dur da geçeyim!" Ama Bo havlamaya devam ediyordu.
"Şu köpek cidden çok zeki" dedi Chanyeol. "Öyledir" dedim gülümseyip ve ayağa kalkıp kapıya gittim. "Baekhyun?"
"Efendim?"
"Çıplaksın..." dedi. "Ah doğru," dedim ve kafamı kapının içinden geçirip dışarı baktım. Bazen ölü olmanın faydaları oluyordu, saydam olabilmek gibi.
"Sehun! Ne oldu?" dedim. Sehun garipseyerek baktı, "Neden kafanı çıkarıyorsun? Kendin çıksana" dedi. "Olmaz." dedim. Sehun fesatça "Neden?" deyip bana bir adım attı ama Bo yine önünü kesti. "Yah! Bo'nun neyi var? Yol vermiyor!"
"Ona kimseyi içeri almamasını söyledim de o yüzden..." dedim. Sehun tam fesatlaşmak üzereydi ki, "Bekle, üstümü giyip geliyorum." dedim ve kafamı içeri geri aldım.
"Sehun çağırıyor," dedim kıyafetlerime uzanırken ve dün gecenin anısı yanaklarıma kırmızılık olarak akın ederken. Chanyeol yataktan kalktı ve yanıma gelip çıplak bedeniyle bana sarıldı. "Biraz daha vakit geçiremez miyiz?"
"Akşam," diye kulağına fısıldadım. "Ama şimdi üstünü giy."
*****
"Ne oldu Sehun?" dedim kapıdan çıkınca. Sehun merdivenin trabzanlarına dayadığı kutuyu alıp gösterdi. "Oynayalım mı? Uzun zamandır Monopoly oynamadık" dedi. "OYNAYALIM!" dedim heyecanla. "Enişte de gelsin! Dört kişi oluruz hem," dedi Sehun. Tam dördüncünün kim olduğunu soracakken Bo'yu fark ettim ve ağzımı açmadım.
Sehun oyun tahtasını yere koydu. Hepimiz teker teker taş seçmeye başladık. Ben ejderha seçtim, Bo köpeği, Sehun ütüyü, Chanyeol ise ayakkabıyı. Paraları dağıtırken, "Eğer hile yaparsan seni hot dog yaparım," diyerek köpeği tehdit etti Sehun. Bo korkuyla ona bakıp korkmuş köpeklerin sesini çıkardı ve önünde dizili paralara kafasını koydu.
"Bo nasıl zar atacak?" diye sordu Chanyeol. "Onun yerine biz atacağız, taşını patisiyle itiyor zaten." dedim. "Bir yeri almak istediğinde bir kez istemediğinde iki kez havlıyor. Bina kurmak istediğinde ise üç kez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel of Death (ChanBaek)
FanficBaekhyun, ölmüş fakat öbür dünyaya gitmek yerine burada kalıp bir ölüm meleği olmuştu. Park Chanyeol, ünlü bir şarkıcıydı fakat ünü yavaş yavaş kayboluyordu. Ama Baekhyun ona sırılsıklam aşıktı. Bir gün Chanyeol kaza geçirdiğinde, Baekhyun'un onun c...