GK-BÖLÜM 4

185 9 0
                                    

 MULTİMEDYA'DA KORAY VAR :))))

Sabah tıkırtılarla gözümü açtım. Karşımda Koray, duştan çıkmış altında sadece havluyu bağlamış ve kaslarını gözümün önünde sergilemeye başlamıştı. Beni fark etmemiş olacak ki ıslık çalarak saçlarını kurutuyordu. Bende o güzel anını bozarak öksürdüm. Benim uyandığımı fark etti ve bana sırıtarak bakmaya başladı. Evet sabah sabah yine beni sinir etmek için kim bilir ne hainlikler kuruyordur o kafasında.

“ Ahh uyuyan güzelimiz uyanmış.” Dedi çapkınca gülerek. Bende yanımdaki yastığı ona attım. Tam isabet.

“ Sende hiç terbiye kalmadı be Koray. Hala karşımda yarı çıplak duruyorsun gidip üstünü giyinsene.” Dedim. O da her zaman ki mükemmel kahkasını attı.

“ Aaa insan bir teşekkür eder. Sen iyice nankör oldun ayıp tı tı tı” dedi sırıtarak bende ona anlamadım bakışlarımı attım. Yine ne saçmalıyordur acaba?

“ Ne için teşekkür edecekmişim Koray Bey?” dedim.

“ Sana sabah sabah göz banyosu yapmana izin veriyorum. Şu kaslara baksana her kızın ağzının suları akacak derecede.” Dedi dudaklarını yukarı kıvırarak o mükemmel gülüşlerini attı. Evet şimdi hiç çekilmez bu egoist Koray. Elime bir tane daha yastık alarak attım ama bu sefer akıllanmış olacak ki yastığı havada tuttu.

“ Koray egonu da alıp odadan çıkar mısınız? Çünkü birazdan yastık yerine saat falan atabilirim canına acıtmak için.” Dedim üfleyerek. Sabah sabah çektiğim nedir ya bu çocuktan. Keyfi yerinde olsa gerek ki benimle uğraşmaya vakit ayırıyor. Ama Koray bu, ölüm döşeğinde bile olsa benimle uğraşır. Çocukken de bu böyleydi.  Gıcık ne olacak.

“ ama Ela sen bana kıyamazsın ki “ dedi yavru köpek gibi bakarak. Ama ben kanmam Koray Bey.

“ istersen bir deneyelim. Kıyabiliyor muyum kıyamıyor muyum görürüz.” Dedim sırıtarak. O da bu bakışlarımın canını seven kaçsın demek olduğunu bildiği için, kıyafetlerini alıp kapıya doğru koştu. Bu çocuk harbi salak ama ne yapıyım seviyorum yine de onu. Normalde evi on kere turlardık. Koray kaçar ben kovalarım ama ben hala dün gece ki konuşmayı düşünüyorum. Bugün en iyisi şu  Nil’le bir de ben konuşuyum. Saate baktım dersin başlamasına 40 dakika vardı. Hemen banyoya gittim ve duş aldım. Saçlarımı kurutup biraz rimel ve parlatıcı sürüdüm. Acele davranarak formalarımı giyip eteğin üstüne kot bir ceket alıp odadan çıktım. Koray aşağıda yemek yiyordu. Sandalyeyi çekip oturdum.

“ Koray ben son iki derse girmeyeceğim. Biraz işlerim var.” Dedim ona bakarak. Ona Nil’e gideceğimi söylesem asla beni yalnız göndermez.

“ Ne işi bu Ela?” dedi sorgulayıcı bir tavırla. Koray her zaman bana abi gibi davranırdı. Ve bu  şekilde korumacı davranırdı.

“ banka meselesi falan. Önemli bir şey değil. Beni çıkışta bekleme uzun sürebilir işim” Dedim. Koray’a yalan söylemeyi pek seğmezdim ama elimden gelen bir şey yok.

“ peki zaten bende bugün arkadaşlarla dışarıda olacağım. İşin bitince belki bize takılırsın.” Dedi sandalyeyi çekip ayağı kalkarak. Bende ayağı kalktım.

“ olur” dedim ceketimizi ve arabaların anahtarlarını aldık ve dışarı çıktık. Ben arabama doğru yürüdüm ve bindim. 5 dakika içinde okula geldik. Arabadan indim ve Koray’ı yanına doğru yürüdüm. Bahçeye girdik.

“ bu kalabalık ne kavga mı var?” dedi Koray. Baktığı yöne doğru baktım. Kızlar toplanmış ve bir yere bakıyorlardı. Koray o tarafa doğru yürümeye başladı. Aslında benim pek ilgimi çekmez böyle şeyler ama Koray okulun popüleri olduğu için okulda kendince kurallar koydu. Ben popülerliğe pek önem veren bir değildim.

Geçmişin kırıntılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin