GK-BÖLÜM 9

196 8 0
                                    

Koray, arabayı barın arkasındaki otoparka seri bir şekilde park etti.  Ona baktığımda hala sinirli olduğunu gördüm. Konu elbisemdi. Ben böyle kısa ve iddialı bir elbise giymem. Yani 2 yıl öncesine kadar. 2 yıl önce giyiyordum. Kaan öldükten sonra öyle elbiseler ve barlara gitmedim. Elbise giymeyi özlemişim. Ama bu kadar açık elbiseyi ilk defa giyiyorum. Açıkcası şuan hiç rahat değilim. Kendimi, bizim okuldaki sürtükler gibi hissediyorum.

“ ela, yanıdan ayrılmıyorsun. Off bu kadar kısa elbise giyilirmi? Yok yok gitmiyoruz biz. Hadi eve geri döneli. Bin arab..” dedi sinirli bir şekilde. Hemen sözünü kestim.

“ yaaa Koray saçmalama. O kadar hazırlandım. Olmaz.  Gidiceğiz o partiye. Sen gelmek istemiyorsan gelme.” Dedim kesin bir dille. Ve her zaman yaptığım gibi bir şey demesine izin vermeden yürümeye başladım. Önce ne yapacağını düşündü sonra koşar adımlarla bana yetişti. Bu halleri fazla tatlı oluyor. Zaten benim tanıdığım Koray, beni bu partiye tek başıma ve bu elbiseyle göndermez.

“ Tamam baş belası. Sen kazandın. Ama yanımdan ayrılmayacaksın.” Dedi o da kesin bir dille. Yanından ayrılmamak mı? Upss olmaz. O zaman planımı nasıl gerçekleştireceğim. Hemen hızlıca kafamı ona döndüm.

“ yaaa Koray, olum bak uzun zamandır bir kızla görülmedin. Hadi yine iyisin sana izin veriyorum. Git bir kızla takıl bu gece.” Dedim sırıtarak. Önce gözlerinin içi parladı ama sonra hemen eski haline döndü. Ve korumacı bir sesle konuşmaya başladı.

“ hayır. Seni bu elbiseyle aç kurtların yanına gönderemem.”

“ bana bak beni hasta etme. Gidiyorsun bir kızla takılıyorsun ve kendine geliyorsun. Yoksa seni eve almam bak.” Dedim gülerek. O da bu halime güldü. Ben genelde Koray’a karşı fazla korumacıyımdır. O yüzden kızlarla takılmasına izin vermem. Kafasını onaylarcasına salladı. Ve bar kapısının oraya doğru yürüdük. Zaten bu bar Fırat’ın babasınındı. Aslında İstanbul’un çoğu barı onlara aitti. O yüzden Fırat’tan yardım aldım ya. İçeriye girmekle bütün gözler bize döndü. Evet en son biz gelmiştik. Tüm okul buradaydı. Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Böyle bir elbise kimse giymemi beklemiyordu. Birden müzik sesi kesildi. Zaten dj tanıdıktı. Okuldan biriydi. Kafamı herkesin şaşkın suratlarında gezdirdim.Ufuk’ta ağzı açık bir şekilde beni süzüyordu. Yine o delici gözleriyle beni deli geçmeye çalışıyordu. bu durum bende gülme isteği uyandırsa da hemen o isteği sildim ve kafamı biraz daha dikleştirdim. Zamanın da  bana yavşayan tüm o popi erkekleri reddetmiştim. Bizim okulun çoğu erkeği zengin ve mankenlere taş çıkaracak kadar yakışıklılardır. Hepsi benimle ilgilenmişti ama ben reddettim. İşte bu yüzden bu oyunu oynuyorum. Ufuk’un beni kolay lokma sanmasını istemiyorum. O ne kadar ULAŞILMAZ’sa bende bir o kadar ulaşılmazım. Yanıma yaklaşan mavimsi ceketiyle, altındaki mavi dar paçayla mükemmel görünen Fırat’a baktım. Onu baştan aşağıya süzdüm. Ve ona bakıp güldüm. Bu gülüş yeterince yapmacıktı zaten. Bu gece zorlanacağımı biliyorum ama ne yapalım?

“ wowwww Ela sen tam bir AFROİT olmuşsun. Kızım bu ne güzellik.” Dedi bana çapkın bir gülüş atarak. Koray ise ellerini belime atmış ve belimi sıkıyordu. Off yaa yine sinirlendi.

“ o sizin yakışıklılığınız Fırat Bey” dedim gülerek. Koray ani bir hızla bana döndü. Kulağıma eğildi.

“ ne planlıyorsun bilmiyorum ama öğreneceğim.” Dedi dişlerinin arasında konuşarak. Hemen toparlamak için ona döndüm.

“ evet bir planım var ama bunu şimdi sana anlatamam. Sadece bana güven olur mu?” dedim kendimden emin bir sesle. Bana güvenmesini çok istiyordum.

“ Ela, sana her şeyden çok güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum.”

“ bu çok klişe oldu Koray”

“ klişe milişe banane” dedi. ona güven verici bir şekilde gülümsedim.

“ hadi git kendine bir kız bul.” Dedim. Önce bir düşündü sonra tamam diyip yanımdan uzaklaştı. Kafamı çevirdim ve karşımda bana bakan Fırat’ı gördüm. Adeta beni gözleriyle soyuyordu. Sonra gözüme arkada olana ve ellerini sıkmış Ufuk’u gördüm. Neden bu kadar sinirli bir şekilde bana baktığını bilmiyorum. Ahh tabi onun sürtüklerinden olmadığım için ve şuan başkasıyla konuşmamdan dolayı bana kızgın. Tekrar tekrar söylüyorum. SENİN OLMAYACAĞIM UFUK BEY. Ona kısa bakış atıp önüme döndüm.

“ Fırat, bu partiyi hazırladığın için sana teşekkür ederim.”

“ Ela, sen iste yeter.” Dedi çapkınca gülerek. Ahh bu salağa nasıl sabredeceğim?

 “ hadi pistin oraya gidelim” dedi. haa bu arada bar leş gibi içki kokuyordu. Nefes almak için kafamı biraz arkaya attım. Ve bana sinirli gözlerle Ufuk’u gördüm. Sen daha çok bakarsın. Onu görmemiş gibi piste ilerledim. O sırada Fırat dj yanına gitti. Ve slow bir şarkı koydu. Ahh hadi ama buna sabretmem zor olacak. Ben ve bir erkekle sarmaş dolaş bir dans. Atın kendinizi çamdan aşağı ama önce beni atın. Bana sırıtarak beni kendine çekti ve ellerini belime doladı. Wayy adamın parfümü çok kaliteli. Her zaman erkek parfümlerine karşı zaafım vardı. Her neyse. Bende ellerimi onun boynuna doladım. Ve yavaş yavaş hareket etmeye başladık. Herkes durmuş bizi izliyordu. Benden hiç böyle bir hareket görmemişlerdi 2 yıldır. Fırat hala sırıtmaya devam ediyordu. Tabi koca piste tek biz dans ediyoruz ve dans eden birkaç kişide dansı bırakmış bizi izliyordu. Kafamı kaldırıp Ufuk’u aradım. Ve sonunda bulduğumda gözlerini hiç kısmadan beni izlediğini gördüm. Elleri galiba sıkmaktan dolayı morarmıştı. Ondan kafamı çevirdim ve Fırat’ın göğsüne kafamı gömdü. Bu hareketimi sevmiş olacak ki ellerini daha çok belime yasladı ve kokumu içine çekti. Sonra birden müzik kesildi ve ben kafamı ne oluyor dercesine kaldırdım. Allah kahretsin kaldırmaz olaydım. Karşımda Ufuk gözlerinden, burnundan her yerinden alev çıkıyor. Sinirden morarmaya başlamış. Ve şuanda ilk defa hiçbir şeyden korkmayan ben zangır zangır titriyorum. Sıktığı elini Fırat’ın pişmiş kelle gibi sırıtan suratına indirdi. Bir yerden yağlarım eridiğini hissederken diğer yanım ise telaşlıydı. Lan mal adam Fırat’la işi bittiğinde beni doğrayacak gibi bakıyor. Neyse kafanı dik tut. Ben kimseden korkmam. Ve kafamı biraz daha dikleştirdim ve yerimden kıpırdamayarak, Ufuk’un Fırat’ın yüzüne indirdiği yumrukları izledim. Yüzümde hiçbir şey ifade etmeden onlara bakıyordum. Birden Ufuk bana döndü. Bende ona ifadesiz bir şekilde baktım. Sonra gelen deri cesaretimle ellerimi bir birine vurarak alkışladım.

“ wayyy be. İyi gösteri çıkardın” dedim sesimdeki alayla. Herkes ağzı açılmış bir şekilde bana bakıyordu. Ufuk’ta benden böyle bir tepki beklemiyormuş gibiydi. Önce dediklerimi sindirmeye çalıştı sonra birden Fırat’ın üzerinden kalktı ve koluma yapıştı. Gittikçe sıkmaya başladı kolumu. Ve bende yüzümü buruşturdum. Birden yanımıza Koray geldi sinirle Ufuk’u itti.

“ çek lan ellerini” dedi tıslayan sesiyle Koray. Evet şlimdi öldüğünün resmidir Ufuk. Seni buradan tek parça çıkarmaz Koray. En azından belki vicdana gelirde sadece komaya sokar.

“ Koray, sadece onunla konuşmak istiyorum. Anladım kardeşine zarar vermeyeceğim.” Dedi ve kolumdan tuttuğu gib çıkış kapısına sürükledi. Ben şaşkınca dediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Sonra kafamı arkaya uzattığımda Koray yerinde durmuş gidişimizi izliyordu. Bende ağzım açık kalmış bir şekilde ona bakıyordum. Ne yani Ufuk’a güveniyor muydu? Ahh şuanda Ufuk’u hastanelik etmesi gerekiyordu. Ama benim salak kardeşim Ufuk’a güvenmeyi seçmişti. Birden sırtımın soğuk duvara vurulmasıyla ağzımdan bir inleme sesi çıktı. Ufuk’ta kollarını iki yana yaslamış beni duvarla kendi arasına sıkıştırmıştı. Rahatsızca kırpandım ama kafamı tek eliyle sabitledi. Ve bana yaklaşmaya başladı. İşte o an kalbimin hızlandığını hissettim. Ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama bu sırada Ufuk bana git gide yaklaşıyordu. Burunlarımız arasında 2 cm kaldı.

 Tamam. kabul iğrenç bir yerde bitirdim. istediğiniz kadar söve bilirsiniz:) :D :D 

bu arada yeni bir karar aldım. koray ve ela arasındaki diyologları çok uzattığımı düşünüyorum. bundan sonra daha çok ela ve ufuk'un diyolagları olacak. haa bir de yeni kişilerde gelicek. ama bir kaç bölüm sonra. 

 ha bu arada diğer bölüm çok önemli :D :D 

kısa sürede yeni bölümü yayınlayacağım. İnşallah. sizleri seviyorum okuyucularım. :D :)))

oy ve yorumlarınızı bekliyorum. hadi byy :Dddd

Geçmişin kırıntılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin