GK- BÖLÜM 11

195 7 1
                                    

Artık bölüm sayfa sayısını artırmaya karak verdim en az 5 6 sayfa yazacağım. ayrıca sınır koyuyorum. 8 yorum, 10 oy geldiğinde hikayey yayınlarım :D :D iyi okumalar :) 

“ Kızım uyansana. Off Ela yaa. “ dedi kafamdaki ses. bir yandan dürtüyor bir yandan söyleniyordu. Bu kişi Koray’dan başkası değil. Ama kalkmak istemiyorum. Kimseyi görmek istemiyorum. Özellikte kendimi… kaç gündür aynalardan kaçıyorum, okula gitmiyorum, yemek yemiyorum, odamdan dışarı çıkmıyorum.

“ ELA, KALK HEMEN. YOKSA KAFANDAN AŞAĞI SU DÖKERİM!!” diye bağırması üzerine yavaş hareketlerle gözleri araladım. Kafam da dikilmiş, bana sinirli bakan bir Koray buldum.

“tamam, sen çık. Ben bugün de okula gelmeyeceğim.”  Dedim yorgun çıkan sesimle.

“ hayır Ela, bugün geliyorsun. Yeter artık 3 gündür okula gitmedin. Sesimi çıkartmadım ama bugün O OKULA GİDİLECEK!!!” dedi sonlara doğru sesi yüksek çıkmıştı. Gitmek istemiyorum. Ne Ufuk’un yüzünü görmek istiyorum ne de bu odadan çıkmak istiyorum. Koray’a üzgün bir şekilde baktım. Bu bakışıma şaşırmış olmalı ki sessizce yanıma oturdu. Beklenmedik biran da bana sarıldı. Saçlarımı okşamaya başladı.

“Ela, güzelim” dedi kısık bir sesle. Üzgün olmamın, okula gitmememin sebebini bana çok sordu. Ama geçiştirdim. Ne demeliyim ki?? Ufuk’la, yağmurun altında ateşli bir şekilde öpüştüm mü demeliyim!! Ben Kaan’la bile en fazla 10 kere öpüşmüş biriyim. Öyle şeyleri sevmem. Rahatsız olurum. Öpüşmek, beraber olmak bana göre değil. Ama ben daha iki hafta tanıdığım çocukla ÖPÜŞTÜM!!! Ahh kendimden tiksiniyorum. Koray’ın yüzüne bakamıyorum. Bana Kaan’ı hatırlatıyor. Onunla geçirdiğimiz mutlu anlar geliyor aklıma. Onun dudaklarının tadı geliyor aklıma. Ne kadar onunla az öpüşmüş olsam da…

Bunları düşünürken gözümden yaşlar akıyordu. Koray benim için iyice endişelenmeye başladı. Üç gündür beni sorguya çekiyor ama ağzımdan tek kelime alamadı. Onu üzdüğümün farkındayım ama ona anlatamam.

“ Ela, bir tanem neden ağlıyorsun?” dedi yerin altından çıkan gibi sesi. Ben mutsuz olunca o mutlu olamazdı hiçbir zaman.

“ K-Kor-ay b-ben b-en” dedim ağlayarak. Ağzımdan hıçkırıklar kaçtı. Yüzümü avcunun  içine aldı. Bana öyle bakıyor ki. Korumak isteyen bir abi, ağladığımda dünyayı yerle bir edecek kadar güçlü, beni üzen herkesin karşısına geçebilecek kadar cesur…

“ Bana bak. Bana anlatmıyorsun peki zorlamayacağım. Ama şunu unutma ben senin hep yanındayım. Yanında olacağım. Hep. Hiç gitmeyeceğim. Seni bırakmayacağım. Bırakamam istesem de. Çünkü…  sen bana Kardeşimin emanetisin. Sen bana Kaan’ın emanetisin. Sen benim her şeyimsin. Hayattaki tek değer verdiğim, tek güvendiğim, tek sevdiğim kadınsın. Biz seninle kardeşten daha öteyiz. Bu zamana kadar her şeyi beraber atlattık. Acıları da, hayal kırıklıklarını da, güvensizlikleri de… beraber atlattık. Biz güçlüyüz. Evet aramızdan Kaan ayrıldı ama… B-Biz s-seninle her şeyin üstesinden geliriz.” Dedi Kaan’dan bahsettiği için sesi titremişti. Onu özlediğini gözlerinden görebiliyorum. Koray’ın hiçbir zaman ailesiyle iyi olmadı. Annesi ve babası işkolik insanlardı. Aslında aramızda ailesiyle iyi olan kimse yoktu. Ne Kaan, ne ben ne de Koray. Benim annem yurt dışlarında dernekten derneğe koşan, gezen tozan biridir. Beni önemseyen biri olmadı hiçbir zaman. Babam desen zaten ondan nefret ediyorum. Çünkü piçin teki. Kendisinden başka kimseyi düşünmez. Kaan’ın annesi ise o küçükken ölmüş. O ise bizden daha şanslı. En azından onu düşünen, koruyan ve seven bir babası var. Babasıyla çok iyilerdir. Babasını da iki yıldır görmüyorum. Yani Kaan öldükten sonra.

Geçmişin kırıntılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin