Geçmişin kırıntıları

GK-BÖLÜM 12

Merhaba, umarım bölümü beğenirsiniz. Uzun bir süre yazamadım çünkü sınavlarımız başlamıştı. Tekrar özür dilerim. Güzel bir bölüm oldu benim için. En azından içime sindi diyelim. İyi okumalar :D :D 

Arabayı hızlı bir şekilde park ettim. Ve barın kapısına doğru yürüdüm. Kapıdaki görevli beni görünce selam verdi. Ben ise sadece kafamı salladım. Beni eskilerden tanıyorlardı. Kaan’ı kaybettikten sonra her akşam hatta her saat burada içerdim. Bazen hiç içmez, oturur bir köşeye kendini kaybetmiş şekilde dans eden insanları izlerdim. Hiç usanmadan, saatlerce.  O zamanlar da Koray’ın da benden farkı yoktu. Sadece başka bir barda, başka bir şekilde Kaan’ı unutmaya çalışırdı. Her gece başka birini alır yatağına saatlerce vakit geçirirdi.

Derin bir nefes aldım ve geçmişi unutmaya çalıştım. Barın tekli koltuklarından birine oturdum.

“ sert bir şeyler” dedim soğuk bir sesle. Barmen beni baştan aşağı süzdü ve yüzüne edepsiz bir gülümseme takılarak, arkadan bir şişe açtı.

“ seni tanımıyorum, buraya pek sık uğramıyorsun  galiba” dedi içkiyi bardağa koyarken.

“ yenisindir ondan. “ dedim yine düz ve soğuk bir sesle. Bana çarpık bir gülüş attı ve uzaklaştı. İşte insanları kendimden uzaklaştırmak bu kadar kolaydı. Sert bakışlar, soğuk bir ses yetiyor. Ama Ufuk gibi aptallara yetmiyor. Ahh yine o aklıma geldi. Ve onunla yaptığım hata. Elimdeki içki bardağını tek dikişte içtim.

“ doldur” dedim. Bana biraz şaşın baktı. Hatta ağzını açık baktı da diyebilirim. Evet içki sertti ama bana karşı değil. Ben alışkınım sert içkilere. Zaten kolay kolay sarhoş olan bir tip değilim.

“ vayy sert olduğun kadar hızlısında.” Dedi bir bardağa bir de bana bakarak. Onu umursamadan kafamı çevirdim ve dans edenleri izlemeye başladım.

Yaklaşık bir yarım saat geçti. Ve benim kafamda filler bateri çalmaya başladı. Hem başım dönüyor hem de insanları net göremiyorum. Artık eve gitsem iyi olacak. Ayağa kalktım. Geri oturmam bir saniye bile almadı. Offf. Keşke Koray’la gelseydim. En azından beni eve kadar taşırdı.

Yanıma birini oturmasıyla kafamı o tarafa döndüm. 18 yaşlarında bir erkekti. Tipinden de anlaşılıyor olacak ki zengin biri. Saçları dalgalı ve doğal. Gözleri çok keskin ve mavisi çok derin bakan gözler. Ben insanların gözlerinin içine bakabilirim ama bu kadar derin gözler beni bile rahatsız etti.

“ selam” dedi. vayy sesi çok etkiliyici. Ahh sarhoş olmak bana yaramıyor. Kendimi toplamalıyım. Hem de hemen.

“ hı hı selam. Hadi güle güle” dedim soğuk sesimle. O ise bu tepkime önce çok şaşırdı. Sonra ise büyük ve güçlü bir kahka attı.

“ hmm hem sert hem de zor. “ dedi yüzmü incelerken. Sonra gözleri vücuduma kaydı. Beni ayrıntılı bir şekilde süzdü. Kısa ve dar koyu kırmızı bir elbise giymiştim. Vücudumun tüm hatlarını belli edercesine bir darlık.

“  ayrıca” dedi bana yaklaşmaya başlarken. “ çok” dedi boynuma nefesini üflerken. “ seksisin” bana git gide daha çok yaklaşmaya başladı. Dudaklarını boynumda hissettiğim an hızla yağa kalktım. Ayakta durmakta zorlansam da inatla ayakta durdum. Benim bu ani hareketimi beğenmiş olacak ki yüzünde piç bir gülümseme takındı. Şuan kendimde olsam yüzüne onlarca yumruk atarım ama kahretsin ki kendimde değilim.

O da ayağa kalktı. Bileklerimi tutarak beni geri otutturmaya çalıştı.

“ bırak beni. Bak sonu kötü olur senin açından” dedim bağırarak.