Bölüm 44

697 41 21
                                    

 Sabah telefonuma yağan mesajlar yüzünden uyanmıştım. Kızları daha fazla rahatsız etmeden sessize alıp gelen mesajlara bakmıştım. 47 Tane mesaj  26 cevapsız arama. Hepside babamdan idi. Hızlıca babamı arayıp konuşmamız pek uzun sürmeden kapatmıştık. Evin kapısının önünde duran kutuyu almamı istemişti. Tabi meraklı olduğum için hızlıca gidip kapının önünde duran kutuyu aldığım gibi hızlıca oturma odasına götürdüm. 

Bizim kızlardan Deniz uyku sersemliğiyle

 '' Kutu Kıvanç'tan herhalde'' diyerek mutfağa gitti. Cevap bile verememiştim. Hemen kutuyu açmaya başladım. İçerisinde bir güzel ayakkabı ve çok çok çok güzel bir elbise çıkmıştı. Elime telefonu aldığım gibi direk babamı aramıştım.

 '' Sen var ya sen babaların babasının en güzelisin'' cidden elbiseye bayılmıştım.

 '' şş yalakalık yok. Saat 1.30 da şirketten seni almaya gelecekler. Seninle birlikte yemek yeme yerinde buluşacağız. Saat şuan 12.00 bence hızlı hızlı hazırlanmalısın. '' hevesim cidden kursağımda kalmıştı. 

'' Tamam hazırlanıyorum ben'' telefonları kapatmıştık. İlk önce yukarıya çıkıp saçlarımı yapmam gerekiyordu, daha sonra kıyafetleri giyindiğim gibi birkaç bir şey atıştırmam gerekiyordu. Daha sonra makyaj yaparım diye kendi kendime bir plan oluşturmuştum. 

Kızlar ayaklanıp yanıma geldiklerinde bütün durumları anlatmıştım Mira'nın telefonu çaldığı için yanımızdan ayrılmıştı.Deniz düzleştiriciyi eline  aldığı gibi  düzleştirmeye başlamıştı. Bende o sırada makyaj yapıyordum. Mira yanımıza gelip 

'' kızlar kalkın kahvaltıya gidiyoruz'' kalbim yerinden çıkacaktı. Kıvanç bu elbiseyi görseydi beni hayatta göndermezdi. Hele hele evden alacaklarını duysa ölsem bile ölümü onlara vermezdi. bir şey düşünmemiz gerekiyordu.

"Ben gelemem bir şeyler uydurun '' Kafalarını salladıkları gibi odalarına çekilip hazırlanmaya başlamışlardı. Bende kendi saçlarımı yapmaya devam ediyordum. 15 Dakika sonunda saçlarım tamamdı. Kızlar ne yapıyor diye odalarına gitmiştim. Herkes geçmiş aynasının karşısına makyaj yapıyordu. Mira makyaj yapmayı sevmezdi. Deniz işine yarayan makyaj aletleri varsa yapardı. Eylül ne bulursa suratına sürerdi. Kızlar hazırlandıkları gibi onları yolcu etmiştim. Bende saçlarımı yaptığıma göre kıyafetlerimi giyinmiştim. Daha sonra sıra makyaja gelmişti. Telefonum çalmaya başladığında hiç bakmadan açmıştım. 

'' 10 dakika içerisinde hazır ol almaya geliyorlar '' telefonu kapatmıştı. Arayan babamdı. Ve ben hala makyajımı bitirmemiştim. Saate baktığımda ise 13.08 geçiyordu. İçimden sövmüştüm. Hızlıca makyaj çantamı çantama attığım gibi  makyajımı arabada devam edecektim. Mutfağa gittiğimde kızların kahvaltı yapmadıkları aklıma gelmişti. Dolabı açmaya üşendiğim için bir şey yemeden gidecektim. Son kez aynaya baktığımda on numara olmuştum. Makyaj çantamı alıp yarım kalan makyajıma devam edeyim diyecekken dışarıdan korna sesiyle kendimi hemen dışarıya atmıştım. Takım elbise giyinmiş yakışıklı çocuk kapıyı açmış bir şekilde ben bekliyordu. İçimden ben bu kadar kibar kişileri sevmiyorum demiştim. arabaya bineceğim sırada.

'' Buyurun Hira Hanım '' arabaya bindiğimde kapıyı kapatıp kendi yerine geçtiği anda gaza basmıştı. Kulağına taktığı kulaklıkla

 '' evet efendim aldım Hira Hanımı peki '' susmuştu. Hira Hanım derken aynadan bana bakmıştı. Utancımdan makyaj çantamı çıkartamıyordum. 

Bir hışımla çantadan çıkarttığım gibi makyajıma devam ediyordum. Aynadan bana tip tip bakmasına rağmen devam ediyordum. Sonunda makyajım bittiğinde hala gitmeye devam ediyorduk. 

Hayaller Doğru: LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin