Hira;
Hiçbir şey olmamış gibi sınıfıma ilerliyordum. Merdivenleri hızlı bir şekilde çıktığımda karnımın guruldamasıyla birlikte kantinin yolunu tutmam gerektiğini anlamıştım.
Şimdi evde olsaydım bol sucuklu bol yumurta olacaktı hapur hupur yiyecektim onu. Midem cidden daha da çok guruldamaya başlamıştı. Kantine geldiğimde sıranın olmayışı beni daha çok mutlu etmişti. Kantinci ablaya kaşarlı tost yanında da sıcak çikolata istemiştim.
2 dakika sonra elimde duran tostum ve sıcak çikolatamla daha çok mutlu olmuştum. Daha fazla zaman kaybetmemek için sınıfımın yolunu tekrar tutmuştum. Merdivenlerden dikkatli bir şekilde çıktığım için kendimi tebrik etmiştim. Sınıf kapısına geldiğimde sınıfta hoca olmadığı için bir oh çekmiştim.
Deniz ve Eylül benim sınıfa girdiğimi görünce
''günaydın genççler'' dediğimde ikisi de
''günaydınn'' demişlerdi. Tam sırama oturacağım sırada arkadan birisi
''tostunun içindeki kaşar galiba dikkat kendini yiyip bitirme'' demesiyle sinirlenip elimdekileri sıranın üzerine bıraktığımda arkada oturan Melisa bana dik bir şekilde baktığında onun gözlerinin içine bakarak
'' kim söyledi '' dediğimde sınıfta bir sessizlik olduğu için sesimin yankılanmasına da sebep olmuştu. Melisa ayağa kalkıp
''ben söyledim ne oldu bir şey mi yapacaksın'' dediğinde Melisa'ya yaklaşıp burun buruna geldiğimizde
''o kaşarı alır yedirtirim sana dikkat et hazımsızlık yapmasın '' biraz bozulmuşa benziyordu ama hiçbir şekilde alınmamış gibi
''canına susadın galiba hadi git bakalım Mira'nın yanına belki hastanelik olmuştur veya bir yerde birisi canını sıkıyordur kim bilir'' içimde bir şey olmuştu. Ne acı, ne nefret, ne korku.
''az önce onunlaydım hiçbir şeyi yoktu" sesim net bir şekilde çıkmıştı.
''Artık bilemem bir ara sor '' kelimeler ağzından imali bir şekilde çıkmıştı. O sırada Deniz Ve Eylül'e baktığımda telefonlarıyla Mira'yı aradıklarını anlamıştım. Eylül telefonda konuşurken
''Mira iyi misin?'' dediği sırada telefonu elime aldığım gibi
''Mira bir şeyin var mı?" Diye sorduğumda, Mira nefes nefese kalmış bir şekilde
''iyiyim sorun yok bir işim çıktı okula gitmeden önce onları halletmem lazım'' dediği gibi telefonu kapatmıştı.
Sinirlendiğim her halimden belli oluyordu Melisa tam sınıftan dışarıya çıkarken koluma çarpmasıyla sinirlerime hakim olamadığım için Melisa'nın saçlarını çekmemle birlikte arka diz kapağına vurduğum için yere düştüğünde arkama bakmadan tam sınıftan dışarıya çıkacakken birisine çarptığımı anladığımda
''önüne baksana ya yeter artık'' bu sözleri tam karşımda duran Kıvanç'a söylemiştim.
Arkada sinirden kuduran Melisa kolumu tutup kendine çevirdiğinde yüzüme yumruk attığı için canım cidden çok acımıştı. Artık sabredemiyordum. Elime baktığımda kan olduğunu görünce olduğum yere yığılmıştım.
Mira;
Hira'yı evinden aldığım gibi okuluna bırakana kadar hiçbir şey konuşmamıştık. Okulun kapısına geldiğimde
''teşekkürler '' deyip arabadan inmişti.
Bende kendi okuluma gitmek için yola koyulduğumda çalan telefonumu çantamdan aldığım gibi ekranda 'bilinmeyen numara' yazısını gördüğümde merak edip açmıştım telefonu.
Arkada bağıran birisi yüzünden ne dediği anlaşılmadığı gibi boş bir odada sesi yankılanıyordu. Ses bir anda kesildiğinde boğuk bir ses
" bu sesin kim olduğunu merak ediyorsan Tepe'ye gel yoksa herkes için kötü olabilir'' telefonu kapattığı için sinirlenmiştim.
Hemen okuluma gidip izin kağıdı almam gerekiyordu. Hızlıca gaza bastığım da okula gelmiştim hemen okulun önüne park edip. Müdür yardımcısının odasına koştum ve izin kağıdı aldım.
Bugün izinli olduğum için boşu boşuna ablamdan azar işitmeyecektim. Arabama hızlı bir şekilde giderken nefes nefese kaldığımda çalan telefonuma baktığımda 'Eylül' yazısını gördüğümde hızlı bir şekilde açtım telefonu.
''Mira iyi misin '' tam cevap verecekken
''Mira bir şeyin var mı? '' Diyen Hira'ya
''iyiyim sorun yok bir işim çıktı okula gitmeden önce onları halletmem lazım'' dediğim gibi telefonu kapatıp.
Tepeye doğru sürmeye başladım arabayı. Neyle karşı karşıya geleceğimi de bilmiyordum, merak ediyordum.
Tepeye vardığımda ise Melisa'nın arkadaşları ve yanlarındaki erkekler bön bön bana bakarken arabadan inip yanlarına gideceğim sırada Kıvanç'ın arkadaşları da benim arabamın yanına kendi arabalarını park ettiğinde bir şeyler olduğunu ve iyi şeyler olmayacağını anlamıştım.
Bir sağımda ve diğeri de solumda duran arabaların içinden Demir, Can ve Özkan çıkmıştı. Demir bana daha yakın olduğu için yanına gidip ne olup bittiğini tam soracağım sırada yan taraftan bağıran Can'ın yüzünden irkilmiştim.
'' Bu olay bizim aramızda olan biten bir şey kimseyi bu işe katmayın.'' diyen Can ne demek istemişti diye kendi kedime soruyordum.
Ne işi, ne olayı anlamıyordum bunları. Demir'e yaklaşıp ne olup bittiğini sorduğumda sadece dikkat etmem gerektiğini söylemişti.
Demir kolumu tutup
''arabaya geç'' dediğinde onu dinlemicektim.
Bana doğru gelen Melisa'nın arkadaşı tam elini kaldırdığı sırada karnına vurduğum gibi yere düşüp iki büklüm olmuştu. Altımda etek olduğu için rahat hareket edemediğim için bir kez daha içimden lanet okumuştum.
Yerde kıvranan kızın ne ara ayağa kalktığını hatırlamadığım için saçımı tutup diz kapağımın arkasına vurduğu gibi yere diz çökmüştüm. Daha fazla dayanamayıp saçımı tutan kızın elini aldığım gibi ters çevirip ayağa kalmaya çalışmam sayesinde onun diz kapağına vurduğum için o yere düşmüştü.
Suratına attığım yumruk sayesinde burnu kanamıştı. Adını bilmediğim kız yerde kendi kendiyle uğraşırken Demir'ler ne alemde olduğunu bakmak için ayaklandığım da ağzımı bir şeyler kapatması sonucu kendimi bırakmıştım.
Sadece kavga seslerini duyabiliyordum ama hareket edemiyordum. Ellerimin ve ayaklarımın bağlandığını hissettiğimde işlerin bu noktaya kadar geleceğini düşünmemiştim.
Gözlerim bağlı ve ağzımda bez parçasıyla bağlanmıştı. Oturduğum yer sandalye değildi. Ayaklarımla etrafı kolaçan ederken olduğum yerin dar olduğunu anlayınca daha kötü hissetmiştim kendimi.
Kalp atışımın sesini her tarafta duyuyordum. Nefes alamıyorum. Kalbim çarpıntı yaptığı için kendimi gevşetmek için iyi şeyler düşünmeye başladım ama nafile. Uykum gelmeye başlamıştı. Sadece uyumak istiyordum. Derin bir uykuya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller Doğru: Lise
Teen FictionBirbirinde farklı dört kız hayallerinin peşinden koşarken karşılarına çıkacak olaylardan habersizlerdi? Acaba bu dört erkek kızların hayatlarını nasıl etkileyecek. Dolu dolu bir macera kızları bekliyor.