Bölüm 57

574 34 4
                                    

Mira;

Şuanda gözlerime inanamıyordum eski sevgilim Sinan karşımdaydı peki ya neden tekrardan geldi bir daha karşıma çıkmayacağını söyledi. En sonunda bu sessizliği Deniz bozmuştu

 "oha Sinan senin ne işin var burada" Kahvaltı için Eylül araya girerek

 ''Sinan gel birlikte yiyelim ne dersin dediğinde Sinan durur mu tabi ki de Hira'nın oturduğu sandalyeye oturmuştu. Deniz'e bakıp

 '' Eee artık yurtdışındaki işlerimi bitirdiğim gibi buraya geldim. Hatırlıyorsanız beni yolcu ettiğiniz o gün hepinize mesaj atmıştım ' işim bittiği gibi direk yanınıza gelicem 'demiştim dimi daha kendi evime bile uğramadan buraya geldim. Biliyorsunuz hepimiz aynı okula gidiyorduk bende lise son sınıf olduğum için sizinle aynı okula yazdırdım kendimi ne de olsa tanışıyoruz.'' Aha şimdi sıçtık, Demir beni lime lime doğrıcaktı adım gibi emindim. Bugün Allah'tan okul yoktu o yüzden rahattım, bu arada Sinan bizim yan evde oturuyordu. Hepimizin ailesiyle çok sıkı fıkıydılardı. Hızlıca kahvaltımızı edip salona geçip bir güzel dedikodu yapmaya başladık. 

'' Eee söyle bakalım Demir kim?'' Sinan'dan beklenen bir soruyla karşı karşıyaydım. 

'' Okullar açıldığı zamanlar pek yakın değildik yavaş yavaş arkadaş olduk bir baktık ki sevgili olmuşuz. Diğer kızlarla birlikte Demir'in arkadaşları sevgili.'' Tek kaşını kaldırıp kafasını yukarı aşağıya sallamıştı. Hira'ya dönüp

 '' Hira bakıyorum da sen pek bir güzelleşmişsin. '' gözlerini devirip

 '' ben zaten doğuştan güzel ayol'' saçlarını geriye doğru savurmuştu. Hira'nın egosu tavan yapmıştı.

 ''Deniz sen mahallenin kaba dayısıydın hala öyle misin? '' Geri dönüp baktığımızda Sinan ile birlikte çok güzel arkadaşlığımız vardı. Deniz, Eylül ve Hira ile nasıl yakınsam Sinan'la da öyleydik. Tek ben değil herkes öyleydi başımıza bir şey gelseydi direk Sinan devreye girerdi. Bir an çocuk olmak istemiştim.

 '' yok artık öyle değilim tabi yani senle birbirimize söz vermiştik kızlara bir şey olursa olaya ilk el atacak olan kişi bendim. Ama bakıyorum artık sen geldin artık sana emanetiz'' herkes bir kahkaha atmışlardı. Telefonuma mesaj geldiği gibi direk şifreyi girip WhatsApp'a girip Demir'in bana attığı mesaja bakmıştım.

 '' Günaydın prenses '' tabi ki de şapşal şapşal gülümsüyordum.

 ''Günaydın bitanem'' yazıp gönderip telefonu kapatmıştım. Kapı zili çaldığı gibi Eylül fırlamıştı. Bizde Sinan'la konuşmaya devam ediyorduk ki içeriye ilk giren Can elinde kocaman bir ayıcık, Özkan elinde bir buket çiçek, Kıvanç sinirli bir şekilde, Demir ise yere bakarak içeriye giriyorlardı. Bugün okul yoktu bir planda yoktu neden gelmişlerdi ki. Kıvanç boğazını temizleyip Sinan'a elini uzatıp

'' merhaba '' oha bu ne ciddiyetlik derken Can ve özkan elinde duran ayıcık ve çiçeği yere bırakıp koltuklara oturup Demir yanıma oturup kulağıma yakınlaşıp

 ''bizde size vereceğimiz ceza için gelmiştik ama görüyorum ki müsait değilmişsiniz'' ahanda sıçmıştık. Ama tek ben değil herkes sıçmıştı. Eylül ayağa kalkıp bu Sinan neden bizim evde olduğunu açıklamıştı. Erkekler yumuşamıştı fakat Eylül'ün atladığı bir nokta vardı Sinan benim eski sevgilimdi. Şimdi ben ayağa kalkıp

 '' Eylül'ün atladığı bir nokta var şimdi bende orayı size açıklayacağım'' Hira ağzını oynatarak 

'söyleme' diyordu.

 Kıvanç ile el ele tutuştuklarını görünce sevinmiştim. İnşallah bu söyleceklerim karşısında bir kargaşa çıkmaz diye dua ediyordum. Gözlerimi sıkmaya başlamıştım. Bir an başım dönmeye başlamıştı yere düşmemek için

Hayaller Doğru: LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin