Havanın karanlık tonlarına boyalı sonbahar ayazı İstanbul'u kuşatmış, insanlar ve onların masalları huzurla köşelerine çekilmişti.Ancak masalların hayal dünyasından çatlak bulan ve dışarı çıkmayı başaran kurnaz tilkiler avlanınca gerçek hayat kana bulanacaktı.Bunu durdurmanın tek yolu ise Kırmızı Başlıklı Kız'daki avcıyı bulmak ya da ona dönüşmekti.
Adam, ekim'in insanı gerçeklerle yüzleşmeye zorlayan soğuk rüzgarlarına aldırmadan, düşünceleri kadar karışık renkteki kıyafetleriyle denizin kenarında yürüyordu.Soğuk, bedenini yalayıp geçerken hissettirdiklerine daha fazla dayanamayınca ellerini pantolonunun ceplerine sıkıştırarak ısınmaya çalıştı.Sahil yolundan hızla geçip giden arabalar haricinde ortalıkta kimse yoktu.Bu saatte herkesin acelesi, herkesin işi, herkesin ihtiyaçları vardı.Ancak onun ihtiyaçları herkesinki gibi değildi.Dışarıdan bakıldığında intikama benzese de onun için bundan öteydi, bir zorunluluktu.
Rüzgar, içine işlemeye; o ise yürümeye devam etti.Sonunda arabasına vardığında kendini mutlulukla içine attı.Elleri, vakit kaybetmeden klimaya yöneldi ve onu en yüksek dereceye getirip açtı; sıcak hava, adamın bedenindeki buzdan duvarlarla boğuştu ve onları delip içine girdi.Sıcak ile buluşunca düşünme yetisini tekrar kazanan adam arabayı sürmeye başladı.
Yollar, başta siyah asfalttan yapılıp tıpkı insanların fikirlerinin bilgilendikçe yumuşaması gibi üzerlerinden geçildikçe griye dönmüştü.Gri, yaşlanmış çizgiler aracın altından bir bir kayarken adamın oyunlarının baş kahramanı Anıl'ın şirketinin önünde, kahverengi gözlerine kanca gibi bir görüntü takıldı ve gözlerinin odağını kendi yönünde çekti.Ayağı hemen frene gitti ve arabayı yol kenarına çekip durdurdu.Baktığı noktadaki kişilerin karşıdaki restaurantın içine girdiğini görünce, şokun etkisiyle büyüyen gözleri ve açılan ağzı, yerini donuk bir gülümsemeye bıraktı.Arabasından indi ve peşlerine takıldı.
Hava, olacakları önceden hissetmiş gibi rüzgarın şiddetini daha çok arttırdı.Adam, karşı masada konuşan biri sarışın diğeri esmer bu güzel çifti izlerken şaşkınlığına engel olamıyordu.Anıl'ı takibe başladığı günden beri hiçbir kızı bu kadar dikkatli izlediğini görmemişti.Aniden birine bu kadar yakın davrandığını görmek garipti ama bu yeni durum kendisini heyecanlandırmıştı.Erkeklerin özellikle kadın meseleleriyle uğraşmak en zayıf yanlarına dokunmak gibiydi.Hem de daha eğlenceli.
Hafifçe güldü ama aklına gelenler keyfini kaçırdı.İçinde bir taraf hala yanlış yaptığını söylese de neredeyse bir senedir devam ettiği oyundan vazgeçmeyecekti, vazgeçemezdi.Hem Anıl'ın yanındaki bu yeni kızın, olayları daha eğlenceli hale getireceği kesindi.
Onları bir süre daha izledikten sonra aklına gelen fikirlerle ayağa kalktı ve yüzünü o masadan sakınarak çıkışa doğru ilerledi.Gerçi yüzünü görmesi neyi değiştirirdi ki insan kadar dikkatsiz, önündekini göremeyen başka canlı var mıydı?
Cebinden kulaklıklarını çıkarıp kulağına taktı, telefonundan hareketli bir müzik açtı ve belli belirsiz dans ederek arabasına doğru yürüdü.Hareketlerinden bu kızın onu ne kadar heyecanlandırdığı belli oluyordu.Arabasının yanına vardığı sırada restaurantın kapısından az önce izlediği masadaki esmer kız çıktı.Güzel bir kızdı ama ne kadar somurtkandı öyle.
Adam, kızı dikkatle incelemeye devam ederken kız, soğuğun yakıcı etkisiyle titreyerek önü açık kabanının düğmelerini ilikledi ve etrafına bakmadan hızlıca otoparka girdi.Bu kızı daha çok göreceğini sezmişti hemen ilk anda, oyunlarının eğlencesinin artacağına sevindi.Hem ona göre insanların durgun, sıkıcı hayatlarına heyecan katmanın nesi kötüydü?Biraz değişiklik herkese iyi gelirdi değil mi?Dudaklarının kavisi munzırca sağ yanağına doğru kıvrıldı.Bugünkü ilk işi bu kızı araştırmaya başlamak olacaktı kesinlikle.Arabasına bindi, kulaklıklarını çıkarttı, müziği hoparlöre verip şarkıya eşlik ederek evine doğru sürmeye başladı.
Bu adamın bir seneye yakındır Anıl Arslan'a oynadığı oyunun ikinci perdesi Hazal'ı gördüğü an açıldı.
Hazal, yokuşa sürülen hayatını toparlamaya çalışıp büyük bir oyunun içine düşeceğinin farkında olmadan nefes almaya devam ediyordu ama oyun, ensesinde soğuk rüzgarlar estirmeye başlamıştı.
Yorum yazmayı ve oylamayı unutmayın sevgili okuyucularım.Fikirleriniz benim için çok değerli.
💛💛💛😉
Kapak tasarımı için @anextiomarius 'a çok teşekkür ederim:)Ellerine sağlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
General FictionHayatın bize kurduğu tümseklere çarpıp parçalanan, yara alıp yoluna devam eden, kurtarılmayı bekleyen, geriye bakıp tümseğe tekme atan ve tümseği yerleştirenlerin hikayesi. Hazal, yokuşa sürülen hayatını toparlamaya çalışırken tanıştığı insanlar yol...